Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Herşeyi içime atıyorum

Herşeyi içime atıyorum

Ben 14 yaşında bir genç kızım. İçime kapalıyım. Dertlerimi hiç kimseyle paylaşamıyorum, bu durum beni sinirli yapıyor. Gün geçtikçe daha da kötü oluyorum. Küçük şeylere bile sinirleniyorum. Her şeyi içime atıyorum. Birisiyle paylaşınca rahatlayacağımı bildiğim halde içimi hiç kimseye dökemiyorum. Yardımınızı bekliyorum. S. K

Güvendiğimiz insanlar vardır
Güven duygumuzun gelişiminde, aileden aldığımız pozitif geribildirimlerin büyük etkisi vardır. Buna karşın, aile tarafından sürekli eleştirilen, hataları yüzüne vurulan çocuklar daha güvensiz daha içedönük olurlar. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarını takdir etmeleri ve onların hatalarını yüzüne vurmamaları önemli bir sorumluluktur.

On dört yaş ergenliğe geçiş sürecini kapsadığından bazı değişimleri de beraberinde getirir. Artık çocukluk döneminden çıkıyorsun. Ve... erişkinler dünyasına yavaş yavaş adım atmaktasın. Bu süreçte fiziksel, zihinsel ve duygusal bazı değişimler yaşayabilirsin. İçe kapanıklığın kısmen bu süreçle de ilgisi olabilir. Zira gençler, bu yaş döneminde büyümekle büyümemek arasında bir dalgalanmaya yaşarlar. Buna bağlı olarak çabuk kızma, içe dönüklük, alınganlık, kıskançlık, utangaçlık, başarılı olamama korkusu...yaşayabilirler. Genç bu süreci olumlu bir ortamda tamamlarsa bir sonraki süreci de rahat atlatabilir.

Her şeyden önce hangi sebebe bağlı olarak kendini ifade edemediğini bilmeli ve buradaki soruna odaklanmalısın. Sanırım, konuştuğunda çevrendeki insanların sana güleceğini, belki de beğenmeyeceklerini düşünüyor, insanlarla iletişim kurmaktan kaçınıyorsun. Öncelikle bu sorununun kritiğini yapabilir ve buradaki yanlış inancını değiştirebilirsin. Ayrıca kişinin duygularını ifade edememesi onda gerginliğe neden olabilir. Bunu ortadan kaldırabilmek için güvendiğin inandığın bir arkadaşınla sorunlarını paylaşmaya çalış. Biliyorum, herkesle arkadaş olamayız, ama güvendiğimiz inandığımız arkadaşlarımız olabilir olmalı da....Bu sürecin geçici olduğunu bilerek hareket et, ama bir yandan da sosyal aktivitelere katılmaya çalış, arkadaşlarınla paylaşım içinde ol...ilk günlerde biraz zorlanabilirsin, ama azimle korkularının üstüne gittiğinde emin ol her şey değişecektir...Selam ve dua ile

Kelimeleri yutarak konuşuyorum
Üniversiteyi bu sene kazandım. Ama bende kekelemelik sorunu var. Bir kac dokdora gittim ama pek ilgilenmediler. Ben de bir daha doktora gitmeyi düşünmedim. Bir de konuşurken çok heyecanlanıyorum sakinleştiğimde de kelimeleri yutarak konuşuyorum. Yani hızlı konuşuyorum. Bir kaç kez arkadaşlarımın yanında alay konusu oldum ama ben onları kafaya takmadım. Annem bu hastalığı veren Allah, sabret, sadece heyecanlanmadan konuş diyor. Ama olmuyor kalabalık bir yere girdiğimde hemen heyecanlanıyorum, konuşamıyorum. Neler tavsiye ederseniz? M. A

Elinizde değil
Konuşma bozukluğu ya da kekemelik sorunu genetik yatkınlıkla alakalı olabileceği gibi psikolojik nedenlere bağlı da olabilir. Bununla beraber, aile baskısı, korkular ve olumsuz yaşam koşulları kekemelik durumunu tetikleyebiliyor.

İletişim biz insanlar için vazgeçilmez bir gereksinimdir ve bu gereksinimlerimizi konuşarak sağlarız. Bu noktada yaşadığınız tıkanmalar korkularınızı içinden çıkılmaz hale getiriyor. Arkadaşlarınızla ve çevrenizle ilişkilerinizde kekemelik durumunuza bağlı olarak sorun yaşıyor ve çevrenizden uzaklaşıyor arkadaşlarınızdan kopuyorsunuz. Oysa siz gençler arkadaş ilişkilerine daha çok önem verirsiniz ve onlardan uzak kaldığınızda yalnızlaşırsınız. Ama anladığıma göre biraz da kekemelik durumunuzu dikkate alarak, etrafınızdaki insanlar tarafından alaya alınacağınızdan endişe ediyorsunuz. Öncelikle sana şunu söyleyeyim, nedeni ne olursa olsun bizim elimizde olmayan şeyler vardır. Aynı şekilde hastalıklarımız, rahatsızlıklarımız, yoksun olduğumuz şeyler bizim kontrolümüzde olan şeyler değildir. Bizler yoksunluklarımızın birer imtihan olduğuna inanır ve bütün bunlara sabırla karşılık veririz. O nedenle bunu kendiniz için bir eksiklik olarak görmek yerine, çözüme ulaşabilecek bir sorun olarak düşünün ve sorunu arkadaşlarınıza ifade etmekten kaçınmayın. Konuştuğunuzda eğer size gülerlerse, bu konuda onları bilgilendirin ve bu durumun bir sorun olduğunu bunun insanlığınızdan bir şey eksiltmeyeceğini uygun bir dille izah edin. Sorununuzun üstesinden gelebilmek için önce durumun anlaşılması ve tam teşhisinin konulması gerekir. Bunun için hiç vakit kaybetmeden tıp fakülteleri bünyesinde yer alan psikiyatri bölümüne başvurarak gerekli araştırmaların yapılması noktasında harekete geçin. Çalışmalarını konuşma bozukluğu üzerine yapan uzmanlarımız bu konuda gerekli desteği sağlayacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi