Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Yasak dedik!

Yasak dedik!

Bir çocuk, kendi deyişiyle "gisli gisli" sigara içerken, babasına yakalanmış. Adam çok kızmış, fakat üstüne gitmemiş...

Hiddete şiddete başvurmamış özellikle.

Kızdığını belli etmek bile istememiş.

İç iç demiş, çekinme!

Hatta beraber içelim!

Uzatmış bir tane.

Kendisi de yakmış.

Karşılıklı tüttürmüşler.

Sonra bir daha, bir daha...

*

Ağzından burnundan getirmiş sigarayı.

Çocuk öksürüp aksırmaya başlayıncaya kadar...

Midesi bulanıp kusma aşamasına gelinceye kadar...

*

Yasak diyerek bağırıp çağırmanın, aksi tesir yapacağını kendinden biliyor çünkü.

Tecrübesi var.

Çocuk, bugün koca adam... Sigaraya elini süremiyor.

*

Taktik mi dersiniz, strateji mi? Herkesin terbiye anlayışı kendine göre.

Kimi sertlikten hoşlanır, tarzı öyledir.

O şekilde sonuç alınacağını düşünür...

Alır da.

Fakat nasıl bir sonuç olur, orası kestirilemez.

İstenenin tam aksi yönde gelişmelere yol açabilir sert yaklaşımlar.

Yasak denilince, baskı kurulunca, her şeyin daha cazip hale geldiğini kim bilmez?

Bazıları da ince düşünür.

*

Siz de öyle yapın demiyorum. Sonra kimsenin "Sözünü dinledik, dediğin gibi yaptık, bizim oğlan fosur fosur tüttürüyor, tiryaki oldu çıktı" diye başıma ekşimesini istemem.

Herkes kendi tarzınca eğitir oğlunu kızını.

*

"Bu kitabı aman çocuklar görmesin, iyi sakla. Şu gazeteye sar" deyip hanımına verirken, söylediklerinin çocuklar tarafından duyulmasına özen gösteriyordu sevgili, rahmetli, canımın içi Nusret Özcan.

Öyle anlatırdı.

*

Sonra bakardı ki o kitap, çocuklar tarafından saklandığı yerden alınmış, elden ele dolaşmış ve sırayla okunmuş.

Zaten onun da istediği, kitabın okunmasıydı.

"Bunu mutlaka okumalısınız. Alın, sırayla okuyun bakiim" sözünü duyan bazı çocuklar, oflayıp puflayıp saatlerce aynı sayfada gezdirir gözlerini ekseriyetle.

"Saklayalım da görmesinler" sözünü işitince de bir anda kesinlikle okunacak kitap sınıfına giriyor.

*

Neylersiniz, insan işte.

Yasak denilince, özgürlüğü kısıtlanmış hissediyor. Ayrıca merak uyanıyor.

Yanlışsa yanlış deyin...

Demiyorsanız, ben gidiyorum müsaadenizle.

Bakın, 2010 Nisan bile gitti, gidiyor; ben niye durayım?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi