H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

Lâikçilerin dibe vurduğu an

Lâikçilerin dibe vurduğu an

Sevgili okuyucular, bu hafta başında gözümüzü İsrail’in Türk yardım gemilerine saldırısı haberiyle açtık. İsrail silâhlı kuvvetlerine bağlı savaş gemileri ve helikopterleri, Gazze’ye insanî yardım götüren Türk gemilerine alçakça saldırmışlar ve 9 savunmasız Türkü şehit edip çok sayıda yardım gönüllüsünü yaralamışlardı.

Bu bir katliamdır
Bu saldırı uluslararası sularda ve İsrail’e 72 mil uzakta cereyan etmiştir. Türk bayrağı taşıyan gemiler, dünyaca bilinen uluslararası bir insan hakları derneği olan İHH tarafından hazırlanmıştır. Gemilerde, İsrail’in ablukası altındaki Gazze’ye ilâç, gıda gibi insanî yardım malzemeleri vardır. İHH’nın ve gemilerdeki insanî yardım gönüllülerinin hiçbir siyasî gayesi yoktur.
İsrail komandoları ikazda dahi bulunmadan yardım gemilerine saldırmışlar ve yardım gönüllülerine otomatik silâhlarla öldürmek maksadıyla ateş etmişlerdir.
Bu, taammüden yapılmış bir katliamdır. Saldırganların ateş ederken ‘one minute’
diye bağırmaları da bunun Türkiye’ye ve Türklere yönelmiş bir saldırı olduğunu
ortaya koymaktadır.
Bu katliama bütün dünya tepki göstermiş; dünyanın her yerinde katliamı yapan İsrail telin edilmiştir. BM Güvenlik Konseyi’nde, NATO’da ve BM İnsan Hakları Komisyonu’nda İsrail kınanmıştır.

Lâikçi zavallılık
Efendim, İsrail’in bu korsanlığını ve saldırısını dünya medyası da ağız birliğiyle kınamış ve ağır şekilde eleştirmiştir. Bütün dünyada, sadece İsrail medyasının bir kısmı ile Türk medyasındaki yazarların ve yorumcuların bir kısmı, Türkiye aleyhinde ve İsrail’in lehinde olmuşlardır. Bereket versin ki, gazetelerin mutfakları ve haber merkezleri ile televizyonların ana haber sorumluları, bu İsrail goygoycularının yanında yer almamışlar ve menfur katliamı bütün vahşetiyle kamuoyuna nakletmişlerdir.
Lâikçi yobazların yorumlarında, İHH yardımının İslâmi boyutuyla ilgilendikleri ve bir takım İslâmî sembollere takılıp bunun insanî değil İslâmî yardım olduğunu iddia ettikleri görülüyor. Sanki İslâmî olmakla insanî olmak birbirine tersmiş gibi...
İsrail aleyhindeki gösterilere katılanların sakalı ve başörtüsü ile tekbir getirilmesi bu lâikçi yobazları rahatsız ediyor.
CHP milletvekili Necla Arat, İHH’ye tanınan imkânların niçin ÇYDD’ye tanınmadığını sormuş... ÇYDD, Ergenekoncularla Cumhuriyet Mitingi düzenlemekten fırsat bulup da Filistin’e yardım gemisi kaldırmış da ona imkân tanınmamış mı?... Sizler bugüne kadar
hangi insan hakları eylemine katıldınız da size yardım edilmedi?
Katliamda ölenlere ‘şehit’ denilmesini bile içine sindiremeyip insanî yardımın altında siyonist ağzıyla irtica arayan bu zavallılara kızmaya değmez; onlara sadece acıyoruz.

Siyonizmin yıkadığı beyinler
Efendim, bir de müzmin muhaliflerle ulusalcılar var... Erdoğan, Şili’de ne arıyordu diye soranlar, neden korumasız bırakıldı diyenler, PKK varken bunlarla niçin meşgulüz diye ahkâm kesenler, velhasıl İsrail’in yerine Türk Hükûmeti’ni suçlayacaklar ya, bahane arayıp duruyorlar.
Başbakan, Güney Amerika’ya önemli bir ziyaret yapıyordu; bu ziyaretle Türkiye ilk defa Güney Amerika’ya açılıyordu. Saldırıyı öğrenince, derhal Şili ziyaretini yarıda bırakıp Türkiye’ye döndü. Ne yani, Başbakan siyonistler saldıracak diye beklesin miydi?...
Türkiye, terör örgütünün -muhtemelen Mossad’ın plânlamasıyla- İskenderun’da şehit ettiği Mehmetçiklere de Türk bayraklı Mavi Marmara gemisinde asker kılıklı alçakların şehit ettiği Türk yardım gönüllüleriyle de yakından meşgul olmuştur.
Bugüne kadar dünyanın her yerinde haksızlığa uğrayan insanların, Müslümanların ve Türklerin de yardımına koştuk. Siz, Greenpeace’çilerin eylemlerini magazin zevkiyle izlerken, biz Bosna dağlarında mücahitlerle beraberdik.
Gemilerin korumasız olmasına gelince, İHH’nın uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olarak Türk savaş gemilerinin korumasında olması mümkün değildi.
***
Aslında bütün bu lâfügüzaf boşunadır. Bu kişiler Müslüman Türk’ü benimseyememişler, bize mahsus değerlerden hep tiksinerek nefret etmişlerdir. Bunların indinde ezan, tekbir, başörtüsü, sakal irtica alâmetidir. Takke Müslüman’ın başında gericilik, Yahudi’nin başında folklorik değerdir.
Bunlar Müslümanlara, Araplara irticacı, Yahudilere ve Hıristiyanlara ilerici nazarıyla bakarlar. Bir kısmının görüşleri özentiden ileriye geçmez ama az da olsa bazılarının ilişkileri pek de masumâne sayılmaz.
Son bir haftadaki bazı yayınları gözden geçiriniz. İşte o zaman lâikçilerin dibe vurdukları ânı göreceksiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi