H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

Ret cephesi

Ret cephesi

Politika bazen ne kadar tuhaflaşıyor... Politikacılar basit ve kısa vâdeli siyasî çıkarları için bütün inançlarını ve ilkelerini terk edebiliyorlar.
Referanduma yaklaşık iki ay kala artık saflar netlik kazandı. Bir tarafta; AK Parti, SP ve BBP, ‘EVET-Kabul’ oyu verecekler; diğer tarafta; CHP, MHP, BDP ise, ‘HAYIR-Ret’ oyu verecekler.
‘Ret Cephesi’, bu üç partiden ibaret değil... Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı, HSYK Başkan Vekili, YARSAV, tepeden inmeci sivil toplum örgütleri ile bilcümle darbeci ve Ergenekoncular ret cephesi yanında yer alıyor. Oligarşik jakobenizm ‘ret cephesi’ yaftası altında hücuma geçiyor. Hedef, referandumda demokratik hakları ve sistemi genişletmeye çalışan Anayasa Reform Paketi’ni geçirmemek...
Buna karşılık, Türkiye’de demokrasiden, insan hak ve hürriyetlerinden yana ne kadar aydın ve sivil toplum örgütü varsa reform paketinin referandumda kabul oyu almasını istiyor.
***
Dedik ya, CHP’yi anlıyoruz; zira yargıdaki yarım yüzyıllık saltanatına son verilecek. Seyfi Oktay’ın, Mehmet Moğultay’ın, Ahmet Necdet Sezer’in, 12 Eylülcülerin, 28 Şubatçıların oluşturduğu antidemokratik ve jüristokratik hâkimiyetleri sona erecek...
Tamam da ya MHP’ye ne demeli?... Başbakan Erdoğan’ı, DTP’lilerle el sıkıştı, demokratik açılımdan bahsetti diye PKK ile işbirliği yapmakla, vatan ihanetiyle suçlayanlar, bugün PKK’nın Meclis’teki temsilcisi BDP ile nasıl olur da sırt sırta referandum kampanyasına girişebilirler, bunu bana izah edebilir misiniz?...
Bir tarafta Türk milliyetçileri, diğer tarafta bölücü ırkçılar, bunun akla ve mantığa uygun bir tarafı var mıdır?
BDP’yi anlamak mümkün.
Zira PKK’nın temsilcisi olan BDP’liler, kayıtsız şartsız teröristbaşının emirlerini uyguluyorlar. İradesiz birer zombi olan bu kişilerin siyasî rüştleri olduğu söylenemez. Bakarsınız Apo’nun hücresi 2 m2 genişletilir, her akşam acılı Adana yedirirlerse BDP’lilere emreder, onlar da kabul oyu verebilirler. Bu arada, terörü körükleyerek AK Parti’nin Güneydoğu’daki hâkimiyetini kırmak istediklerini de biliyoruz.
Yüksek yargı baronlarının da dertlerini anlıyoruz. Artık astıkları astık, kestikleri kestik olamayacak... Binlerce savcı ve hâkim tarafından demokratik şekilde seçilen HSYK üyeleri, yüzde 3’lük Yargıtay ve Danıştay egemenliğine son verecek. Artık Seyfi ağabeyin borusu ötmeyecek...
Ergenekoncuların da dertlerini anlıyoruz. Çünkü artık siyasallaşmış HSYK ve bazı Yargıtay üyeleri onlara sahip çıkamayacak. Ergenekon dâvası savcılarını ve hâkimlerini görevden almak, hiç değilse yeni atamalar yapıp sulandırmak imkânı bulunmayacak. Bayan Eruygur, artık ‘Bu mahkeme bizden yanaymış’ diyemeyecek. Erzincan Başsavcısı, Yargıtay’ın önceden kayıtlara düşen hukuksuz kararlarıyla kurtarılamayacak...
***
Geçen pazar günkü yazımda da ayrıntılarını anlatmıştım. Merhum Özal, 1987’de 12 Eylül Anayasası ile yasaklanan siyasîlerin durumunu referanduma götürürken itiraz etmiş ve ‘evet’ oyu kullanacağımı söylemiştim. Çok sevdiğim Özal’ın hatırı için dahi olsa, demokrasiye inancımı ve prensiplerimi çiğnememiş ve ‘evet’ oyu için çalışmıştım. Daha önce de bunu kendisine anlatarak bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettim. Fakat Özal istifamı kabul etmedi. Referandum neticesinde, en fazla ‘evet’ oylarından birisi de daha önce 8 milletvekilliğinden 6’sını kazandığımız seçim bölgem Gaziantep’ten çıktı.
Hülâsa, herkesin elini vicdanına koyup düşünmesini ve Türk demokrasisinin gelişmesi için oy kullanmasını istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi