Murat Yetkin

Murat Yetkin

AB Büyükelçileri: Kılıçdaroğlu çok farklı

AB Büyükelçileri: Kılıçdaroğlu çok farklı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün Harp Akademileri’nde önemli bir konuşma yaptı. Konuşmanın önemi, kurmay subaylara hitap ederken toplumda son PKK saldırılarıyla yaşanan kafa karışıklığını gidermeye dönük olmasıydı.
Kendisi de ‘slogan gibi gelecek ama’ diyerek kararlılık vurgusu yapması, mücadelenin uzun soluklu olacağını ve demokratikleşmeden taviz verilmeyeceğini söylemesi bunu gösteriyordu.
Cumhurbaşkanı’nın bir numaralı kurmayı konumundaki Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un MHP lideri Devlet Bahçeli’den Şemdinli saldırısının hemen ardından yaptığı Olağanüstü Hal çağrısına ilk karşı çıkan kişi olması, Ankara’da terör saldırıları nedeniyle demokratik haklardan kısıntı yapmak gibi bir anlayışın, en azından şimdilik olmadığına gösterge sayılabilir.
Gül, Harp Akademileri’ndeki bu önemli konuşma ardından, son zamanların en önemli Milli Güvenlik Kurulu toplantısına başkanlık etti.
PKK’nın 1 Haziran İskenderun eylemiyle başlattığı ve ‘aktif savunma’ adını verdiği yeni saldırı dalgası, Osmaniye, Şemdinli ve İstanbul’da kan döken, ses getiren eylemlerle devam ediyor. Bunların yanı sıra, gazetelerin iç sayfalarında kalan daha küçük boyutta, ama aynı ölçüde can yakan başka eylemler de var.
MGK’da demokratikleşmeyi durdurmadan PKK’nın nasıl durdurulacağı konuşuldu dün.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Gül ile 22 Haziran’da görüşmesi ardından Gül’ü ‘terörle mücadelede devlet kurumları arasında uyum ve ortak akıl’ için aktif olmaya çağırdığını, böyle bir girişime CHP’den destek vaad ettiği dünkü Radikal’de yer aldı.

Kılıçdaroğlu AB elçilerine ne dedi?
Gül’ün İstanbul’da MGK üyeleriyle buluştuğu sırada, Kılıçdaroğlu da Ankara’da Avrupa Birliği ülkeleri büyükelçileriyle buluşmuştu.
Yemek ardından bazı AB büyükelçileriyle özel yemek olduğu için isim vermek istemediler- telefonda konuşmak imkânı buldum. Büyükelçilerden bazılarının yemeğe olumsuz,
‘CHP’nin ne yapsa iflah olmayacağı’ önyargısı ile girdiğini biliyordum.
O nedenle büyükelçilerin gözlemlerinin ayrıntılarına girmeden önce, Kılıçdaroğlu’nun
yemekte (yemekten sonra kameralar önünde yaptığı açıklamaların dışında) söylediklerini aktarmakta yarar var. Şöyle özetlenebilir:
* Türkiye’de Avrupa düşüncesi ve AB hedeflerini asıl temsil eden parti CHP’dir. Kadın-erkek eşitliğinden dış politikaya bakışa dek CHP Türkiye’de Batılılaşmanın öncüsü olmuştur. AB uyum reformlarındaki gecikme nedeniyle CHP’nin suçlanması yanıltmayı amaçlamaktadır. Kürt açılımına destek konusunda da haksızlık yapılıyor; açılım henüz bize ayrıntısıyla anlatılmış değil.
* Buna karşın AB de Türkiye’ye dürüst olmalı. Terörle mücadelede daha çok destek bekliyoruz. Türkiye, Avrupa’nın parçası, AB üyeliği dışındaki senaryolara kapalı.
AB 1914’ün yüzüncü yılında Balkanlarla bütünleşme amaçlıyor. Birinci Dünya Savaşı’nın 100’üncü yılında bu anlamlı projeye Türkiye’nin dahil edilmemesi eksiklik olacaktır.

AB elçileri ne diyor?
Dün konuştuğum büyükelçilerin tamamı, neredeyse aynı kelimelerle aynı şeyleri söyledi.
Topluca özetliyorum:
* Çok etkilendik. Kılıçdaroğlu, Türk siyasetinde bir rol oynayabileceğine ve CHP’nin iktidar
alternatifi olabileceğine bizi ikna etti. Bu toplantıya kadar çoğumuzda hükümete bir alternatif çıkabileceği düşüncesi yoktu.
* Özgürlükler, insan hakları, sosyal haklar konusundaki düşüncelerini açıklarken sosyal demokrat bir siyasetçiyle karşı karşıya olduğumuzu hissettik. Davete ekibiyle gelip tanıştırması da bu izlenimi pekiştirdi.
* CHP’nin AB konusundaki konumu konusunda ikna ediciydi. Eleştirilerini söyledi, ama Avrupa hedefine, kültürel açıdan da inandığını gördük.
Türkiye ile AB ilişkilerini tanımlarken ‘Kederde ve sevinçte’ ifadesini kullanması dikkatimizi
çekti; bu ifade evliliklerde kullanılır.
* Ama en çok üslubuyla bizi etkiledi. Yüksek perdeden değil, sükûnet içinde, arkadaşça, konuşuyor, kolay iletişim kurulabiliyordu. Lafı uzatmıyor, konuya doğrudan giriyordu. Bizim söylediklerimizi dikkatle izliyor, Ermeni konusundan Kıbrıs’a, Kürt meselesinden İran ve İsrail’e dek pek çok konuda sorunun hiçbirini yanıtsız bırakmadı. Bizi en çok kişiliğiyle etkiledi. Yemekten Kılıçdaroğlu’nun Türk siyasetinde oynayacağı önemli bir rol olduğu izlenimiyle ayrıldık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Yetkin Arşivi