Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Sudan bahanelerle bombalanan Sudan

Sudan bahanelerle bombalanan Sudan

Sudan'ın başkenti Hartum'da onbir yıl önce "kimsayal silah üretildiği" gerekçesiyle, ABD tarafından bombalanan Şifa İlaç Fabrikasını ziyaret ettik. Daha doğrusu fabrikadan geriye kalan yıkıntıları.

çocuklar için ilaç üretilen fabrikanın büyük bir kısmı yerle bir edilmişti. Clinton zamanında.

Birkaç beton direk ayakta kalmış sadece. Yerlerde kimi dolu kimi boş ilaç şişeleri vardı.

Yıkılmamış bir duvara çocuklar resimler çizip yazılar yazmışlar. Resimlerde gördüğümüz, gülen çocuk yüzleri...

Yönetim o kalıntıları özellikle temizlemiyor. Olduğu gibi bırakmışlar, başına bir bekçi dikmişler.

* * *

Yolda giden bir kamyondan karpuz düşer, kenarda parçalanır ve karıncalar üzerine üşüşürler ya...

Bizim ekip de bombalamadan geriye kalan yıkıntıların üzerinde, tıpkı karpuzdaki karıncalar gibi dolaşmaktaydılar.

Karıncalar gibi yiyecek toplamak için değil, yakından bakıp fotoğraflar çekmek için.

Atılan füzelerden bir parça duruyordu bekçi kulubesinin yanında.

* * *

Kafile kalabalıktı. Hepsini ismen saymak zor olacak; sadece kurumları belirtelim yetsin.

MüSİAD, Dayanışma Vakfı, İHH, Yeni Şafak, Zaman, Türkiye, Bugün, Millî Gazete, Taraf, Akşam, Hürriyet, Sabah, Radikal, Ana Ajans, Moral FM, TV5, Aksiyon, Altınoluk, Lalegül FM, Gerçek Hayat, Vakit, Yeni Asya, Kanal A, FOX, Milliyet, TBMM...

* * *

Hastaneyi, Nil Nehrini, Hartum'un cadde ve sokaklarını, çarşıyı pazarı hep beraber dolaştık.

Hastanenin Başhekimi yerel kıyafetler içinde otoriter ve sevecen bir kadındı.

Baş hasta ise kadın mı olmalıydı, yoksa erkeklerden biri mi seçilmeliydi, karar veremedik. O kadar çok hasta sırada beklemekteydi ki... Ameliyat için, muayene için...

Onların arasından ileryebilmek meseleydi.

Gözleri açılan hastalara "bu kaç, sağa bak, sola bak" deniliyor ve doğru cevap alınınca doktor her seferinde sevinçle "Maaşallah opereyşın" diyordu. O sevinci görmeliydiniz.

* * *

Zaman zaman küçük gruplar halinde kafileden ayrılıp minibüsü andıran taşıtlara ve taksiye de bindik.

Yaşlı taksici Seyit, yolda giderken kontak anahtarını çıkarttı, anahtarla kulağını ve ensesini kaşıdı. Sonra anahtarı yerine taktı. Bu arada araba çalışmaya devam ediyordu.

Yaşlı taksici Seyit dedik ya, buradaki 'yaşlı' hem taksi için geçerli, hem de dişlerinin çoğu dökülmüş şoför Seyit için. Araba da dökülmüş durumdaydı.

Güle güle gittik otele. Yanınızda Hüseyin öztürk varsa ve şoförle yarı Arapça yarı Türkçe konuşmaya çalışıyorsa, gülmeden gitmeniz mümkün değil zaten.

* * *

İki koldan gelen Beyaz Nil ve Mavi Nil'in Hartum'da birleşerek tek nehir halinde, Mısır'a doğru yoluna devam etmesini, yaptığımız tekne turunda gördük.

Ve Türkiye ile Sudan'ın yürütülen projelerdeki ortaklığına Nil'in atıfta bulunduğunu düşündük. İsterseniz nazire deyin.

Senede birkaç santim yaklaşmalar dolayısıyla, yeryüzündeki bütün kıtalar, beş-on milyon yıl içinde birleşerek tek kıta haline gelecek.

Büyük ihtimal biz göremeyiz. Eğer şimdiden gerçek birleşmeyi görmek istiyorsanız, yardımlarınızı esirgemeyin.

Kaybetseniz üzülmeyeceğiniz bir parayla, bir insanın görmesini sağlayabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi