H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

İsrail'in hesapları

İsrail'in hesapları

İsrail’in Türk bayrağını taşıyan insanî yardım gemilerine saldırarak silâhsız yolcuları öldürüp yaralamasından sonra meydana gelen krizin üçüncü gününde diplomatik envanteri şu şekilde çıkarmak mümkündür:
* Başbakan Erdoğan, TBMM’deki Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada İsrail Hükûmeti’ni en ağır şekilde itham etmiş; saldırıya uğrayan Türk vatandaşlarının, şehitlerin naaşlarının, yaralıların ve gemilerin derhal iadesini istemiştir.
* TBMM’de siyasî parti grupları müşterek bir deklarasyon hazırlayarak İsrail’i kınamışlardır.
* Türkiye’nin kararlı ve ısrarlı tutumu üzerine, BM Güvenlik Konseyi İsrail’i kınamıştır.
* NATO, İsrail’den sivilleri ve gemileri derhal bırakmasını istemiş, Genel Sekreter Rasmussen de İsrail’in eylemlerini kınamıştır.
* Bütün cenazeler, yaralılar ve tüm ülkelere ait gönüllülerin özel THY uçakları ile İstanbul’a getirilmesine başlanmıştır.
* BM Güvenlik Konseyi’nde, ABD’nin itirazıyla uluslararası bir soruşturma yapılması yerine, İsrail’in soruşturma yapması istenmiştir.
* Cenevre’de toplanan BM İnsan Hakları Konseyi’nin, İsrail’i, uluslararası hukuku çiğnediği ve Gazze’yi ablukaya aldığı için sert şekilde kınaması bekleniyor. Ayrıca Konsey’den, uluslararası bir soruşturma kurulunun oluşturulması kararının çıkması da bekleniyor.
* İsrail’in, saldırı sonrası gözaltına aldığı Türk vatandaşlarını yargılamak istemesi üzerine, Başbakan Erdoğan, eğer bu yapılırsa, Türkiye’nin de bütün İsrail yetkililerini gıyaplarında yargılayacaklarını söyledi. Araya BM Genel Sekreteri girdi.
* Dünyanın hemen her ülkesi İsrail’i şiddetle kınadı ve İsrail ilk defa bu kadar yalnızlığa itildi.
***
İsrail’in bu saldırısında geri plânda ABD’nin bulunduğunu düşünmemek gerçekçi olmaz. ABD, bizzat bu saldırının içinde bulunmasa da mutlaka önceden saldırıdan haberdar olmuş ve sessiz kalarak bir bakıma dolaylı olarak cevaz vermiştir.
ABD’nin bu tutumunda, Türkiye’nin Rusya Federasyonu ile tesis ettiği stratejik ortaklık ile son İran ambargosu konusundaki tavrının ve nükleer takas anlaşmasının rolü bulunduğu düşünülmektedir.
İsrail’in bu korsanlığı yaparken, ABD’nin Türkiye karşısındaki durumunu değerlendirdiği ve bundan cesaret aldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, İsrail’in şu hesapları yaptığı da görülmektedir:
1. Davos olayından sonra, Türkiye ve özellikle AK Parti İktidarı ile Başbakan Erdoğan aleyhinde bir kampanya başlatmışlardır. Kampanyanın hedefi AK Parti İktidarını ve Erdoğan’ı bertaraf etmektir.
2. Bu kampanyada, başta ABD olmak üzere Batı medyasını kullanarak ‘Türkiye eksen değiştirdi’ mesajını vermeye çalışmışlardır.
3. Türkiye’nin büyük devlet politikası uygulamasından ve Bölgenin hâkim gücü hâline gelmesinden rahatsız olmuşlardır.
4. Türkiye’ye açıktan saldırarak millî prestijini sarsmak istemişlerdir.
5. Türkiye’nin İran’la nükleer takas anlaşmasını boşa çıkarmaya ve gerginliği arttırmaya çalışmaktadırlar.
***
Lâkin bu hesapların netice vermeyeceği; bu alçakça saldırının İsrail Hükûmeti’nin düşmesine yol açacak bir süreci başlatacağı ve en önemlisi de artık Gazze ablukasının devam ettirilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Türkiye ve insan haklarına önem veren dünya, bu saldırı neticesinde Gazze’deki 1,5 milyon kişiyi esaretten ve yokluktan kurtarmış olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi