Cemal Nar

Cemal Nar

Vah Mehmetçiğim Vah!

Vah Mehmetçiğim Vah!

Siz de benim gibi günlerdir kahroluyorsunuz değil mi?

Neydi haberlerde dakikalarca izlediğimiz o görüntüler?

Hani Genel Kurmay Başkanlı dahil otuz küsur makamdan canlı izlenen o Heron çekimleri?

PKK denilen melunlar karşıdan geliyorlar. BBG evi gibi görünüyor her şey.

İyice yaklaşıyorlar.

Karakolu kuşatıp sarıyorlar. Mevzilerdeki Mehmetçiklere bomba atarak dışarı çıkmasını sağlıyorlar ve keklik gibi avlıyorlar.

Olayı Genel Kurmay Başkanlı ve otuz küsur makamdan canlı izliyor devletimiz. Ordu harekete geçmiyor. Uçak kaldırmıyor. Helikopter göndermiyor.

Öyle seyrediyorlar…

Ve PKK’lılar Mehmetçiklerimizi tek tek şehit ediyor.

Hemen de gitmiyorlar.

Oturup dinleniyorlar.

İhtimal sigaralarını tüttürüyorlar.

Sonra tuzak hazırlıyorlar yeni gelecek olanlara.

Ve sonra ağır ağır defolup gidiyorlar.

Bütün bunlar helikopterle yedi dakikalık uzaklıkta oluyor.

Ama imdat yok…

Ve o hainler bunu biliyor gibi yavaş yavaş hareket ediyor ve sonra kayboluyorlar gecenin karanlığında…

Günlerdir “olamaz böyle bir şey” diyerek gözlerimiz Genel Kurmay Başkanlığı’na çevrildi. Bir yalanlama bekledik. “Bu bir kamera şakası” olsun istedik.

Ama yalanlama gelmedi. Oysa bu saatinde yalanlanması gereken bir hadiseydi. Üstelik içerden doğrulayıcı fısıltı haberler de gelmeye başladı. İşte o zaman anladık ki bu iddia galiba doğru…

Bütün umutlarımız kırılınca bir çığlık bıçak gibi çıktı hançeremizden:

Vah Mehmetçiğim vah!

Canlı olmasa da biz de seyrediyoruz: Kimi el bombası ile, kimi kurşunla şehit oluyor.

Kimisi de kan kaybından yavaş yavaş ölüyor gözleri yollarda, “ha şimdi gelirler asker arkadaşlarım, sık dişini” diyerek, göz göre göre…

Vah Mehmetçiğim vah!

Gözün yollardaydı değil mi? “Devletim, ordum, uçağım, helikopterim yetişir şimdi” diyordun değil mi?

Hayır! Yetişmemişler.

“Dayan Mehmedim, geldik” dememişler.

Oturup seyretmişler.

Hangi önemli işleri vardı acaba?

Nerede ne için plan yapıyorlardı kim bilir?

Hepsi seyretmiş ölümlerinizi...

Şimdi de biz seyrediyoruz tv. ekranlarında…

Üstümüze başımıza ceset gibi suç yağıyor hala, utanıyoruz, sıkılıyoruz, af diliyoruz sizlerden…

Vah Mehmetçiğim vah!

Gözümüzün önünde üstünüze roket atıyorlar, elimizden bir şey gelmiyor.

El bombası atıyorlar, göz göre göre parçalanıyorsunuz.

Gözlerimiz uçak bekliyor, helikopter bekliyor…

“Dayan şimdi imdada gelirler” diyemiyoruz. Çünkü bu görüntüler bize çok sonra ulaşıyor. Biz seyrederken sizin işiniz çoktan bitmiş oluyor. Sizi çoktan gömmüş oluyoruz kara toprağa. Acınız yüreğimizde kalıyor. Oysa siz çoktan uçup gidiyorsunuz cennete. Bize oralardan bakıyorsunuz şimdi…

Ama bir şey var ki asla unutulmaz; sizi asıl komutanlarınız izliyordu canlı yayında. Siz onları baba gibi görüyordunuz, onların da sizi evlatları gibi görüyor olduğuna inanıyordunuz. Ama onlar, gördükleri, bildikleri halde imdadınıza gelmediler. Gelip sizi kurtarmadılar.

Birilerini de göndermediler. Havadan yedi dakikalık uzaktaydınız oysa. Hava açıktı, uçaklar ve helikopterler hainleri gece gösteren aletlerle görebilir ve tek tek öldürebilirlerdi. Ama imdadınıza gelmediler.

Neden acaba?

Acaba onlar neden sadece izlediler sizi?

Sizin şehit edilmenizi?

Vah Mehmetçiğim vah!

Vah ana kuzuları vah!

Vah babalarının koçları, kardeşlerin aslanları vah!

Asla affetmeyeceğiz bunun sorumlularını. Bu sorumlulardan sivil olsun asker olsun sizin hesabınızı sormayanları…

Bedduamız var eli yetişip de yardım etmeyenlere…

Bilerek yardıma gitmeyenlere…

Vah Mehmetçiğim vah!

Artık askere nasıl göndereceğiz evlatlarımızı?

Nasıl güveneceğiz?

Nasıl güvende olacağız?

Bunlar acılı bir yüreğin feryadıdır. Maksadımız insanları ordudan soğutma suçunu işlemek değildir. Böyle bir şey olabilir mi? Ordusuz millet olur mu?

Maksadımız yetkililerden cevap almak, sorumluları tanımak, suç işleyenlerin cezasız kalmamalarını dile getirmek, orduya güveni sağlamaktır. Bunun için sorularımızın cevabını bulması gerekir.

Ama Genel Kurmay Başkanlığı hala susuyor! Bunu anlamıyoruz.

Geriye kahır dolu feryadımız kalıyor: Vah Mehmetçiğim vah!

Otuz yıldır adam olup da bir yangını söndüremedik.

Seni o dağ başlarında kurda kuşa yem ettik.

Yazıklar olsun bize!

Vah Mehmetçiğim vah!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi