Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

CHP'nin görünen ve arka yüzü

CHP'nin görünen ve arka yüzü

CHP'nin görünen yüzünde Kılıçdaroğlu var.
CHP Kılıçdaroğlu yüzüyle, ilk elde, yeni bir "sol toparlanma" gerçekleştirmek istiyor. Kılıçdaroğlu popülist söylemlerle artısını da gerçekleştirebilirse ne ala...
Ama bir de CHP'nin arka yüzü var.
O yüzde Önder Sav, baskın çehre olarak gözüküyor.
Önder Sav'ın özeti ne?
-53 yıllık yol arkadaşına (Baykal'a) ihanet eden...
-Arka planda Kılıçdaroğlu ile gizli görüşmeler yaparak onu genel başkanlığa taşıyan...
-İstanbul'da Kılıçdaroğlu'nun yıldızını parlatan Gürsel Tekin'i, genel başkanlık kulislerinde ekarte edip, sonra da yiyen...
Herkes, CHP'de yaşanan son genel başkanlık operasyonunun bir "Önder Sav operasyonu" olduğunu artık biliyor. Biliyor çünkü Önder Sav, adeta bir zafer öyküsünü anlatırcasına, bu süreci İzmir'de yayınlanan bir mahalli gazeteye (Ege'de Son Söz) anlatmış bulunuyor.
İlginç bir durum:
Gürsel Tekin'in böylesine kolayca saf dışı edilmesini, Tekin'in saflığına mı bağlamalı, Önder Sav'ın siyasi entrika başarısına mı, Kılıçdaroğlu'nun Vefa'nın semtinden geçmediğini çok çarpıcı biçimde sergilemesine mi yoksa CHP'de rauntların henüz sona ermediği değerlendirmesine mi?
Burada bizi ya da toplumu ilgilendiren ana mesele şu:
-Acaba, CHP'nin arka yüzünde yaşananlar önemsenmeli mi? Bunun CHP'nin toplumla ilişkileri açısından bir anlamı bulunmakta mı?
Tabii bu görüntü önümüze, CHP'nin gerçekte kim tarafından yönetildiği gibi bir sorunu çıkarıyor...
Ya da şöyle bir soruyu:
-Önder Sav, Kılıçdaroğlu'nu ne kadar belirliyor?
Bu noktada özetlenebilecek tespit şöyle:
-CHP'nin arka yüzünde bir kurtlar sofrası var. Orada, kıran kırana bir savaş veriliyor. CHP'yi Önder Sav merkezli bir grup ele geçirdi. Siyasal çıkarları Önder Sav'la buluşanlar da, "Vefa"yı İstanbul'da bir semte indirgeyip siyaseti "insan insanın kurdudur"dan ibaret hale getirmiş bulunuyor.
Tabii bu son durum iki konunun nasıl gelişeceği üzerinde merak uyandırıyor:
Bir: Önder Sav-Kılıçdaroğlu ilişkisi nasıl gelişecek? Kılıçdaroğlu, bir "Önder Sav prodüksiyonu" olduğu yönündeki değerlendirmeleri bir süre sonra yük olarak algılayacak mı? Önder Sav'ın Baykal'a ihanetini kendisi için de muhtemel risk olarak görecek mi? Önder Sav ona, böyle bir duyguya yönelme tavrı gösterecek mi? Kılıçdaroğlu ile Önder Sav arasındaki ilişki, bir güven ilişkisi mi olacak yoksa arka kollama, hançerlenmeme ilişkisi mi?
İki: Önder Sav, bir siyasal-ideolojik projenin adamı mı, son operasyonu bu siyasi-ideolojik aidiyetin hedefleri istikametinde mi yaptı yoksa her şey bir örtülü iktidar arayışından mı ibarettir? Eğer siyasi-ideolojik bir çıkış noktası mevcutsa, bunda Kılıçdaroğlu ile ne kadar bütünleşme söz konusudur?
Bu ikinci soru, CHP'nin bundan sonraki ideolojik-siyasi duruşunun ne olacağı açısından önem taşıyor.
Az-buz bir şey değil, Cumhuriyet'le yaşıt parti, adeta bir darbe yaşamış bulunuyor. Üstelik bu darbenin fitilini ateşleyen "fail" henüz ortaya çıkmış değil. "Fail"e sonuçları devşirenden ulaşmaya çalıştığımızda ise Sav-Kılıçdaroğlu koalisyonu ortaya çıkıyor.
Burada çok güvenilir isimlerin naklettiği bir şeyi not etmek istiyorum.
Baykal diyor ki:
-Ben, CHP'yi ele geçirmek isteyen bazı odaklara karşı mücadele veriyorum. Bazı demeçlerim de, onların his dünyasını kontrol etmeye yönelik olmuştur.
Beni şu anda meşgul eden soru şudur:
-Acaba Baykal, CHP'de yaşananların ideolojik boyutu hakkında ne düşünüyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi