D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Kamal Villa!

Kamal Villa!

Saray, köşk, konak, kasr...
Bunlar olağan meskeni aşan yapılar. Sarayda padişahlar oturduğu için, Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı ikametgâhına “köşk” denildi. Başlangıçta Cumhurreisi gerçekten köşkte oturuyordu, ama meşhur bir mimara yaptırılan yeni bina, 1930’lar Ankarası için elbette “saray”dı.
Sonra bu binalar kifayet etmedi, ilâveler yapıldı. Cumhurbaşkanı hâlâ köşkte oturuyor! İnönü, yani ikinci cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı bittikten sonra da cumhurbaşkanlığı köşkünün hemen karşısındaki “pembe köşk”de ikamet etti!
Ya Başbakan nerede oturuyor?
“Konut”da!
Bu “konut” lâfını, başbakanla ilgili haberlerde mutlaka işitmişsinizdir. Başbakan bir çok konuğu konutta ağırlar!
Peki bu “konut” nasıl bir şeydir? Bal gibi köşk!
Taşraya gidersiniz, kaymakam konakta oturur, vali konakta ikamet eder. Ankara’ya gelirsiniz, devlet ricali konutta!
Başbakan Ankara’da bu resmî binada kalmıyor, kiralık evde oturuyor. İstanbul’da da evi var. Meğer o da kira imiş.
Kendisine alel acele “Gandi” lakabı takılıp sırtı pışpışlanarak piyasaya sürülen CHP’nin taze genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başbakanla ilgili yakışıksız ifadeler kullanma şehvetini bir de havuzlu villada oturma iddiasıyla doruğa çıkarmıştı.
Villa da villa! Havuz da havuz!
Sonra anlaşıldı ki, kendilerinin de “kooperatif” villası varmış. Hem de havuzlu! İş ortaya çıkınca, “zaten aidatı ödeyemiyordum, satacağım!”a yatmasın mı!
Siyasetin bu kadar düşük seviyede yani müptezelce ve saldırganca icrası kime ne sağlar? Belki o anda meydanları harekete geçirir. Daha fazlası da bu şekilde elde edilebilir mi?
Referandum şöyle veya böyle sonuçlandıktan sonra ne yapacak “memur Kemal”?
“Evet” çıkarsa, şimdi karşı çıktığı değişiklikler hayata geçecek. Türkiye rahatlayacak, CHP’nin belli yerlerdeki kemikleşmiş kadroları biraz zaaf geçirecek, o kadar.
Ya Allah göstermesin “hayır” çıkarsa?
“Ben bu haltı, iktidar uğruna neden yedim” diye murakabeye oturacak mı?
Villa, batı dillerinde “köy” demek. Anlayacağınız, saraydan, konaktan, köşkten, kasrdan kaçarken, “villa”ya yakalanmışız.
Villa düpedüz “köy evi”!
Başbakanın veya bir siyasi parti liderinin villası, köşkü, konağı olabilir mi? Eğer haksız kazançla elde edilmemişse, yani delille ısbat edilen bir bilgi yoksa, sarayı da olabilir!
Bundan ucuz “halkçı siyaset” üretmek, artık biti kanlanmış olan CHP seçmenine ne ifade ediyor bilemiyorum.
Hani dokunulmazlıkların kaldırılmasına çok fena takan ve zaman zaman sırf bu yüzden Anayasa değişikliğine karşı çıktığını beyan buyuran Kemal efendiye, başka bir dokunulmazlık alanından haber verelim.
Sivil alanla nasıl denkleştirilir, bilmiyorum ama Mümtazer Türköne’nin yazdığına göre, en düşük general olan tuğ generaller garnizonlarda havuzlu köşklerde oturuyorlarmış. Korgenerallere ilaveten helikopter ve mercedes, orgenerallere ise uçak tahsis ediliyormuş... Bütün general eşlerine korumalı sivil araç veriliyormuş. Orduda emireri uygulaması kaldırılmış, yerine haberci (posta) uygulamasına geçilmiş; rütbeli personelin özel hizmetinde görevli yüz bin civarında posta elemanı mevcutmuş. Buna 65 bin civarında orduevleri ve sosyal tesislerde görevli asker eklenirse, İngiltere ordu mevcuduna yakın asker komutanlarımızın özel işlerinde kullanılıyor...
Hadi bakalım, havuzlu villalı Kemal! Bu imtiyazlar karşısında ne buyuruyorsun? Meksikalı “devrimci” Zapata’nın arkadaşı Panço Villa gibi bir isyan göster, “Kamal Villa” ol!
O zaman sana rey vereceğim! Hatta “Viva Kamal!” diyeceğim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi