Cemal Nar

Cemal Nar

Her İhtida Bize Bayram I

Her İhtida Bize Bayram I

İnsan kainatın göz bebeğidir ve çok kıymetlidir. Biz “İmanın Kıymeti ve Korunması” kitabımızda “İnsanın Değeri”ni konu ettiğimiz için burada tekrarlamayalım ancak unutmayalım ki Allah Teâlâ insanı özel olarak elleriyle, hem de en güzel kıvamda, maddî ve manevî olarak en iyi biçimde donatarak yaratmış ve kendi ruhundan üflemiştir.

Melekleri ona secde ettirmiş, yerleri gökleri istifade için onun emrine vermiş, dünyada ve ahrettte mes’ud ve bahtiyar etmek için din gönderip sevdiği Peygamber Efendilerimizi (sav) ona hizmet ettirmiştir.

“Yere göğe sığmam, onun kalbine tecelli ederim,” demiştir.

İnsan bu kıymetini bilmeli ve Rabbine teşekkür etmeli değil midir?

İşte bu bilme ve teşekkür, ancak Müslüman olmakla gerçekleşir. Dolayısıyla hemcinsimizden her biri Müslüman oldukça, biz sevincimizden, tabiri caizse havalar hoplarız.

Bu yüzden “Her İhtida Bize Bayram” diyoruz…

Ya bu bir de yakınımız olursa?

Belki bugün böyle sevinçleri pek yaşamıyoruz. Çünkü yakınlarımız anadan doğma Müslüman. Fakat yanlış yollardan tövbe ederek dönüp iyi bir hayata başlayanlardan az çok o tadı ve mutluluğu alıyoruz. Yeryüzündeki ihtida olayları da bizi çok sevindiriyor.

Asr-ı saadette bir Ebu Bekir’in, bir Ebu Hüreyre’nin, bir Ammar’ın ana babalarının Müslüman oluşları karşısındaki sevinçlerini hatırlıyor musunuz?

Raci Garudi Müslüman olunca nasıl sevinmiştik?

Casius Clay Muhammed Ali olunca nasıl bayram etmiştik?

Ya Cat Stevens Yusuf İslam olunca?

Muhammed Hamidullah, Türkiye’den gidenlere verdiği en sevinçli haber, “Bu gün şu kadar Fransız Müslüman oldu” değil midir?

Daha bir sürü sevinçlerimizi sayabiliriz.

Bu sevinçleri bireysel ve toplumsal davet çalışmalarımızla artırmalıyız.

Bunlar en güzel, en sevimli, en heyecanlı amel ve ibadetlerimizdir bizim.

Namaz kılmayan bir öğrencimi camide görürsem, bayram ediyordum.

Şimdi bir adam yanıma yaklaşır da, “sizin vaazınızı dinleyen oğlum namaza başladı” derse, bayram ediyorum.

Geçen gün de öyle bir bayram yaşadım, vaaz sonrası yanıma yaklaşan orta yaş bir beyefendi:

- Hocam beni hatırladınız mı? Dedi.

- Maalesef hayır, dedim.

-Hatırlamazsınız. Bundan otuz sene önce Bayazıtlı Camiinde ramazanda yatsı öncesi vaaz verirdiniz. Ben de her gün önünüzde sizi dinlerdim.

- Çıkaramadım maalesef.

- Çok oldu hocam. Ben o seneden sonra namazımı hiç geçirmedim. Zekatlarımı tam verdim. Anlattıklarınızı elimden geldiğince yaşamaya çalışıyorum. Bunları sizi sevindirmek ve teşekkür etmek için söylüyorum.

Ben bütün vücuduma dalga dalga yayılan sevinç ve mutluluk ile Allah Teâlâ’ya şükrederken o sessizce uzaklaştı. Onu şimdi görsem yine tanımam galiba. Fakat sevincimi hiç unutmam…

Allah Teâlâ’dan dileğim bizlere yeni sevinçler yaşatmasıdır.

Bu şirin ülkemizde Müslüman olsalar ne kadar sevineceğimiz nice insanlar yok mu?

Hem de kendilerini müslüman zannedenler içinde bile niceleri var. Hatta şu sözümü anlamadan bana kızanlar içinde bile…

Cehalet işi bu kadar ayağa düşürdü malesef.

Önümüzdeki yazıda size bu sevinci yaşatacak bir olayo anlatayım inşallah.


www.cemalnar.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi