Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

İkiyüz onuncu İnönü Savaşı başladı

İkiyüz onuncu İnönü Savaşı başladı

Çocuklukta başlar, ölünceye kadar İnönü Savaşları masalı dinleriz...
İnönü hep galip general...
Türkiye’nin “makûs talihini” yenenlerden birisi...
Dumlupınar’da Yunan general Trikopis’i esir aldığı söylenir...
Ne var ki o savaşlara iştirak etmiş Himmet Çavuş’tan, amcam Ali Karakoç’tan dinlediğim başka bir hikâye...
Trikopis’i Dumlupınar’da esir alan Daday’lı Miralay Halit beydir... Bunu bizim solcuların sevdikleri tarihçi Cemal Kutay da teyit ediyor...
İnönü olmasa biz olmazmışız... Camilerimiz olmazmış...
Peki dünyada var olan ülkelerin hepsinde İsmet İnönü mü var ki?
Eğer biz, yani Türk halkı olmasa İsmet İnönü paşa olabilir miydi?
Bir de bu yönden niye düşünmeyiz...
İnönü’nün yokluğu telafisi zor kayba sebebiyet verdi...
Sağ olsaydı 312 general ile beraber Vakit gazetesi aleyhinde kesinlikle dava açanlardan birisi olurdu... Maalesef tazminat almaya yetişemedi...
Peki her devrin “onursal”ı Çoban Sülü ne diyor?
Tarihe mal olmuş kişileri rahat bırakmamızı salık veriyor ve ekliyor:
“Ama kişilerin şahıslarına laf yöneltmenizi esefle karşılıyorum...”
Başbakan Erdoğan’a gönderiyor esefini...
Türk milletinin hafızası maalesef zayıftır... 1960’lı yıllarda AP Genel Başkanı Demirel’in mutfağından pişirilmiş şu iddia çıkmıştı:
“İsmet İnönü asker kaçağıdır...”
Yaşı müsait olanlar, bir de şuurunu kaybetmeyenler bu yakışıksız iddia hakkında “Yahu İsmet İnönü bir paşadır... Paşa gidip er olarak askerlik mi yapacak” sorusu sorduklarında “onursal siyasetçi” Demirel o zaman şu kıvırtmayı yapıyordu:
“Birileri bir şey söylemişse mutlaka altında bizim bilmediğimiz hakikatler var demektir...”
Baykal ve ekibi bu hakikatleri bilmeyebilirler... Ya da bilirler amma günün şartlarına göre aleyhlerinde netice vereceği endişesiyle sarılırlar Süleyman Demirel’e...
Savaştır olur...
Hangi savaş demeyiniz sakın...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Deniz Baykal askerlerinin hem ve dahi Aydın Doğan medyasının, bazı televizyon kanallarında boy göstermek, gevezelik yapmakla nam kazanmış sözcüler arasında cereyan eden 210’uncu İnönü savaşı...
Anayasa değişikliği tartışılırken araya İnönü nereden girdi derseniz, İnönü, solcularımızın ve askercilerimizin değişmez jokeridir...
Darda kaldıkları inancına girince hemen İnönü mitine sarılırlar...
Amma nafile...
O eskidenmiş... Milletin İsmet İnönü’yü kahraman zannettikleri cahiliye dönemlerinde...
Peki İsmet paşanın bu ülkeye hiç mi yararlı hizmetleri yoktur?
Olmaz olur mu?
Mutlaka hizmet etmiştir... Ne var ki yaptığı iyi hizmetleri ortanın solu cephesine geçtikten sonra kendi eliyle veya diliyle silip süpürmüştür...
Halefleri gibi halkı “irtica” ankasına baktırarak, onulmaz yaralar açmıştır halkın masum nazarlarında...
İnönü’yü kendi çömezi Ecevit mat etmedi mi?
Siyaset sahnesinden küreyip atan yine ortanın solundan biri olmasaydı hiç böyle sessiz kalırlar mıydı?
Türkiye’yi kurtarmış, amma kendini kurtaramadı “İkinci Adam” paşamız...
Anayasa Mahkemesi marifetiyle iktidarda kalmak veya kendini muhafaza altına almak o günlerde yoktu...
Paşamızın kaybı büyük...
312 generalin alacağı 1 trilyon 800 milyar tazminata ortak olamadı... Halbuki halefleri İş Bankası’nda olduğu gibi bir dava açsalar kazanırlardı... Bağımsız yargımıza mı güvenmediler yoksa?
ÖZEL BİR NOT:
Bir önceki yazımda Sincan Belediyesi hakkında şikâyette bulunmuştum... Maksadım hizmetin çabuklaştırılması idi... Sayın Belediye Başkanı hummalı bir faaliyetle akıl almaz güzelliklere imza attılar...
Tebrik ediyorum... İnşallah aksamaz hizmetleri...

***

Bir şeyler oluyor, bir şeyler olacak
Muhtemeldir derin çukurlar dolacak
Trans halinde yandaş, yoldaş, yalaka
Muhtemeldir beyler saç ve baş yolacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi