Elif Nisa

Elif Nisa

Cehenneme Bölük Bölük Sevk Edildiler

Cehenneme Bölük Bölük Sevk Edildiler

Kur’an’da inkar edenlerin sonsuz azap yurdu olan cehenneme bölük bölük sevk edildikleri, atıldıkları, “… azgınlar onun içine dökülüverilmiştir. (Şuara Suresi, 94) ayetindeki ifadeyle, adeta çöp gibi içine döküldükleri bildirilir.

Cehennemin kapıları ve katları, azabı hak eden her bir grup için özel olarak var edilmiştir. İnkarcılar başkaldırılarının şiddetine göre sınıflara ayrılırlar. Cehennem içindeki farklı ‘kat’lar, “... onların tümünün buluşma yeri cehennemdir. O'nun yedi kapısı vardır; onlardan her bir kapı için bir grup ayrılmıştır." (Hicr Suresi, 43-44) ayetiyle haber verilir.

Kazandıkları günahlara göre farklı azap tabakalarının en altında yer alan, azabın en büyüğüyle karşılaşanlar kişiler, iman etmedikleri halde iman etmiş gibi davranan ikiyüzlü münafıklardır.

Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın. (Nisa Suresi, 145)

Cehennem inkarcılara doymaz, azaba susamıştır. Bazı insanların zannettikleri gibi belli sayıda insanla dolacak olan bir mekan değildir; içine atılan çok sayıda inkarcıya rağmen cehennem daha fazlasını isteyecektir; o insana açtır, insana susamıştır.

O gün cehenneme diyeceğiz: "Doldun mu?" O da: "Daha fazlası var mı?" diyecek. (Kaf Suresi, 30)

Cehennem yakaladığını sonsuza dek alıkoyar. Allah, cehennemi bir Kur’an ayetinde, “Onu Ben, cehenneme sürükleyip-atacağım. Cehennem (sakar) nedir, sen bilir misin? Ne alıkoyar, ne bırakır. Beşere delicesine susamıştır.” (Müddessir Suresi, 26-29) ifadesiyle tarif eder.

Cehennemde fiziksel acılar kadar şiddetli manevi azaplar da vardır. İnkarcı aşağılanır, horlanır, şiddetli bir pişmanlık yaşar, çaresizliği ve ümitsizliği tadar. Sonsuzluğu düşündükçe pişmanlık ve azabı daha da artar. Çok uzun da sürse, biteceğini bilme düşüncesi onu rahatlatabilirdi. Ancak yaşadığı azapların asla bitmeyeceğini, sonunun hiç gelmeyeceğini, cehennemden çıkamayacağını bilmenin verdiği ruh hali, dünyada yaşanan hiçbir ümitsizlik duygusuyla kıyaslanamaz.

Cehennem, pis kokusu, dar, gürültülü, karanlık, isli, dumanlı, tekin olmayan mekanları, hücreleri kavuran sıcaklığı, yüreklere tırmanan ateşi, iğrenç yiyecek ve içecekleri, ateşten elbiseleriyle sonsuza dek süren azabıyla korkunç bir ortamdır. Cehennem halkı kaçmaya çalışır, dünyaya geri çevrilmek ister, tartışır, ateşe sunulur, azabın hafifletilmesini ister, acıkır, susar, tarifsiz pişmanlık duyar.

Bu pis ve iğrenç mekanlarda inkarcılar hayvanlar gibi yaşarlar. Yiyecek olarak yalnızca zakkum ağacı ve darı dikeni, içecek olarak ise irin, kan ve kaynar sudan başka bir şey yoktur. Bu arada ateş onları her yanlarından kuşatır. Yanan deriler yerine yenileri oluşur. Azap kesintisiz/hafiflemeden sürer. Kırbaçlanır, zincirlere vurulur, tasmalandırılır, elleri boyunlarına bağlı olarak daracık yerlere atılırlar. Giysileri, yatakları, örtüleri ateştendir. Kurtulabilmeyi ister, yalvarırlar ancak cevap alamazlar. Azabın hafifletilmesini isterler, aşağılanmayla karşılık alırlar.

Cehennem, Allah’ın adaleti gereği vardır ve bütün bu olanlar kesin gerçektir; en az yaşadığımız hayat kadar gerçektir. Yoksa kötülüklere batıp-yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar. (Casiye Suresi, 21) ayetiyle de bildirildiği üzere kötüler ve iyiler asla bir arada olamazlar. Dünyada da bir arada olamadıkları gibi…

Allah'tan yüz çevirenler, “işittik isyan ettik” diyenler, Allah’a bir ucundan ibadet edenler, kendilerini düzeltmeyip "nasılsa bağışlanacağız" diyerek günahta ısrarlı olanlar, azapta belirli bir süre kalacaklarını zannedenler, Allah'tan başka onlarca şeyi/kişiyi ilah edinenler, Allah'ın dinini çıkarları doğrultusunda çarpıtanlar, kendi dinlerini yaşayanlar, yeryüzünde kötülüğü örgütleyip - düzenleyen bozguncular, zulmedenler, imandan sonra inkara sapanlar; tüm kafir, müşrik ve münafıklar cehenneme bölük bölük sunulurlar.

İnkar edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki: "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar: "Evet." dediler. Ancak azap kelimesi kafirlerin üzerine hak oldu. (Zümer Suresi, 71)


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Elif Nisa Arşivi