Aziz Üstel

Aziz Üstel

Ölmüşlerime ne sövüyorsunuz ahlaksızlar

Ölmüşlerime ne sövüyorsunuz ahlaksızlar

Senin ‘12 Eylül’ Referandumunda ‘hayır’ oyu vermeye hakkın var. Ben sana tek laf etmiyorum. Kınamıyorum; eleştirmiyorum hele hele hiç mi hiç sövmüyorum.
Ya sen ve senin gibi bir it uğursuz güruhu bana ana avrat sövüyorsunuz, oyumun ‘evet’ olacağını açıkladığım için.

Ben gerekçelerimi de yazdım. Başıma gelenleri de.

Sen ve senin gibi küfürbaz terbiyesizler, siz neredeydiniz

12 Eylül’de?

Yan gelip yattınız mı?

Yoksa bizleri mi ispiyonladınız?

Darağacında gencecik çocuklar sallanırken alkış mı tuttunuz?

İşkenceden inim inim inlerken binlerce insan, kahkahalarla güldünüz mü?

Benim oyum evet...

Bin kere evet!

Sizin oyunuz hayır olabilir.

Nedenini söyleyin! Gerekçenizi açıklayın sövüp sayacağınıza, cümle kurmaktan aciz köpek

herifler!

Söyleyin, açıklayın ki tercihinize saygı duyayım.

Benim ölmüş anamdan, babamdan, eşimden size ne ulan hergeleler?!

Onlar çoktan toprak olmuş!

Onlara sövünce, gaz çıkarmışcasına rahatlıyor musunuz?

Sizin kendi adınıza düşünme, karar verme, uygulama yetiniz, beceriniz ve zekanız yok!

İnandığınız biri ya da birileri şöyle oy verin diyor, o saat gidip oyunuzu oraya atıyorsunuz.

Ulan demokrasi sizin

neyinize?!

Özgürlük sizin neyinize?!

Siz koyunsunuz be koyun!

Siz sadece fikrini mertçe

açıklayan insanlara sövmeyi

bilirsiniz, o kadar!

Herhangi, bir şeyin nasıl olmayacağını anlatır, nasıl olabileceği konusundaysa fikir dahi yürütemezsiniz.

O küfürlerinizi size iade

etmiyorum, Çünkü ananıza, babanıza, eşinize, kardeşinize

saygım var!

Sizeyse hiç ama hiç saygım yok!



GEÇTİ BOR’UN PAZARI, ÖCALAN’DAN MEDET UMAN HAYIR’CILAR

Yargıtay üyesi oldukları öne sürülen üç yüksek yargıç arasında geçtiği varsayılan konuşmalar internete düştü.

Eğer doğruysa bu konuşmalar, tam bir rezillikle karşı karşıyayız!

Efendim ‘evet’ oylarını ‘hayır’ oylarına çevirmek için Abdullah Öcalan’a çok ihtiyaç duyuluyormuş bu kayıtlara göre.

“BDP’nin, Kürtlerin yobaz” kesimini temsil etmediği, parti yöneticilerinin neredeyse yüzde 99’unun CHP’ye yakın kişilerden oluştuğu, bu nedenle de CHP’nin ‘BDP’nin elini’ tutması gerektiği anlatılıyor, bu üç yüksek yargıç arasında geçtiği varsayılan konuşmada!

Daha fazla yapılacak birşey kalmadığına da değinen bu üç kişi, REFERANDUM ORTAMINDA BİR KARGAŞA YARATILMASI GEREĞİNDEN DE SÖZ EDİYOR .

Aksi takdirde işlerinin bitik olduğunu da vurguluyorlar.

Bu konuşmaları yapan üç kişi, bir an önce kamuoyunun karşısına çıkıp ya “Evet biz bunları konuştuk”, demeli ya da “Hayır bunların hepsi uydurmacadır...

Kurgudur!” diyebilmeli.

Öyle söverek, sayarak, kargaşa yaratarak, Apo’nun çapulcularundan medet umarak demokratik bir oylamayı faşist bir dayatmaya dönüştüremezsiniz.

Geçti Bor’un pazarı, sürün eşeğinizi

niğdeye!


Türkiye’de ortak bir kimlik: Ötekilik

Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı, Eğitimciler Birliği Sendikası tarafından “Türkiye’de Ortak bir Kimlik Olarak Ötekilik” adlı bir araştırma gerçekleştirilmiş. Öteki olmak ne demek? Kültürel ve siyasi kimliği nedir ötekilerin? Ülkenin dört bir yanına dağılan bu insanlar, her türlü siyasal eksiklik ve dış çevrelerin etkilerine rağmen, “barış içinde ve bir arada yaşama iradesini” büyük bir inanç ve dirençle koruyorlar.

Araştırma, Türkiye’de kimlik algıları, siyasal kimlik algıları, mahalle baskısı, ötekileşme ve ayrımcılığa bakış, genel olarak Aleviliğe ve Alevi açılımına yaklaşım, azınlık haklarına bakış, dinsel hak ve özgürlüklere bakış, eğitim hakkına bakış ve demokratik hak ve özgürlüklere bakış gibi konuları derinlemesine irdeliyor.

Şimdi, siyasal kimlik genelde bireylerin kendi seçimidir. Kültürel kimlikse nesnel temelleri olan, “verili” bir özerklik olarak gündeme oturtuluyor.

Oysa, insanların siyasal kimlikleri kadar, kültürel kimlikleri de, iradi bir tercihten kesinlikle bağımsız değildir. İnsanlar belki Türk, Kürt, Sünni, Alevi bir anne babadan doğuyordur ve kültürel olarak bu “verili özerklik” onların yaşamlarının biçimlenmesinde çok önemli bir rol oynuyordur. Ancak bu özelliklerin bir kimliğe dönüşmesi basit sayılmayacak süreçlerin bitiminde oluşuyor. Örneğin insan Kürt doğmakla birlikte, kimlik olarak Kürt olmaya kendi karar veriyor!

Kürt ya da Türk doğsa da kişi, kimliğini Kürtlük ya da Türklük üzerine kurmayı tercih etmiyor. Ya da ediyor!

Neyse, konu hem derin hem de çok uzun. Ancak günümüze ve günümüzde olanlara kadar geleceğe de ışık tutmasu açısından çok ama çok yararlı bir çalışma.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi