Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Sevgisini göstermiyor

Sevgisini göstermiyor

19 yaşında bir genç kızım. Annem, başkalarının ne dediğine çok önem verir. O yüzden sabah kalkar kalmaz komşunun işine koşturur ve onların çocuklarıyla ilgilenir. Ne kardeşim ne de ben annemden hiç sevgi görmedik. O bizi sürekli eleştirir bizimle hiç konuşmaz hiçbir şey paylaşmaz. Annem beş yıl önce babamdan ayrıldı. Bizi biraz da babama benzetiyor o yüzden daha da uzaklaşıyor. Onu anlayabiliyorum, babam gerçekten anneme çok eziyet etti. Ama bunda bizim suçumuz ne? Biz de mağduruz... Ama ona bunu anlatamıyoruz. Annemle konuşuyoruz derdimizi anlatıyoruz ama hemen savunmaya geçiyor ve "ben size ne yaptım" diyerek bağırmaya başlıyor. Ben artık hiçbir şey beklemiyorum ama on yaşında bir de erkek kardeşim var, kardeşim konusunda annemi uyarmak istiyorum. Bu konuda tavsiyelerinizi bekliyorum. Ç. Ç.

İyi şeyler duymak isteriz

Anneliğe dair özelliklerin bir kısmı fıtri olsa da bir kısmı öğrenilmiş davranışlardan oluşuyor. Buna bağlı olarak annelerimiz bizleri büyütürken kendi annelerinden öğrendiklerini ya da yaşadıkları olayların etkilerini de bu sürece katabilirler. Ancak ifadenizden anladığıma göre, anneniz babayla olan sorunlarını tam olarak atlatmış ve durumu kabullenmiş değil. Bizler, her zaman çevremizden iyi şeyler duymaya, takdir ve onay almaya ihtiyaçlıyızdır. Bu gereksinimimiz, benlik gelişimiyle başlayıp hayat boyu devam eder. Ancak, anne baba tarafından sürekli eleştirilen, çevrelerinde olumsuz cümlelerle zedelenen ve insanlara bağımlı kalan kimseler, onay alma ihtiyaçlarını karşılayabilmek için insanların peşinde koşarlar. Oysa çevremizdekilerden olumlu şeyler duymaya ihtiyaç hissetsek de kendimizle ilgili düşüncelerimiz her zaman daha belirleyicidir. Yani burada "insanlar böyle söylüyorlar ama acaba ben kendimle ilgili ne düşünüyorum? diyebilmeliyiz...Anladığıma göre, anne biraz çevre eksenli yaşıyor biraz da sizleri babayla özdeşleştirdiği için, sizinle olan ilişkilerinde mesafeli kalıyor. Babaya olan öfkesi bu sorunu sürekli tetikliyor. Kocası tarafından terk edilen kadın kendini değersiz hissedebilir ve giden kocasının ardından yas sürecine girebilir. Ancak ifadenizden anladığıma göre anne bu durumu kabullenmiş gibi görünmüyor. Bu nedenle anneyi bir psikiyatriste yönlendirin, ilaç ve psikoterapi almasına yardımcı olun.

Çok bunaltıyor
24 yaşında bir genç kızım. Bir kardeşim bir de abim var. İki sene önce abim bir tarikata girdi ve burada hayatı çok değişti. Eskiden sigara içen, sokaklarda boş boş gezen adam şimdi işine gidiyor, namazlarını kılıyor, evde kitap okuyor. Ama bizi de bu tarikata girmemiz için zorluyor ve gerçekten çok bunalıyoruz. Geçen gün yine aynı konuyu açtı ben de "kendisine saygı duyduğumuzu fakat böyle bir tercihimizin olmadığını söyledim, alındı. Onu kırmak istemiyorum ama bizi hiç anlamıyor. Özellikle annem onu uyardığında bize küsüyor. Abim gerçekten çok değişti bundan biz de memnunuz ama bize karışmamalı... Bu konuda onu nasıl uyarabiliriz? Tavsiyelerinizi bekliyoruz. G. E.

Cemeaatin değil dinin tebliği yapılır

Her insan kendi düşüncesini ya da benimsediği hayat tarzını diğer insanlara da aktarmak ve anlatmak ister. Dinimizde de, aynı şekilde tebliğ yapmak ve insanları uyarmak bir sorumluluktur. Olaya bu yönünden baktığımızda kişinin kendi düşüncelerini, seçtiği grup ya da ilkeleri başkalarına anlatma özgürlüğü var. Fakat, Efendimiz (s.a.v.)'in bize öğrettiği şey İslam'ın tebliğidir, şeyhin ya da tarikatın değil...

Peygamberimiz (s.a.v.), hayatının sonuna kadar dinin tebliğini yapmış ve insanların kurtuluşu için gece gündüz çalışmıştır. Bir Müslüman olarak bizlere düşen de bu olmalıdır. Ancak yukarıda da ifade ettiğim gibi, bağlandığımız grubun ya da cemaat liderinin tebliği değil dinin tebliği yapılmalıdır. Kardeşinizi bu konuda uyarabilir ve "tebliğ görevini yerine getirmenin bir sorumluluk olduğunu fakat, cemaate ya da gruba değil Allah'ın dinine çağırmanın esas olduğunu..." ifade edebilirsiniz.

Sözümüzün geçerliliğinin olması için karşımızdaki kişiyle iyi ilişkiler kurmak esastır. Bu nedenle abinizle tartışmayın, onunla iyi ilişkiler kurmaya çalışın ve birlikte İslami eserleri okuyun, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunun. Hiç kimsenin kendi düşüncelerini karşı tarafa dayatma hakkının olmadığını ama müşterek konular hakkında her zaman birlikte hareket edilebileceğinizi de belirtin. Yaşadığınız sorunlar devam ederse, bunu ilahiyatçı bir hocamızla da istişare edebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi