Engin Ardıç

Engin Ardıç

Anayasa Mahkemesi Partisi

Anayasa Mahkemesi Partisi

Ne dedik? Hayırcılar aslında, bundan böyle Anayasa Mahkemesi'ne "AKP'nin kapatılması" yönünde baskı yapamayacaklarından korkuyorlar, dedik.
Evet çıkar ve AMH'nin "yapısı" değişirse yani...
Kendini Anayasa'yı değil de bürokrasiyi korumak ve kollamakla görevli hissedenler giderlerse yani... Ya da azınlıkta kalırlarsa.
"Hayırcıların" ıkıntı ve sıkıntılarının bütün nedeni budur. Üst tarafı mugalatadır.
"Kurucu meclis kuralım, bizim de seveceğimiz bir Anayasa yapalım, konsensüs monsensüs", bütün bu lafı yokuşa sürmeler, hep bu temel korkuya giydirilmiş kılıflardır. Anayasa'nın "kralını" yapsan bu şekliyle bu Anayasa Mahkemesi'nin gene engel olacağını domuz gibi biliyorlar.
Çünkü bugün bu yapısıyla Anayasa Mahkemesi "ana muhalefet partisi" gibi çalışıyor. Üfürükten estirdikleri Kılıçdaroğlu rüzgarından çok daha güçlü ve etkili bir parti!
AMH meclis kararlarını iptal ediyor, meclisin nasıl toplanacağına ya da toplanamayacağına kendi keyfine göre karar verebiliyor, parti kapatıyor ya da para cezası kesiyor, şekil yönünden incelemesi gereken kanunlara esastan giriyor, üstelik "ne şiş yansın ne kebap" yaklaşımıyla iki tarafı da üzmeyecek "ortadan" hükümlere de varabiliyor kimi zaman...
Değişmesi şart çünkü "vukuatı" çok.
Anayasa Mahkemesi gırtlağına kadar politikaya batmış.
Hem de "ana muhalefet" olarak batmış!
Referandumda evet çıkarsa, bu değişecek.
Çünkü "insan kaynağı" değişecek.
"Kafalarına göre takılan" yargıçlar azınlıkta kalacaklar.
"Kendini, Anayasa'yı değil de CHP'yi korumakla görevli hisseden" yargıçlar istedikleri gibi boru öttüremeyecekler o mahkemede.
Hayırcıların attığı çamurlara da bir bakalım isterseniz.
"Abdullah Gül kendi adamlarını atayacak" diyorlar. (Korktukları kişi de bu ülkenin yasal cumhurbaşkanı ha...)
Referandumda evet çıkarsa, cumhurbaşkanının atama kontenjanı 15 kişiden 14 kişiye düşecek! Bu mu cumhurbaşkanı tahakkümü?
Bu nasıl sivil diktadır ki, kendi kendini kısıtlar, hatta budar?
Mevcut yargıçlar görevlerine devam edecekler. Bugüne kadar üye seçen Yargıtay, Danıştay falan, gene üye seçmeye devam edecekler. Bu mu dikta?
Haa, fark ne olacak? Barolar da üye seçecekler. TBMM de üye seçecek.
Üniversite hukuk profesörü ve doçenti de üye seçilebilecek, en az yirmi yıl çalışmış avukat da. (Dün fakülteyi bitirip bugün AMH'ye üye olmak yok tabii.)
Yani "katılım" artıyor. AMH daha demokratik, hukuk alanında daha "geniş kesimin" temsilcisi oluyor.
Kötülük bunun neresindedir?
Hayırcılar açısından kötülük, hukuk hocalarının parti kapatma gibi "siyasi" mızıkçılıklara "siz ne yapıyorsunuz" diye set çekecek olmalarıdır!...
Bazı vatandaşlar neye oy vereceklerini bilmiyorlarmış...
Açıklayalım. Çok basit:
"Hep bunlar kazanıyorlar, başka çaremiz kalmadı" yaklaşımıyla AKP'nin kapatılmasını istiyorsanız hayır oyu vereceksiniz.
"Bu millet adam olmaz, asker gelse de sallandırsa şöyle iki kişiyi" diyenler de hayır oyu verecekler.
"Öyle her canı sıkılan, işine gelmeyen partiyi kapatmaya kalkamasın" diyorsanız da evet oyu vereceksiniz.
"İktidarları gerek gördüğümde ben kendim sandıkta oyumla değiştiririm, oyuma saygı isterim, çünkü ben vatandaşım" diyenler de evet verecekler.
Tercih sizden, saygı bizden, denizden çıkın, kurulanın, buyurun sandık başına.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi