Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Kuvvetler ayrılığı mı dediniz?

Kuvvetler ayrılığı mı dediniz?

Peki kaldı mı öyle bir şey?
Maalesef biraz daha gözükara olanlar, biraz daha organize olanlar, biraz daha “ben ben ben” ya da “biz biz biz” davulu çalanlar diğerlerini tuşa getirmeseler de sayı hesabıyla yenmek üzereler..
Duymadıklarımızı duyar olduk, görmediklerimizi görür olduk..
Ajanslardan geçen haberlere göre, kurumlar arası dayanışmaya veya rekabete ilaveten aynı kurumda ikilik ve “biz”lik başgöstermiş..
Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal meşhur siyasetçi Demirel’in gözdesi bir simadır.. Amma ne var ki kanunlar işletildi, Haberal tutuklandı.. Nerdeyse 14 aydır hastaneden Silivri’ye gelmedi..
Ve birileri rahatsız olmuşlar..
Haberal’ı tahliye etmeyen hakimlerden, savcılardan 9 (dokuz) tanesi hakkında tazminat ödeme hükmü çıkmış Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nden..
Olmaz diyorlar..
Sırf Haberal için yargının birbirini yemeye kalkması tehlikelidir..
Hem sonra, hukuk dairesi nasıl ceza verebilirmiş?
Hukukçular böyle diyor.. Amma bence hiçbir mahzuru yoktur.. Eğer ki birileri yok sayılacaksa, birileri ön safta yer alacaksa, hukuk sadece laftan ibaret kalır..
Tehlike meydanda..
T.C. kuruldu kurulalı mahkemenin birisinin, diğer mahkemelerdeki hakim ve savcıları, bir kişinin tahliyesi gecikti diye cezalandırdığı duyulmamıştı.. Şimdi duyduk ve dudağımız uçuklamaya aday oldu..
Neyse...
İki tarafta da hakimler var, savcılar var..
Mesele kan akmadan halledilir inşaallah.
Ya sıradan vatandaşlar ne olacak?
Mesela, Haberal hastaneye yatırılınca mizah olsun diye “Sayın Haberal hurdaya çıktı” dediğimden dolayı mahkemeye verildim.. Haberal için meslektaşlarını dahi tazminata mahkum eden hukukçularımız beni görmezden gelirler mi?
Zannetmiyorum...
Şeytanın eline taş vermek istemiyorum, amma başıma gelenlerden dolayı endişe etmediğimi de söyleyemem..
İstanbul’da yapılan bir protestoyu eleştirdiğim için Maocu parti beni mahkemeye vermişti... İsimleri geçmediği, yazıda hakaret bulunmadığı belirtilerek yetkili mahkeme şikayeti reddetmişti..
Yargıtay’a götürdüler ret kararını..
Aynen şu mealde bir Yargıtay kararı çıktı:
“Evet, şikayetçinin partisi ve diğer kollarının adı geçmiyor, hakaret ihtiva eden bir söz de yoktur.. Fakat şikayetçinin onore edilmesi için bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekir..”
Hani devlet develeri toplayıp içeri tıkıyormuş, bir tilki dağlara yukarı kaçıyor.. Bir kurt soruyor: “Nereye kaçıyorsun?” Tilki, /Devlet develeri topluyormuş cezalandırmak için de..”
- Eee, sen deve değilsin ki…
Ben biliyorum amma isbat edinceye kadar post elden gider, diyor zavallı tilki..
Hadiselerin seyrine bakınca ye’se düşmemek elde değil..
Her gün TV kanallarında hukuki tartışmalar yapılıyor..
Hukukçu Doç. Dr. Osman Can vicdani kanaatını kullanarak bir teklif öne sürdü.. Sürmekle Pandora’nın kutusunu da açmış oldu..
Savcı Ferhat Sarıkaya örneğinde olduğu gibi meslekten men edilerek açığa alınması işten bile değildi, fakat henüz “haksız” diyecek kimse çıkmadı..
Ben sadece AKP’nin Süleyman Demirel’i diye nitelendirdiğim sayın Cemil Çiçek’ten net bir cevap çıktığını gördüm..
Diyor ki:
“Kim ne söylerse söylesin.. Biz AKP olarak mahkemeden ne karar çıkarsa uyacağız.. Herhangi bir reddetme, kabullenmeme gibi tavrımız olmayacaktır..”
Eskiden devlet kim diye düşünür, derinini-yufkasını mütalaa eder, genellikle halkın hür iradesiyle görev verdiği siyasi iktidarı işaret ederdik.. Sonra sonra darbeler artınca “Devlet asker” diyenler çoğaldı.. Daha sonra ise, yani şimdilerde “devlet yargıdır” düşüncesinde olanların sayısında artış var.. Tabii ki askerden brifing almış Ankara yargısını kastediyorlar..
Allah sonumuzu hayra tebdil eylesin.. Hele bir de mezhebi şitteti varsa, esas tehlike oradadır işte..
=================
Güvercinin delisi kartala kafa tutar
Ağacın cilvelisi rüzgarı lafa tutar
Zurnada ötürürler akılsız ahmakları
Düşmandan korkan keçi çobanı tef’e tutar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi