Habertürk kanalında ilgi çekici programlar hazırlayıp sunan gazeteci Balçiçek Pamir, dün Vakit Gazetesi yöneticisi Mustafa Karahasanoğlu'nu konuk etti.

Ana konu, 312 general davasında 1.8 trilyon liralık tazminat.

Gazetenin bu tazminata mahkûm edilmesiyle ilgili "Vakit kapanacak mı?" sorusu üzerine Karahasanoğlu, birilerinin bunu istediğini söyledi.

*

Bu ceza, kırılması güç bir rekor... Yargıtay'da kesinleşse de rekor, kesinleşmese de.

Gazete ödeyebilse de ödeyemese de.

Vakit kapansa da kapanmasa da... Her ihtimalde rekor!

*

Benzer bir ceza, Yunanistan'da çıkan Türk gazetelerinin de başında kılıç gibi sallanıyor.

Yunanlı bir öğretmenin sözlerini haber yaptıkları için Birlik, Gündem ve Millet gazetelerinden birer milyon euro tazminat isteniyor.

Birer milyon... Türk Lirası'yla ne yapar, hesap edin.

Batı Trakya'daki Türkler, Yunanistan içinde azınlık olmalarına rağmen, yaşadıkları bölgede çoğunluğu oluşturmakta...

*

İki ülkenin yakınlaşması, zor durumlarda yardımlaşması için harcanan çabalar sırasında bu hususları da gözardı etmemek gerek.

Tarım, turizm, ticaret ve sanayi alanlarında ortak yatırımlar yapılırken, Yunan yönetiminin oradaki ve buradaki Türkleri düşman olarak görmekten vazgeçmesi şart.

O derece şart ki şartlar içinde en başta gelen.

*

Yunanistan'ın küçük nüfusu ve yaşadığı büyük ekonomik krize rağmen, Türkiye'den daha fazla silah harcaması yapması, tehdit algısından vazgeçmediğinin göstergesidir.

Önce karşılıklı olarak birbirimizin dostluğundan emin olmak zorundayız.

Korkuyla, tedirginlikle yardımlaşma da olmaz, o şartlarda yapılacak yatırımlar da sabun köpüğü gibi durur.

*

Beşir Ayvazoğlu'nun geçen hafta yaptığı ziyaretin ardından, Zaman'da yazdığı Gümülcine izlenimlerinden birkaç satırı hatırlatmak isterim:

Yunanistan'da Türk azınlığın haklarını ve beş yüz yıllık Osmanlı kültür mirasının korunması gerektiğini 'İnsan Hakları' çerçevesinde savunan aydınların bulunup bulunmadığını çok merak ediyordum. Aldığım cevap kısa ve net oldu: 'Ne gezer?'

*

Yakın zamana kadar evinin duvarını tamir edemezdi Batı Trakyalılar.

İki torba çimento alıp bir direk dikemezdi.

Tarlasını veya evini bir kardeşine satmak istese satamazdı.

Ancak Yunanlıya satmak serbestti.

Derneklerinin adında geçen "Türk" ibaresi bile ciddi boyutta rahatsızlık sebebiydi.

*

Yunan yönetimi Türk kelimesinden korktuğu için, "Burada Türk yok, bunlar sadece Müslüman, Yunan Müslümanı" açıklamaları yapardı.

Bu yüzden "İnsan Hakları" açısından zayıf notlarla doldu karneleri.

Bekliyor ve ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde çok çalışıp o zayıfları düzelteceklerdir.

*

Ancak beklentimiz boşa çıkabilir, çünkü Yunanistan'da çok çalışma alışkanlığı yok.

Öğle vakti bütün işyerleri kapanıyor; ertesi sabaha kadar öldüm desen kimse gelip açmaz.

Yaşanan ekonomik kriz sebebiyle, orada Türk ve Müslüman olduğu kabul edilecektir.