Şefik Dursun

Şefik Dursun

Terör ile milletimiz yıldırılamaz

Terör ile milletimiz yıldırılamaz

Danıştay saldırısından sonra bir çok karmaşık olay Türkiye’nin gündemine girmeye başladı... Bu saldırı adeta milat oldu... Ülkemizin ve milletimizin acıklı hali bir tablo gibi belirmeye başladı... Türkiye’de halen sürmekte olan “başörtüsü zulmünü” bahane eden bir teröristin saldırısıyla işlenen cinayet, Müslümanların üzerine yıkılmaya çalışıldı... Muhalefet partileri ve bazı sivil toplum örgütleri tarafından Hükümet suçlandı... Aynı ekibin Cumhuriyet gazetesine daha önce attıkları el bombalarının oluşturduğu etki ile birlikte masum insanlar töhmet altında tutulmaya çalışıldı... O günlerde çok cılız şekilde ifade edilen Ergenekon terör örgütünün, zamanla nasıl bir tehlikeli ahtapot olduğu ortaya çıktı... Demokratik yollarla, seçimle söz sahibi olamayanlar, iktidar olabilmek için cuntalar oluşturup darbe yolunu tercih etmişlerdi... Bunun için bazı yargı mensuplarından ve bazı medya kuruluşlarından da destek alıyorlardı...
ERGENEKON BİTİRİLMEDEN TÜRKİYE HUZUR BULAMAZ
Bu olaylar ile gerek Türk Silahlı Kuvvetleri’nde gerekse Yargı’da örgütlenmiş yapılanmaların varlığı tespit edildi. Ancak bu yapılanmaların boyutu hâlâ tam olarak ortaya çıkarılabilmiş değil... Demokrasi eğer milletin kendi kendini yönetim biçimi ise, onu temsil eden TBMM üzerinde herhangi bir gücü kabul etmek mümkün değildir... Her şey millet içindir... Şimdi millet ile millet düşmanları arasında devam eden bir mücadele söz konusudur... Bu mücadelenin sonucuna göre ülkemizin demokrasiyle yönetilebilir olması mümkün... Ülkemizde iki saf oluştu; biri milletin safı, diğeri milletin elindeki gücü her türlü zorbalıkla elinde tutarak kullanmak isteyenlerin safı... Türkiye’yi seven, geleceğimizi, huzurumuzu ve özgürlüğümüzü önemseyenler milletin yanında bulunmalıdırlar... Bu bir milli mücadeledir... Daha doğrusu milletimiz yeniden bir milli mücadele vermektedir. Herkes saflarını belirlemelidir...
Bugün TBMM’nin hakim iradesi milletin menfaatlerini korumak üzere tavır almıştır... Bu iradeden beklenilen hukuki kuralların tam olarak uygulanmasına engel olacakların müdahale etmelerine izin vermemeleridir... Bunun için hazırlanan Anayasa değişiklik paketi önemli bir karardır... Bu nedenlerle Ergenekon Terör Örgütü’nün hedefi milletin iktidarı olmuştur... Şimdiye kadar Hükümetin gerek AB’ye üyelik için yaptığı çalışmaların karşısında yürüttükleri kampanyada ve gerekse Kıbrıs politikasının başarısızlığı için Kıbrıs’taki uzantıları vasıtasıyla oynadıkları oyunlarda başarılı olamadılar. Şimdi de Anayasa değişiklik paketinin referanduma sunulmasına kadar kanlı eylemlerin devamı ile başarılı olacaklarını düşünüyorlar... Daha doğrusu PKK Ergenekon’un maşası olarak üzerine düşeni yerine getiriyor... Bu oyun da başarılı olamayacaktır. Teröristbaşının eski avukatı; Öcalan’ın zerre kadar Kürt halkının menfaatlerini düşünmediğini, sadece kendine güç kazanmak için çalıştığını ifade ediyor. Teröristbaşının Ergenekon’un direktifleri ile hareket ettiğini, Ergenekon bitmeden PKK’nın bitmeyeceğini sözlerine ekliyor... Ergenekon da PKK da mutlaka bitirilecektir.
Her iktidarın eleştirilecek yanları olabilir... AK Parti’ye millet desteğinin giderek artmasının nedeni; dış politikadaki duruşu ile Türkiye’yi iyi bir noktaya getirmiş olmaları ve dünyada etkili olan ekonomik krizden ülkenin başarılı bir şekilde çıkarılmasıdır... Gazze için yaptıklarından dolayı PKK’nın avukatı İsrail’in de hedefi haline gelmiştir... Şer güçler birlikte hareket ediyorlar. Şer güçlerle mücadelenin kazanılması demokrasi mücadelesinin başarısı için şarttır. Bu konuda dik duran hangi iktidar olursa olsun milletin desteğini hep alacaktır... Mesele artık basit bir siyasi mücadele değil, milleti modern köle haline getirme projesinin önünü kesme olayıdır.
HER KURUM GÖREVİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPMALI
Bu hastalıktan kurtulabilmek, herkesin ve her kurumun kendi işini en iyi şekilde yapmalarıyla mümkündür... Üniversiteler, Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı ve medya... Unutulmamalıdır ki, bu kurumlar millete hizmet etmek zorundadır. Çünkü varlıklarının sebebi millettir... Her kurum kendini düzeltme, problemlerini çözebilme potansiyeline sahip olmalıdır. Dışarıdan müdahalelerle düzeni sağlamak mümkün değildir. Şu anda kurumlar içerisinde Ergenekon yanlısı taraf sergileyenlerle, demokrasinin; dolayısıyla milletin adına mücadele verenler arasında gerilim söz konusudur. Ancak TSK’nın, bünyesi içersindeki cuntacılardan temizlenmesi kendi sorunu olmakla birlikte bu konuda yargının iradesine ihtiyaç vardır... Yargı içersinde de derin sıkıntılar mevcuttur. Siyasi iradeden beklenen hukukun içinde kalarak millete hizmet edenlere yapılacak müdahalelere karşı dik duruş sergilemesidir...
28 Şubat’ta hiçbir engel tanımayan Ergenekon Terör Örgütü, üniversitelerde baskı ve zulümle bir kaos oluşturdu... Binlerce öğrenci ve bir çok öğretim elemanı mağdur edildi... O gün hakkını arayanlar adalet mekanizmasının kapısını çaldı... Oradan hiçbir ses gelmedi; TSK’nın brifinglerine katılan yargı mensuplarından ne beklenebilirdi ki?.. Düzgün hareket eden savcı ve hakimler de HSYK vasıtasıyla susturuldu... Hükümet darbesiyle iktidarlar indirildi... Şükürler olsun ki bugün adalet mekanizması içerisinde milletin adına karar veren ve hukuka uyan hakimler, mahkemeler bulunmaktadır... Geçen hafta skandal bir karar alan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, fotokopi üzerinden İlhan Cihaner dosyalarını birleştirdi ve bir çok tutukluyu serbest bıraktı. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi söz konusu birleştirme kararının Anayasa’ya, yasalara ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğuna hükmetti. Ayrıca Mahkeme, Cihaner’in sanık olduğu Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava ile Albay Dursun Çiçek’in sanık olduğu Ergenekon davasını birleştirdi; iki dosya arasında hukukî ve fiilî irtibat bulunduğu gerekçesiyle davanın kendi mahkemelerinde görülmesi gerektiğine karar verdi.. Ergenekon Terör Örgütü davasında kendisini etkilemeye çalışan bir bayan avukatla konuşmaları basına yansıyan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise muhalefet şerhi koydu..
Bu olay yargının kendi bünyesindeki hastalığı tespit edebilmesidir... Bunu yapabilmesi son derece önemli ve ümit vericidir... Kurumların kendi etik değerlerini hukuka uygun olarak koruma gayretinin başarılı bir sonucudur. Milletimizin yargıya olan güveni artmıştır... İnanıyorum ki yargı kendi içersindeki problemleri çözebilecektir; bu potansiyele sahiptir... Yeter ki HSYK dışarıdan müdahale etmesin!..
28 Şubat’ta milletin silahını millete doğrultanlar gibi, şimdi de milletin yargı gücünü millete dayatarak, “Ben yapıyorum, kimse bana bir şey yapamaz” diyenlere görevlerini hatırlatan mahkeme kararını alkışlamak gerekli... Yargıda millete karşı açık oynayanlar var... İşin nereye gideceği onları hiç ilgilendirmiyor... Bir ihtimalle şekil yönünden Anayasa değişiklik paketini görüşecek olan Anayasa Mahkemesi Meclis’in kararını bozabilir... Çünkü malumlar arasındaki telefon görüşmeleri bunu diyor. Sonuç ne olursa olsun ne marksist PKK bu milleti bölebilecek ne de Ergenekon demokrasinin tam olarak yerleşmesine mani olabilecektir...
TSK’nın içinde, hastalıkları tespit edebilen ancak açık şekilde ifade edemeyen mensuplarının olması da önemli bir olaydır... Bugüne kadar darbe planlarından ancak darbeler olduktan sonra haberdar olunuyordu... Şemdinli’de meydana gelen olaylarda Heronların sınırı geçen teröristlerle ilgili verdiği bilgiler değerlendirilmiyor!.. Çobandır vs. diye. Bu konuda zafiyet olduğu iddiası kuvvetli bir tespittir... Milletimizin bu durumlardan geçmişte hiç haberi olmazdı. TSK 15 günlük askerler yerine, terörle mücadele edebilecek kuvvetleri teröristlerin karşısına dikmelidir. Bu açıdan bakıldığında İçişleri Bakanlığı’na bağlı özel kuvvetlerin devreye sokulmasına karar verilmesi de son derece önemlidir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şefik Dursun Arşivi