Ne kadar da insancıllarmış meğer!

Ne kadar da insancıllarmış meğer!

Karşı taraf baskın çıkınca, feryadı basıyorlar... Ama kendileri güçlü pozisyonda olursa, her türlü haksızlığı, kanunsuzluğu, arsızlığı, ahlâksızlığı yapmaktan geri durmazlar. Çünkü nalıncı keseri onlara yontarken, hak-hukuk, etik, vefa, saygı; insanlık gibi kavramlar, sadece kâğıt üstünde geçerlidir.
Mesela onlar pekâlâ başkalarına ait özel ve gizli bilgileri ifşa etmekten çekinmezler. Yeter ki işlerine gelsin. Hatta dudak okumak suretiyle, en mahrem konuşmaları bile deşifre etmek için bin türlü yola başvururlar. Arşivlere bakalım mı beyler? Lakin kendileri bin türlü gizli dolap çevirirken suçüstü yapıldığında, vaveylayı koparırlar. Vay efendim bize bunu nasıl yaparsınız!..
Yaparlar gülüm yaparlar. Camdan evde oturuyorsan, başkasının camına taş atmayacaksın. Yani men dakka dukka...
Deniz Baykal, kendisini Churchill’e; Başbakan Erdoğan’ı da Hitler’e benzeterek hiç gereksiz yere bir tartışma başlattı. Baykal Churchill’e benzer mi, benzemez mi bilemeyiz ama(!), Erdoğan’ın Hitler’e benzetilmesi, en hafif deyimiyle çok yakışıksız bir durumdu. Tabiatıyla Erdoğan da, Doğan medyasındaki bazı kalemlerin kullandığı ifadeyle bu “patavatsızlığa” cevap verdi. Üstelik verdiği cevap da tabir yerinde ise cuk oturdu. Ve dahi Baykal ile “yandaş kalemler”in zembereği boşaldı. CHP lideri salı günkü grup toplantısında, Başbakana karşı ağzını iyice bozdu ve açıkçası tartışmanın seviyesini düşürdü. “Yandaş kalemler” de, güya İnönü’yü savunmak adına taarruza geçtiler.
Vay efendim, Erdoğan ölü bir insanın ardından; önemli bir devlet adamının arkasından nasıl böyle konuşurmuş...
Bu kalemşorlara hemen şunu soralım: Bre hakseverler! Siz yıllar yılı ölmüş insanların arkasından en rezil iftiraları savururken, bu ilkeler aklınıza hiç gelmiyor muydu? Neredeyse yüz yıldan beri ağababalarınız ve sizler, Osmanlı Padişahlarına demedik bir şey bıraktınız mı? Bütün dünyada saygın bir devlet adamı ve siyaset dehası olarak kabul edilen Sultan Abdülhamid Han’a, utanmadan ne hakaretler ettiniz. Ha?! En büyük haksızlıklara, mağduriyetlere uğradığı halde, ülkesinin aleyhine tek kelime etmeyen Vahidettin Han’a, ‘hain’ yaftasını vurmaktan utanmadınız. Çok şükür ki, tarih gerçekleri bir bir yüzünüze vuruyor...
Kalleşçe darağacına gönderilen merhum Adnan Menderes’in arkasından, tam elli yıldır en rezil yalanları sürdürenlerin yüzü kızarır mı? Hani nerede ölülere saygı? Hani nerede kendini savunamayacak durumdaki insanlarla uğraşmamak? İşin ucu size dokununca mı hatırladınız? Cihan Devletinin padişahlarına saldırmak serbest! Türkiye’ye en büyük kalkınma hamlesini yaşatmış olan Menderes’e ve ailesine en vahşi saldırılar serbest. Amma... İnönü’nün kendini “Milli Şef” ilan ettirmesini, uyguladığı tek parti diktasının Hitler Almanyasına benzediğini söylemek suç öyle mi? Bu mu objektifliğiniz, bu mu insancıllığınız?!.
Hadi oradan! Hadi oradan!..



Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi