Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Sincabi muhabbetler

Sincabi muhabbetler

Cengiz Han’ın at bağladığı kavak hâlâ kapınızın önünde dervişler misali sallanıp büyüyor mu?
Ne yani, siz bilmiyorsanız babanız da mı bilmiyordu?
Secere tuttuğu gibi bir çetele tutmamış mı babanız?
Kalsın!..
¥
Tarihe nam salan padişahınız veya kralınız kaval çalar mıydı?
“Çalamazdı” demek size hiç yakışmaz...
Desenize: “Büyük dedelerimizden bizlere intikal eden bilgilere göre bazı şeyler çalarlarmış, fakat ne çaldıkları kayda geçmemiş...”
Yuh olsun size...
¥
“Dağa çıkmak” ne anlama gelir sizin yörede?
Kenger toplamak için mi?
Keklik avlamak için mi?
Ya da arıyla, namusuyla eşkiyalığa soyunup soygun vurgun yapmak için mi?
Ne??
Bilmiyor musun?
Öyleyse akrebi diri diri yuttun demektir...
¥
Bahçenizde “kin ağacı” var mı?
Meyvesini toplamak için sabah sabah ağaca tırmanan kaç kahramana sahipsiniz?
Kin ağacını hangi su ile sulamaktasınız lelley?
“Ben bahçeye gitmem” olur mu hiç?
Peki dedeniz, babanız, amcanız, halanız da mı gitmez?
Yiğitliğin onda dokuzuna mı sığınmak istiyorsunuz?
Hadi güle güle!..
¥
Siz hangi üniversitede “devrimci cehalet” okudunuz?
Ulan hiç menfaat tahsil etmediniz mi?
Vay garibim vay...
Ham gelip ham gideceksiniz dünyamızdan...
Aklınızı başınıza, haysiyetinizi ayağınıza toplayın e mi?
Yoksa haliniz haraptır...
¥
Nasıl... Bol bol yiyor musunuz?
Bre ahmak ne yiyeceğinizi bana mı soruyorsunuz?
Yiyin işte...
Dayak yiyin, rüşvet yiyin, acıtıcı olsun da haram yiyin, küfür yiyin, Tunceli baklavası yiyin, katır yoğurdu yiyin...
Doymazsanız zıkkımın kökünü de yiyebilirsiniz...
¥
Ne arıyorsunuz çalılıklar arasında?
“Hukuki olanak mı?”..
Aman beni karıştırma... Ben, cinden-Cindoruk’tan, demirden-Demirel’den, Deniz’den-okyanustan, Erdoğan’dan-hanımdoğandan, Devlet’ten-heybetten korkmam, amma hukukçudan çekinirim...
Yazı yazdığım gazeteye bakar, basarlar cezayı...
Vaktiyle şöyle demiştim:
Hukuksal açıdan bir olanak bul
Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek...
¥
Annen var mı senin?
Varsa ne mi yapacağım?
Ulan beyinsiz hergele, bir düşün bakalım, “Anneler Günü” ne zaman...
Gidip annenin yüzüne tüküreceğim...
Bu hergeleyi, bu takla/makla oğlanı niye doğurdun diye soracağım.
Alacağım cevaba göre de gereğini düşüneceğim...
¥
Sizin öküz yumurtladı mı lan?
Sen “öküz yumurtlamaz” diyeceksin sopayı yiyeceksin...
Bu zamanda, bu mekânda öküz de yumurtlar Markiz de...
Direneni işkenceye tabi tutarlar... Olmazsa mahkemeye verirler, AİHM denilen adavet sarayına dahi girerler...
Tamam mı?
Hadi tamam olsun, sen de kurtul, ben de...
======================
Dokuz misli büyüyor dert akşamdan sabaha,
Hayallerimiz bile bizim olmadı daha,
Kapılar kapatılmış, biz çıkış arıyoruz,
Toprağı kan, suyu kan, dünya bir kanlı vaha.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi