Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Yumurta mı tavuktan... Tavuk mu yumurtadan?!?

Yumurta mı tavuktan... Tavuk mu yumurtadan?!?

“Kapatma dâvâsı”ydı, “iddianame”ydi, “Ergenekon”du, “çeteleşme”ydi derken, son derece “gerilimli” günler yaşıyoruz... Bir okuyucum, “kafayı yiyeceğim” diyordu; “artık kendi kendime konuşmaya başladım!”... Gerçekten de, “oynatmaya az kaldı” denilen günlerdeyiz... Bu “terazi”, bu “sıklet”i çekecek gibi değil... “Zil takıp, sokağa fırlayacağımız” günler yakındır...
ünlü hikâyeyi bilirsiniz... Gaddar kral “vergi”leri artırmış... Sonra da; adamlarına talimat vermiş, gidip halkın durumunu tesbit etsinler, vergi artışlarına karşı nasıl tepki veriyorlar diye... Adamlar gitmişler, dönüşte krala tekmil vermişler “halk tepkisiz”.
“Güzel” demiş kral... “Vergileri artırın!..” Adamlar gidip “halkın nabzı”nı yoklamışlar, görmüşler bu halk sinirli, adeta burnundan soluyor... “Güzeeel, vergileri artırın” demiş kral... Vergileri artırmayı sürdürmüş kral... Adamlar, “halk kan ağlıyor”, “halk intiharlara başladı”, “halk hayattan umut kesti” dediklerinde, kral, “vergileri artırın!” diyormuş.
Bir gün gelmiş ki;
Adamları, haber getirmiş krala:
“Halk sokaklarda!.. Ama protesto gösterisi için değil, zil takıp oynamak için!.. Hiç kimsede tık yok, herkes sokaklarda ve herkes zil takıp oynamakta!”
“Tamam” demiş kral; “Halk çığırından çıktı!.. Ne yapacağı hiç belli olmaz... Hemen vergileri indirin!”
Şu anda vergi-mergi baskısı yok ama, şu “dâvâ” baskısı, şu “Ergenekon” endişesi hemen herkesi çileden çıkarmış durumda!..
Bundan bir adım sonrası;
“çıldırmak”tır!.. “Oynatmak”tır!..
Türkiye, işte “bu günler”i yaşıyor!..
Olup-bitenin, “akıl”la, “mantık”la “izah” edilir yanı yok!..
MİLLETE RAĞMEN, MİLLET ADINA!
Deniliyor ki, “kapatma dâvâsının hedefi milli irade filan değil, AK Parti’dir!”
İyi de, sormazlar mı adama;
AK Parti ki, “Türkiye’de her iki kişiden birinin oy verdiği” bir partidir... Dolayısıyla, bu dâvâ “Türkiye’de iki kişiden birine” açılmış olmuyor mu?..
Deniliyor ki;
“Hukuk, kendi işini yapıyor!”
Tamam da, hukuk, “kimin adına” yapıyor bu işi?.. “Türk Milleti Adına” değil mi?.. Peki bu nasıl “millet adına” iş yapmaktır ki, aynı millet, 22 Temmuz’da “işini yapmış” ve iradesini ortaya koyarak bu hükümeti işbaşına getirmiştir!..
Şu garabete bakın ki;
“Millet adına” iş yaptığı söylenen hukuk, şu anda “milletin hilâfına” bir iş yapmaktadır!..
Hani, Halk Partisi için söylenen; “Halka rağmen, halk için!” diye bir söz vardır ya, bu da böyle bir şey olsa gerek;
“Türk Milleti’ne rağmen, Türk Milleti Adına!”
AT İZİ, İT İZİNE KARIŞTI!
Merak ediyorum;
Bugüne kadar “cuntacı”lar, “darbeci”ler, “toplum mühendisleri” ve “medya” tarafından “terbiye” edilmeye çalışılan millet, şimdi de “hukuk” tarafından mı terbiye edilmek istenmektedir?..
Sadece “hukuk” mu?..
Bir de “Ergenekon’cular” çıktı karşımıza!..
Hem de; “kırbaç”la, “cop”la, “süngü” ile, “dipçik” ile yani halkı “zorla” terbiye etmeyi kafasına koyan “Ergenekon’cu”lar!..
öyle bir “yapı” ki;
Tam da “at izi”nin “it izi”ne karıştığı bir örgütlenme!..
Düşünüyorum da;
Emekli Tuğgeneral Veli Küçük veya Avukat Kemal Kerinçsiz’in resimleri, nasıl olur da İlhan Selçuk veya Doğu Perinçek’le aynı fotoğrafta yer alabilir?.. İsimleri, aynı örgütte nasıl biraraya gelebilir!?!..
Ama, geliyor işte!..
Demek oluyor ki;
Bu “örgütlenme”nin gerisinde, “ideolojik düşünce”nin de ötesinde bir “birliktelik” var!..
öyle bir birliktelik ki;
Bir taraf, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan, rahatlıkla bir “iç savaş” çıkarabilir, ülkeyi bir “kan gölü”ne çevirebilir!..
Bunlar, “gözlerini kırpmadan adam öldürebilir”ler ve yine hiç acımadan her tarafı “ateşe verebilir”ler!..
Böylesine bir “gözü dönmüşlük” içindeler!..
Bunlar, bir gözlem... Benim gözlemim.
Dolayısıyla, özellikle bugünlerde;
Tayyip Bey’in “çok dikkatli” olması ve attığı her adımı dikkatli atması çok önemli!..
Bizim Abdurrahman’ın da, dün dediği gibi;
Tayyip Erdoğan ya bu “derin yapı”yı tasfiye edecek, ya da bu derin yapı, Tayyip Erdoğan’ı!..
Bu operasyonun sonunda, taraflardan biri “galip” gelecek!.. Ama, işte şuraya yazıyorum, eğer “Ergenekon’cular” galip gelirse, var ya, korkarım ki, “Türkiye” gibi bir ülke kalmaz dünyada!.. “Toprak” olarak kalır da, o topraklarda kimler olur bilemem!..
NİYE, TAM DA BUGüNLERDE?!?
En çok neyi merak ediyorum, biliyor musunuz;
Bu kapatma dâvâsının “zamanlama”sını!..
Bu dâvâ öyle bir zamanda açıldı ki;
“1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesi”nden bu yana Türkiye’ye diş bileyen ABD’nin, “Afganistan’a gönderilmek üzere Türkiye’den muharip asker talep ettiği” günlerde!..
Yakında “Dick Cheney gelecek ve bunu “resmen” isteyecek Türkiye’den... Genelkurmay Başkanı ise; “Afganistan’a gönderecek bir tek askerimiz yok... çünkü biz terörle mücadele ediyoruz” diyor!..
Büyükanıt’ın, tam da bunu dediği günlerde, “eleştiri”yi aşan “hakaret”lere maruz kalması, sizce de enteresan değil mi?.. Yine tam da bugünlerde, “Hükümet’in Genelkurmay’a destek vermesi” ve “Büyükanıt’a sahip çıkması” ilginç değil mi?..
Düşünebiliyor musunuz;
“Hükümet” ile “Genelkurmay”, aynı fotoğraf karesinde yer aldılar ve bir anlamda “dayanışma” sergilediler!..
Böyle bir “birlik-beraberlik” görüntüsüne muhtaç olunan şu günlerde, “AK Parti’ye kapatma dâvâsı” açılması, sizce de garip değil mi?..
Ve yine, tam da bugünlerde;
“Ergenekon’cu”ların harekete geçmesi, sizce “tesadüf”(!) müdür?..
Ya, “Almanya’da toplanan gazeteciler”e ne dersiniz?.. Beşerli-onarlı veya onarlı-yirmişerli gruplar halinde Almanya’ya “götürülen” kartel gazetecileri, “neyin hazırlığını” yapıyor acaba?..
Bu defaki “saldırı”nın hedefi kim?.. Kimin veya neyin “iz”ini sürüyorlar?.. Amaç, “Erdoğan’ın başına yeni bir çorap örmek mi?..”
Türk halkı; bir yandan “terörist” saldırılarla, bir yandan “journalist” saldırılarla, bir yandan “Şamanist” saldırılarla ve bir yandan da “hukukî kılıflı saldırılar”la mı terbiye edilmek isteniyor?..
Tam da; “birlik, beraberlik ve bütünlük” içinde olmamız gereken şu günlerde, bu “dâvâ” işi nereden çıktı?.. Tam da bugünlerde, bu “Ergenekon’cu kalkışma” neyin nesi?.. Bunlar, “dâvâdan sonra” mı çıktılar ortaya, yoksa “Ergenekon’cu kalkışma” sonrası mı dâvâ açıldı?..
Tıpkı, “yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıktı?” sorusuna benzer bir durum var ortada!..
Gelişmeleri dikkatle izliyoruz.
--------
Yasa değişir mi, değişmez mi
Neymiş, "maç başladıktan sonra kural değişmez"miş!.. Ya da, "mahkeme" başladıktan sonra "yasa değişikliği yapılamaz"mış!..
Ama, siz yapmıştınız... Hem de; bir değil, iki defa yapmıştınız!..
31 Mayıs 1999'da Abdullah öcalan İmralı'da yargılanmaya başlanmışken, "Anayasa değişikliği" yapılıp da, DGM'deki "askeri hakim"in yerine "sivil hakim" getirilmedi mi?.. Ve bu değişiklik, kartel medyasına "tarihî uzlaşma" olarak yansımadı mı?..
Ve yine 1999'da... "Fazilet Partisi'ni kapatma dâvâsı" devam ederken, dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın zor durumda kaldığı görülünce, Siyasi Partiler Yasası'nın 101. ve 103. maddeleri değiştirilip de, "Vural Savaş'ın talebi" yerine getirilmedi mi?..
Anayasa'nın 68. ve 69. maddeleri değiştirilip de, "parti kapatma" zorlaştırılır mı, zorlaştırılmaz mı bilmiyorum... Ama, hiç kimse "mahkeme başladıktan sonra yasa değişmez" demesin!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi