Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Hoşuma gitmedi...

Hoşuma gitmedi...

İlhan Selçuk gözaltına alındı... Hazır yeri gelmişken, yazarın (yani İlhan abinin) ünlü ‘Ziverbey Köşkü’yle, Hasan Cemal’in cunta gerçekliğine ışık tutan ‘Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım’ adlı kitaplarını okumanızı tavsiye ediyorum.

Bu iki kitabı okumadan, İlhan abiyi anlayamazsınız.

İlhan abiyi anlamadan, bugün olup bitenleri çözemezsiniz.

Ben de hakkıyla ‘çözebildiğim’ iddiasında değilim ama, İlhan abi, sağolsun, yaşadığı süre içinde (yazdıkları ve eylemleriyle), hep ciddi karineler sundu.

Bu ‘karine’lere dayanarak konuşuyorum.

İlhan abi ‘demokrasi’ fikriyatından pek de hazzetmiyor.

Hele, ‘halkın iktidarı’nı, yani egemenliği parlamento denetimine veren sistemi hiç kabule şayan bulmuyor.

çok partili sistemden hazzettiği de söylenemez. Bir yazısında, ‘çok partili sistemin Osmanlı gericiliği’ olduğunu söylüyordu.

O hep ‘seçkinler’in ve halkı eğitip adam etmekle mükellef saydığı bürokrat elitin iktidarından yana oldu.

Mesela, ‘Subay siyasete karışmalı mı?’ şeklinde sorular sordu ve o kendine özgü diyebileceğimiz mantık çerçevesi içinde, ‘Evet, subay siyasete karışmalı’ sonucunu çıkardı.

Bir ‘soğuk savaş aydını’dır İlhan abi.

Kavrayışı da, soğuk savaş parametreleriyle sınırlıdır.

Mesela, 45 yıldır, bize, bıkmadan usanmadan ‘aydınlanma devrimi’ni anlattı. Biz anlamadık, o ayrı...

Kavrayışımızı zenginleştirmek için de, ‘buharlının icadı’ndan başlayarak, kısa bir insanlık ve uygarlık tarihi sundu.

Demek istediği özetle şuydu:

Buharlı icadı olmasaydı, insanlık tekamül etmeyecekti.

İnsanlığı adım adım ‘buharlı’ya götüren ise ‘Rönesans reformları’dır. Böylece ‘aydınlanma süreci’ başlamış, insanlık gelişmiş, çağdaş uygarlık doğmuştur.

Mazmun haline getirdiği ikinci konu ise, emperyalizm...

İlhan abiye göre, Rönesans reformlarıyla start alan uygarlık serüvenimizin önündeki en büyük engel ‘kapitalist üretim ilişkileri’ ve ‘emperyalizm’dir.

Emperyalizmi ise bugün Amerika Birleşik Devletleri temsil etmektedir.

Diyeceksiniz ki, ‘İlhan abi gençlik yıllarında emperyalizmle özdeşleştirdiği ülkeye gitmiş, gezip görmüş, dönüşünde bir de ‘Güzel Amerikalı’ diye bir kitap yazmıştır; baskısı tükeneli 30-40 yıl olduğu halde, biz niçin bu kitabı raflarda göremiyoruz?’

Bilmiyorum.

Bizi her konuda aydınlatan, mesela ‘Kur’an’da faizin haram olduğunu’ saptayan, çok partili parlamenter sistemin Osmanlı gericiliği olduğunu söyleyen, subayın siyasete müdahalesini neredeyse ‘şart’ mesabesinde gören İlhan abinin, ‘Cumhuriyet gazetesinin bombalanması’ hadisesiyle niçin ilgilenmediğini de bilmiyorum.

Her konuyu ‘derinlemesine’ gören ve ‘detaylarıyla’ anlatan İlhan abi, o bombaların nereden getirildiğiyle de ilgilenmiyor. Hiç böyle bir şey olmamış, ortada herhangi bir illegal yapılanma, herhangi bir ‘çete faaliyeti’ yokmuş gibi davranıyor...

Neyse, bu meseleleri geniş zamanlarda tartışırız.

Şimdi gündem, İlhan abinin ‘Ergenekon Operasyonu’ çerçevesinde gözaltına alınmış olması.

Muarızı olabilirim, görüşlerini ‘tehlikeli’ ve ‘antidemokratik’ bulabilirim ama, bu iş hoşuma gitmedi.

Hiç gitmedi...

Darbe dönemlerini hatırlatan bir uygulamayla derdest edilmesini ise çok yakışıksız buldum.

Hakkındaki suçlamaları bilmiyorum...

Dilerim aklanır, özgürlüğüne kavuşur, oturur hem kronik baş ağrımız olan çeteleri, hem de ‘hukuk’ mevzularını konuşuruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi