Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Kendisi iyi, çevresi kötü!

Kendisi iyi, çevresi kötü!

Dikkat! Bu bir “Aydın Doğan iyi, çevresi kötü” yazısıdır.

Kendisi ne kadar iyidir? Bunu “Hilton ve rafineri izni” dolayımında konuşmak lazım. Belki daha sonra...

Konumuz şu:

Hürriyet gazetesi kimin arka bahçesi? Burada yazan “kalemler” kimin yandaşı?

Medyamızın “amiral gemisi” olan, daha doğrusu kendisini böyle pazarlayan Hürriyet gazetesi, bilindiği üzere, Doğan Medya Grubu’nun bir üyesidir...

Doğan Medya Grubu da, canı sıkıldıkça ya da durduk yerde ya da iş başa düştükçe “yayın ilkeleri” deklare eden değeri kendinden menkul bir yayın grubudur.

Bu ilkeler, elbette, Hürriyet gazetesini de bağlıyor.

Durduk yerde deklare ettikleri yayın ilkelerine göre demokrasiyi savunacaklarına, “yalan ve asparagas” haber yapmayacaklarına, özel hayatlara girmeyeceklerine, kişisel çıkar peşinde koşmayacaklarına, herhangi bir siyasi partiye stepne yazılmayacaklarına söz verirler ama genellikle sözlerinde durmazlar.

Demokrasiyi savunacaklardır, desteklemedik “darbe” ve “muhtıra” bırakmazlar.

Kişisel çıkar peşinden koşmayacaklardır, Hilton’dan başka arazi, POAŞ’tan başka petrol şirketi tanımazlar...

Herhangi bir siyasi partiye stepne yazılmayacakladır, Baykal’ın söylediklerini tekrarlamaktan öte bir şey söylemezler...

Madem farklı düşünenleri “yandaş” olmakla suçluyorlar, biz de onların kime yandaş olduklarını kurcalayalım... Bakalım ne çıkacak?

Baykal, 28 Şubat sürecinde ordunun “sivil toplum kuruluşu gibi çalıştığını” söylüyordu.

Hürriyet de attığı birbirinden “yaratıcı” manşetlerle bu düşünceyi seslendiriyordu; “İşi bu defa silahsız kuvvetler halletsin”, “Topyekûn Seferberlik”, “Paşa Başkanı hizaya soktu” gibi...

Baykal, 367 şartını savunuyordu, Abdullah Gül’ün Çankaya’ya çıkmasına karşıydı.
Hürriyet de bilinen ve en kararlı 367’cilerdendi. Gül’ün Çankaya’ya çıkmasına karşıydı.

Baykal, başörtüsüne özgürlük getiren anayasa değişikliğinin “rejimin sonunu getireceğini” iddia ediyordu.

Hürriyet de aynı görüşteydi... 411 elin “kaosa kalktığını” söylüyordu.

Baykal her türlü demokratik açılıma karşıdır.

Hürriyet de karşıdır.

Baykal’a göre Türkiye’de “sivil dikta” tehlikesi vardır.

Hürriyet’e göre de vardır.

Baykal “Ergenekon” ve sair oluşumlarla ilgilenmez, darbe hazırlıklarını hiç görmez.

Hürriyet de bu gibi şeylerle ilgilenmez ve görmez.

Baykal’a göre Türkiye Türklerindir.

Hürriyet’e göre de “Türkiye Türklerindir...”

Baykal, AK Parti’ye açılan kapatma davası karşısında kılını kıpırdatmamıştı.

Hürriyet de kılını kıpırdatmamıştı... İlave olarak Başsavcı’ya “delil” üretip durmuştu.

Baykal referandumdan korkar.

Hürriyet de korkar.

Baykal’ın en büyük kâbusu AB standartlarına uygun bir HSYK ve Anayasa Mahkemesi yapılanmasıdır.

Hürriyet’in de böyle dertleri vardır.

Bu böööyle gider... İstediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz...

Peki, Aydın Doğan istediği için mi böyle oluyor?

Hayır... Aydın Doğan’dan yetki ve icazet alan (tabii para da alan) bazı kifayetsizler, ellerindeki yetkiyi kötüye kullandıkları için böyle oluyor. İktisaden batırdıkları patronlarını, bu kez siyaseten batırmak istiyorlar...

İleride “Türkiye’nin demokratikleşme tarihi” yazacaklar, “engelleyici unsurlar”dan aslan payını mutlaka Hürriyet gazetesine ve kifayetsiz yazarlarına ayıracaklardır.

Kendisi iyi, çevresi kötü olduğu için, Aydın Bey yine yırtacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi