Şampiyonlar Ligi’nin ilk sekizine kalmış olan Fenerbahçe’ye, ‘kim çıkarsa çıksın’da kalmıştım zaten ben. Şimdi Chelsea ile eşleşti. Hani Britanya Adaları’ndaki güçlü İngiliz takımlarının yanı sıra Chelsea’ye ‘ehh biraz daha iyi’ diyecek halimiz mi var?

Anelka’nın Fenerbahçe’de oynayıp şimdi Chelsea’de görev yapıyor olması, aynı şekilde daha evvel Chelsea formasını giymiş Kezman’ın Fener’de olması ilginç değil mi? Kezman eski takımına karşı Saracoğlu’nda oynanacak ilk maçta gol atmaya çalışacak. Tüm Fenerbahçe taraftarları ve futbol takımının oyuncuları güvenlerini asla yitirmesinler. Rakip kim olursa olsun ilk önce biz bu takımı yenebileceğiz diye sahip çıksınlar. ‘Eyvahh, bize de Chelsea çıktı’ diye panik atağa girerse, şu da biline ki; ‘korkunun ecele faydası yoktur.’

Ben her zaman Fenerbahçe’ye güvenirim ve kazanacağından yana düşünürüm. Şartlar ne olursa olsun ilk maç İstanbul’da Saracoğlu’nda oynanıyorsa, daha şimdiden söylüyorum, o ilk maçın favorisi Fener’dir. Tabii ki; Chelsea yıldızlar topluluğu. Fener’de yıldızlar yok mu? Fener’deki yıldızların Chelsea’dekilerden ne aşağı kalır yanı var. Chelsea yüksek ve uzun toplarla oynarken, Fenerbahçe kısa paslarla ayağa oynayan bir takım olgusu içindeyken, hangi İngiliz takımı olursa olsun böylesine oyun formatı içinde oynayan takımlara karşı özellikle deplasmanda çok üstün başarılar elde edemezler.

Eğer Fener, Chelsea’ye karşı kaybeden olup Şampiyonlar Ligi’ne veda ederse, ‘buraya kadarmış’ deriz. Fenerbahçe, Chelsea’yi elerse; dünya futbol medyasına bomba haber olarak düşer. Bu mucize olmaz. Daha önce Sevilla karşısında da çok kişi ümitli değildi. Sonuçta Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde yoluna devam eden oldu.