D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Zafer sonrası

Zafer sonrası

İnsan mücadele eder, başarır; düşmanı alt eder, zafere ulaşır...
Gururun, nefse itimadın en yükseklere tırmandığı zafer sonrasının tezahürleri bellidir. “Zafer sarhoşluğu” deyimi boşuna çıkmamıştır.
Zafer insanları sarhoş eder... Kendinden geçirir. Muzafferler, galebe çalanlar, üstün gelenler sarhoş olmamışlarsa, sarhoş olmanın yollarını ararlar.
Galipler zafer sarhoşluğu ile naralanır, ortalığı kasıp kavururken, yenilenler derin bir sessizlik, korku ve çaresizlik içindedirler.
Galipler, galibiyetlerini onlar üzerinde tasarruflarda bulunarak gösterebilirler.
“Veyl mağluplara!” meşhur ve evrensel bir sözdür.
Mağluplar, ölüme yakındır. Zafer sonrası kan gövdeyi götürür. Öldürülmeyenler esir edilir... Erkekler köle, kadınlar cariye sayılır.
Fatih kumandanlar, fethettikleri beldenin altını üstüne getirmek, her şeye ganimet olarak el koymak hakkına sahiptirler. Beldenin insanları üzerinde de her türlü tasarruf hakları vardır.
Din farkı ekseriya, yaşama hakkını ortadan kaldırır. En hafifi, galibin dinine dönülür veya yaşanılan belde terk edilir.
Tarih galiplerin, muzafferlerin kılıç hakkını istediği gibi kullandığını yazar.
İstisna yok gibidir.
Mekke’nin Fethi, zafer sonrası insanlığın hiç değer kaybetmediği, galible mağlubun kol kola yaşayabildiği bir dünyanın mümkün olduğunu gösteren muhteşem ve mükemmel tek örnektir.
Hicretin sekizinci yılında, sıra Mekke’nin fethine gelmiştir. 8 yıl önce doğup yaşadığı şehirden ayrılmak zorunda kalan Hz. Muhammed, Hudeybiye barışının bozulması üzerine Mekke üzerine yürümeye karar verir. İslâm ordusu şehrin giriş çıkış yollarını tutar ve peyderpey şehre girer. Şaşkınlık karşı koymayı imkansız kılmıştır adeta. Ufak tefek mukavemet sonucu değiştirmez.
Peygamber Efendimiz doğru Kâbe’ye gider, mukaddes mekânı putlardan temizletir ve şükür secdesine varır.
Mağlub Mekkeliler, teslim olmuş Mekkeliler, nasıl bir muameleye tâbi tutulacağını beklemektedir.
Hz. Muhammed, 20 sene çeşitli zulümlerine maruz kaldığı Mekkelilere şöyle hitab eder: “Bugün hiçbiriniz kınanmayacaksınız. Hepiniz hürsünüz!”
Hiç bir zafer böyle insanlık haysiyeti en yukarıda tutularak kutlanmamıştır.
Ne taşkınlık, ne zafer sarhoşluğu, ne yağma, ne katliam... Galiple mağlubu ayıran ince bir zar bile yok...
Hz. Peygamber, bir süre sonra Medine’ye dönerken, Mekke’de bir tek Medineli asker bırakmayı bile gerekli görmez.
Gerçek fethin, gönül fethinin kılıca ihtiyacı yoktur... (devam edeceğiz)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi