Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Keşke bizimkiler de okumuş olsa

Keşke bizimkiler de okumuş olsa

Ramazan mübarek bir aydır. Müslümanlardan üzerlerine oruç farz olanların büyük bir kısmı Ramazan Ayı'nı oruçlu geçirirler.

Rahatsız oldukları ya da başka sebeplerle üzerlerine oruç farz olmadığı için oruç tutmayanların yanında, çeşitli başka sebeplerle tutmayan ya da tutamayanlar da vardır. Bunlar üzerlerine farz olduğunu bilmekte ve ama bir türlü nefislerine söz geçiremedikleri için tut(a)mamaktadırlar.

Ama başka bazıları açısından Ramazan ya da oruç diye bir mesele yoktur.

İnanmıyorlardır ya da şüphe içerisindedirler belki. Ya da inandık demeleri halinde teklife muhatap olacaklarını bildikleri ve namaz, oruç, hac, zekat gibisinden bu teklifler de fena halde ağır geldiği için, inanmaz ayaklarına yatıyor da olabilirler...

Onlar bu konuyu, her nasılsa aşmışlardır.

Bu kesimin kısmı azamı kendi aleminde yaşar ve kimsenin tavuğuna kış dememeyi tercih eder.

Ama bazıları vardır ki, kendisi oruç tutmadığı halde başka bazılarının neden tutuyor olduğuna takmıştır kafayı.

Ramazan ayında, başka zaman hiç yapmadıkları şeylere merak salar bu tipler.

Sokaklarda mübalağalı bir şekilde birşeyler yeme-içme derdine düşerler mesela... Özellikle oruç tuttuğu halinden belli insanların gözüne gözüne sokmaya çalışarak yapmaya çalışırlar bu eylemlerini (!)...

Oruçlu vatandaşlar, rahatsızlık ifade eden nazarlarla bu tiplere bakarlarsa, yandıklarının resmidir... O saat üzerlerine sokaklarda alenen yeme-içme özgürlüğünü engellediklerine dair yaftalar yapıştırılıverir hemen...

Bu kesimin radarları Ramazan boyunca çalışır haldedir hep. Ülkenin hatta İslam aleminin herhangi bir yerinde olmuş ya da olma ihtimali olan, oruçla ilgili olumsuz bir olayı beklerler hasretle.

Oruç tutmayan birisine yan bakmaktan başlar Ramazan'daki olumsuz hareketler... Hele bir de taraflardan birisinin oruçsuz olduğu bir kavga hikayesi buldular mı, tadından yenmez!..

Buldular buldular; bulamazlarsa artık eski yıllardan kalma birtakım olayları gündeme getirerek onlarla idare ederler.

Bir şekilde Ramazan sayfaları/programları yaparak, çoğunluğu oruçlu olan Milletimizi kendine toplama derdindeki basın-yayın organlarında, eğer bulunabilmişse, aykırı haber ve yorumlara daha bir ağırlık verilir.

Ramazan sahifesi ve programlarında araya sıkışıtırılıveren, 'oruç tutmamak aslında daha iyi olabilirdi ama madem ki tutuyorsunuz, eh ne yapalım' gibisinden tavırları, saymıyoruz bile...

Bütün bunları CHA'nin geçtiği bir haber düşündürdü bana.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde, Ramazan Ayı'nda Müslüman ülkelere gidecek İngiltere vatandaşlarını uyaran bir duyuru yayınlanmış.

Bakanlık, Ramazan, oruç, iftar ve bayram konusunda bilgiler verdiği duyurusunda, halkı Müslüman ülkelere yapılacak seyahatlerde, çoğunluk oruçlu olacağı için açıktan yeme-içme hususunda biraz daha dikkat edilmesini istemiş.

"Müslüman ülkelerde Ramazan Ayı'nda seyahat etmek ya da iş yapmak imkansız değildir... Birçok insan, oruç tutmanın sizin için bir vecibe olmadığını anlayacaktır. Fakat sizin bu davranışınızı takdir eceklerdir." diyormuş, İngiltere Dışişleri Bakanlığı...

Haberi okuyunca, bizdekilere de birileri böyle bir uyarı yayınlasa diye geçti içimden.

Ya da en azından İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın duyurusunu keşke bizdekiler de okusalar.

O zaman, oruç tutanlara -hele bu sıcakta- saygı duymak gerektiğini kavrar ve onları rahatsız edebilecek hareketlerden kaçınırlardı belki, kim bilir...

Not:

Mübarek Ramazan Ayınızı tebrik eder, hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi