Diyanet’ten açıklama bekliyoruz

Diyanet’ten açıklama bekliyoruz

Cumhuriyet devrinde din sorun olarak görüldü. Bu sorun da Diyanet görevlendirilerek giderilmeye çalışıldı. Dini yok saymadı. Dinin ana kuralları değiştirilmeye, aslından uzaklaştırılıp, pozitivizme uyarlamaya çalışıldı. Uhrevilikten dünyeviliğe doğru adımlar atıldı. Kendi sistemlerinin oturtulmasında din kullanıldı. Rifat Börekçi vasıtası ile laiklik desteklendi. Diyanet kurtuluş reçetesi olarak görüldü. Modern ve laik olmayan müftü-vaiz atanmadı.
Dinde reform sloganları ile dine, din adamına ve camilere yön verilmeye çalışıldı. İlk iş olarak da:
“Mabedlerimiz, temiz ve muntazam, kabili iskân (oturmaya elverişli) hale getirilmeli. Mabedlere sıralar, elbiselikler tesis edilmeli, temiz ayakkabılarla mabedlere girilmesi desteklenmelidir. Bu, dini ıslahatın ibadete layık olan sıhhi şartıdır.” (Türkiye’de İslamlık - İ.Kara)
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar süren bu akım, namazla ilgisi olmayan, abdest suyunu bilmeyenlerin reform adı altında kilise kültürünü dayatma sloganlarıdır. Bir başka deyişle İslamiyeti Hıristiyanlıkla özleştirme hareketidir. Başladığı gibi devam ediyor.
Allah Resulünün;
“Kim kime benzerse o da onlardandır” hadisinin içeriği olan fikre benzetmek, Müslümanları Hıristiyanlara benzetmek istemektedirler. Günbegün de mesafe kazanmaktadırlar. Dinin haram kıldıklarını helalmiş gibi sunmaktalar. Bunu da dindenmiş gibi göstermektedirler.
Bunlardan:
“Başı örtülü kadının aşikare mevlit okuması, Hutbe okuyup Cuma kıldırması.”
“Yapılan tesbihat, dua, ilahilerin enstrümantal eşliğinde icra edilmesi.”
Peygamber ve Ashabında örneği olmayan hasta olanların sandalyede namaz kılmaları.
Dinde reform yapıp camiye sıralar konmadı. Ama, kafaları reformize oldu. İmamlar hassasiyetini kaybetti. Diyanet’in emirlerini icra merkezi oldu. “Bunu neden söyledin” denilirse;
Sandalyede namaz kılınma meselesini, kılanlarla da, imamlarla da konuştum. Sandalyede namaz kılanlar hiç ses çıkarmıyorlar, sözünün bittiği cemaatin hazır hale geldiğinde de sandalyesini eline alıp cemaate koşuyor.
Cami görevlilerine söylenince de,
Hocam, herkesin namazına karışamayız. İster sandalyede isterse yerde kılar. Sandalyade namaz meselesine Enver Baytan Hoca el attı, gündeme taşıdı. İddiası şudur:
Ben araştırmalarımda sandalyede namaz kılanın fetvasını bulamadım, fıkıh kitaplarında göremedim. Ben yanılıyorsam, bilen varsa delilleri ile bize bildirsin diyor.
Şu bilinmeli ki; Hz. Peygamber zamanında da, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Ali devrinde de sandalye vardı, Kur’an’da da vardır. Ve o zaman zarfında da hiçbir hastaya sandalyede namazını eda et denmemiştir.
Bugün camilerde mantar gibi sandalyeler çoğalmıştır. Gizli bir el mi bunu desteklemekte, yoksa Diyanet fetvası ile mi çoğalmaktadır? Bu durumu, bütün Müslümanlar isteme hakkına haizdir.
Görülüyor ve biliniyor ki, camiler Diyanet’in kontrolü altındadır. Hutbe ve vaazlar tek kişi tarafından icra edilmektedir. Müftülükler yazıp hatipler okumaktadır. Bazı yerlerdeki ezanlar da merkezi sistemle okunmaktadır.
Görünüşte iyisini, daha iyisini sunmak gösterilse de, dini kontrol, din adamını kontrol altına almaktır. Sisteme aykırı sesleri kesmektir, sandalyede hasta namazı da bunların içinde mi? Diyanet’ten açıklama bekliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi