D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

“Ya Kayyum” zikrine devam!

“Ya Kayyum” zikrine devam!

Türkiye gürültüsüz patırtısız bir değişim yaşıyor. Eskiden olsa idi, “inkılap”, “devrim” kelimeleri mebzul olarak kullanılırdı. Şimdi bu kelimeler kullanılmadan, bu kelimeleri önemsizleştiren gelişmeler oluyor.
Nehir yatağını buluyor, tabiî akışına, seyrine dönüyor. Türkiye’nin tabiatıyla, olağanıyla, normaliyle çatışarak var olan unsurların onlarca yıllık süreç içinde icra ettikleri ne kadar yer ettiyse, o kadarıyla temsil edileceği günler geliyor.
Bin yıllık bir tarih için, seksen küsur yılık bir dönem ne kadar mana ifade edebilir? Bunu, ideolojik baskılar tamamen sona erdikten, olağan, normal bütünüyle avdet ettikten sonra göreceğiz.
Tahmin edilebilir durumlar var elbette…
Türkiye’nin siyasî hayatında, ülkemizde bilinen manasıyla solun, ülkenin yerleşik değerlerini yok sayan materyalizmin, dini baskı altında tutan laikliğin bundan sonra değil iktidar olabilecek, ana muhalefet olabilecek gücü olmayacak.
Bu Türkiye’nin geleceğinde bugünkü CHP ve benzeri bir parti yok demektir. CHP’leşen MHP’nin olması da mümkün değildir.
Halk MHP’ye 28 Şubat vurgunundan sonra bir avans verdi. Yolunu açtı. İkinci parti yaptı.
Bu partinin yönetimi halkın teşvik ikramiyesini iyi değerlendiremedi, halk da onları bir sonraki seçimde, barajın altında bıraktı. MHP üçüncü parti olarak bir seçim sonra siyasi hayata dönebildi. Fakat bu dönemde liderinin ve ona destek veren kadrosunun yaptığı hatalar, MHP’yi değil ikinci, üçüncü dördüncü parti olmak şansından mahrum bırakabilir.
Türkiye’nin geleceğinde, dinle barışık, dini değerleri gözardı etmeyen bir siyasi yapı görülebilir hale geldi. Merkezi artık ideoloji belirlemiyor, ülkenin bin yıllık bilgi, kültür ve inanç muhtevası ile bugünün dünyasının verileri belirler hale geliyor. Normali, olağını da budur.
Demokrasi partiler arasında iktidarın şu veya bu sebeple el değiştirdiği bir sistemdir.
Kimi zaman partinin gücü, kimi zaman liderin karizması, kimi zaman da günün şartları bir partiyi güçlü kılar. Türkiye’de “partinin gücü” alternatifi darbeler yüzünden zayıflatılmıştır. Siyasi partilerimizin isimleri eski olsa bile, teşkilatları yenidir. 12 Eylül’den sonra siyasi yarış yeniden başlatılmış, böylece partiler de sıfırdan başlamıştır. 28 Şubat benzer etkiler yapmış, bazı siyasi partiler yeni bir zemin üzerinde ortaya çıkmıştır.
Tayyip Erdoğan, Türk siyasi hayatının bugüne kadar görmediği tesirde ve güçte bir lider olarak siyasi hayatımıza damgasını vurmuştur. Kendi ifadesiyle, bir seçime daha katılacaktır. Bugünkü hava, Tayyip Bey’in bir seçimi daha kazanacağını göstermektedir. Bu çok partili hayatın tarihinin geçmiş liderlere göre değil, bugünün yaşayan liderine göre yazılmasını gerektirecek bir başarı olacaktır.
1950’den bu yana popülariteleri ne olursa olsun, 3 seçimi grafiği düşürmeden kazanabilmiş bir lider yoktur.
Bu bilindikten sonra geleceğe yönelik siyasi bakış ve görüşler ciddi olarak değerlendirilmelidir.
AK Parti, belli köklerden gelen ve belli muhtevaya oturan yapısına rağmen, iktidar alışkanlıklarıyla konformizme teslim olmaya başlamıştır ve önümüzdeki yıllarda bu eğilimin daha da artacağını tahmin etmek güç değildir.
Liderin bu kadar güçlü olduğu bir yapıda, alttan yeni bir dalganın oluşması mümkün değildir.
Yeni bir heyecan, yeni bir etkileyici dalgayı başka siyasi yapılardan beklemek, hatta bu dalganın iktidar partisini silkelemesini ummak durumundayız.
Böyle siyasî yapılar var mı?
Son halk oylamasında safını seçen, anayasa değişikliğine evet diyen partiler, bugünkü cirmlerine bakılmaksızın böyle bir tesir oluşturabilir, bunu siyasi sonuçlara da ulaştırabilir.
BBP böyle bir potansiyele sahiptir. Saadet Partisi böyle bir çıkışı yapabilecek gücü kendinde hissedebilir.
Bunu son “kayyum” hadisesine rağmen söylüyorum.
Saadet’in dışlanmak istenen yönetimi bu “kayyum”u bir kenara bırakıp “ya Kayyum!” zikrine devam etmeli…



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi