Kahraman Fener!..

Kahraman Fener!..

Fenerbahçe Chelsea’yi de yendi... Şampiyonlar ligi çeyrek final ilk maçında İngiltere’nin marka takımlarından Chelsea’de aldı nasibini...
2-1’lik galibiyet tur için yeterli mi?... Elbette yeterli değil, ancak Fenerbahçe’nin deplasmanlarda, özellikle de Avrupalılar karşısında çok iyi oynadığı dikkate alındığında, yarı final şansının en az Chelsea kadar olacağını düşünüyorum... Chelsea müsabakaya Fenerbahçe’den daha iyi başladı... öyle ki; Fener ilk şutunu, 20’li dakikalarda attı... 0 ana kadar sahnede tam saha pres basan Chelsea vardı... Fener takımı, Alex’le Deivid’le, Kezman’la istediği akınları gerçekleştiremiyordu, çünkü İngiliz ekibi oynayacak alan bırakmıyordu Fenerli topçulara...
üstüne üstlük bir de Deivid’in kendi kalesine attığı gol moralleri allak bullak etti...
Bereket, maçın 12. adamı konumundaki “Fener seyiricisi” çıktı ortaya ve oyuna Fenerli futbolculardan daha fazla hakim oldu...
Islıklar... Islıklar... Chelsea’li futbolcular topu ayaklarına aldıklarında kulakları sağır eden bir ıslık sesiyle, bir uğultuyla karşılaşıyorlardı. Bu da elbette moral bozan bir faktördü... Devre bu şekilde bitti...
Tabii kaleci Volkan’ı da unutmamak gerekir... İlk devrede yediği şanssız golden sonra 3 tane de yüzde yüz golü kurtardı...
İkinci devre Fenerbahçe’de biraz kıpırdanma oldu...
Chelsea’nin presine aynen mukabale etmeye başladı sarı lacivertli takım!.. Bu da dengeleri bir anda bozdu... Zico’nun önce Colin Kazım’ı ardından da Semih’i sahaya sürmesi Clelsea’yi adeta abandone etti...
Maçın kahramanlarından Aurelio’nun ölçüp biçip gönderdiği topu ani bir deparla yakalayan Colin Kazım beraberliği getirdi...
Kazım’ın bu golü Terry ve Carvalho gibi iki kaşalotun arasından sıyrılıp atması az olay değil... Ardından yine iki takımın da birbirlerini dengeli bir biçimde yoklamaları izledik... Ve bu meyanda da Ballack’ın iki mutlak gol şutunu Volkan’ın kurtarmasına şahit olduk...
Maç bir o kalede, bir bu kalede gidip gelirken 80. dakika geldi çattı...
Maçın bir başka iyi isimlerinden Şilili Maldonado, kestiği bir topu önündeki Deivid’e uzattı...
Maçın şanssız adamı Deivid De Souza yaklaşık 35 metreden öyle bir bazuka çıkardı ki, İtalyan kaleci Cuducini topu ağlarda gördü... Topa atladı ama nafile!.. Top doksandan içeri girdi...
0 topa Cuducini ne yapsın?.. Cuducini değil, isterse Gordon Bansk olsun, isterse Planiçka olsun!.. İsterse de Ricardo Zamora olsun...
0 topu çıkartmak çok zor!..
Bu golle Kadıköy adeta yıkıldı...
Fenerbahçeli futbolculara güven geldi, Chelsea’liler ise şaşırdılar!...
Karşılıklı ataklar, uzatma dakikaları derken müsabaka Fenerbahçe’nin 2-1’lik galibiyetiyle bitti... Bir kere daha görüldü ki Chelsea gibi yüksek tempolu ve presli oynayan takımlara ayni oyun anlayışıyla mukabele edilirse başarı gelir... Fenerbahçe ikinci yarıda işte böyle bir oyuna imza attı ve galibiyeti yakaladı...
Netice-i kelam; sevinmek Fenerbahçelilerin hakkı...
Ancak, bu maçın 8 Nisan Salı gecesi Londra’da bir de rövanşı var...
Ve bu rövanşta hiç de kolay geçmeyecek gibi gözüküyor...
Fenerbahçe’nin orada da dengeli bir oyun ortaya koyması ve mutlaka “yemeden bir gol bulması” gerekiyor...
0ndan sonrası, gelsin yarı final..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi