Aziz Üstel

Aziz Üstel

Kılıçdaroğlu’nun ölüm kalım savaşı 12 Eylül

Kılıçdaroğlu’nun ölüm kalım savaşı 12 Eylül

Referandum sonuçları “evet” çıkarsa, Kemal Kılıçdaroğlu, partisini bir başka yenilgiye taşımış olacak. Bu nedenle olsa gerek, üzerinde hiç düşünmeden, kafa yormadan sözler veriyor, sonra verdiği sözleri tutamayacağını anlayıp u-dönüşüne geçiyor,

“ben öyle demedim” diyor!

Örnek mi istiyorsunuz benim küfürbaz kardeşlerim?

Buyrun size örnek:

Başörtüsü!

Başörtülü genç kızların üniversitelerde okuması için çalışmalarımız var, buyurdu önce.

Ardından çalışmaların başörtüsünü eğreti bir biçimde bağlamaktan öte dişe dokunur bir şey olmadığı anlaşılınca, bilimsel çalışmalar yaptığını söylediği kurulun daha da ayrıntılı bir taslak hazırlayacağını mırıldanıp konuyu kapattı.

Başbakan “hadi gel 13 Eylül’de başörtüsünü çözelim!” önerisiyle ortaya çıkınca cevap dahi vermedi.

Derken Genel Af diye çıktı ortaya!

Ama gelin görünki, af konusunda CHP yöneticileri kazan kaldırınca, gene çark etti.

Af sözcüğünü bir daha ağzına almadı!

Bakınız, eğer 13 Eylül sabahı “evet” oyları “hayır” oylarından fazla çıkar, ama hayır oylarının oranı, CHP’nin son

seçimde aldığı oy oranını aşarsa, Kemal Bey, zafer ilan edecektir. Üstüne üstlük, iktidara doğru “Büyük Yürüyüşün” başladığını da haykıracaktır!
Ancak Genel Başkanlık koltuğu da fay hattına biraz daha yaklaşacaktır. Ha deprem olmayacaktır!

Koltuğunda oturmayı sürdürecektir. Polirbüro payanda görevine devam edecektir.

Ama ne zamana kadar?

Genel seçimlerin sonuçları ilan edilene kadar!

Onun için Kemal Beyim, yapamayacağını, hele hele de kendi tayfanın istemediği sözleri verme.

Mustafa Kemal sonrası genlerinize işleyen, Ecevit döneminde bir ara zayıflayıp Baykal’la iyiden iyiye güçlenen tek halk, tek parti, tek şef düsturuna sıkı sıkıya sarılmış politbüro üyeleri, yani bürokrasi diktatörlüğünü her zaman demokrasiye tercih eden ve seni altın beşikle Genel Başkanlık koltuğuna taşıyanlar, yeni birini oraya hazırlamaya başlamışlardır bile.

Yazık olacak sana Kemal Beyim.

Ama asıl demokrasiye yazık olacak.

Çünkü demokrasi kartalı, gene tek kanatlı olarak uçmayı sürdürecek!



İzmir Kenan Evren’i silip attı

İzmir İl Meclisi, 12 Eylül darbesi sonrası idam edilenlerin adlarını verecek Kenan Evren adını taşıyan okullara.

Dünya Barış Günü’nde İzmir İl Genel Meclisi’nin böyle bir karar almasını ayakta alkışlamak gerek. Bu okullarını adlarının değiştirilmesi için çaba harcamak, 12 Eylül nedeniyle onca acı çeken insanların asli görevidir arkadaş.

Milli Eğitim Bakanlığı bir genelgeyle bu işi çözebilir.

Şimdi buraya kadar iyi değil mi?

Aferin İzmir İl Genel Meclisi’ne diyorsunuz; darbecilerin adlarını okullarımızdan kazıyor. Ama siyaset yok mu siyaset.

Balıklama dalıyor işin içine her zaman olduğunca!

MHP’li üye Ahmet İncesu, Selçuk Duracık ve Dursun

Önkusu’nun adlarının da kimi okullara verilmesini öneriyor. Meclis’de çoğunluk CHP’li olduğundan red!

Niye çünkü bu iki kişi MHP kökenli!

AK Parti’li üye Menderes, Zorlu ve Polatkan adlarını öneriyor. Bu adlar da “başka yerlere konulduğu” gerekçesiyle geri çevriliyor.

Bu üç kişiyi de bir başka cunta idam etmemiş miydi?

Neyse, şimdi CHP’li üyelerin oy çokluğuyla aldığı karar doğrultusunda İzmir İl Eğitim Müdürlüğü’ne baş vurulacak, adlar değişsin diye.

Ama Nimet Hanım, sen amanı bilenlerdensin. Bu işi takip ettir lütfen ve Kenan Evren adını bu okullardan sil at! Sonra da bu okulların adlarının ne olacağını bakanlık genelgesiyle belirle lütfen!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi