Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Evet eksen kayması..

Evet eksen kayması..

Evet bir siyasal İslâm var mesela, ama o siyasal İslâm, en büyük siyasi organizasyon olarak devletin örgütlediği İslâm’dır..
Mesela, Türkiye’de başörtüsü sorunu yok mesela, lâikçi paranoya sorunu var.. Kürt sorunu yok, Beyaz Türkler tarafından dayatılan Türkçülük sorunu var..
Eksen kayması, Türkiye’nin sorunu değil, dünyanın sorunu.. Evet eksen kaydı. 19. yy sonu oluşan kavram ve kurumlarla 21. yy açıklamak mümkün değildi.. Dünya değişti. Bu değişimin altında kalanlar, değişimi görmek istemiyorlar. Yeni bir dünya kuruluyor. Konjonktür servet, güç, iktidar dengelerini değiştirdi. Bu bir bakıma dünyanın ekseninde bir değişiklik olursa nasıl ekvator değişir, buna paralel güney ve kuzey kutbu değişirse, dünyanın ekonomik ve politik eksenindeki değişim de global anlamda ciddi sarsıntılara sebeb oluyor..
Yeni dünya düzeninde yükselen değer Türkiye. ABD ve batı çöküyor. Asya yükseliyor..
Eksen kayması, Türkiye’nin sorunu değil, dünyanın sorunu.. Bu sorun Türkiye için yeni fırsatları önüne çıkartırken, şanlı bir konuma yükseliyoruz.. Batı ise çözülüyor..
Bana kalırsa Türkiye zamanın ruhunu yakaladı. Tarih adeta yeniden canlanıyor.. Irmak yeniden yatağına dönüyor.. Onun için dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz Türkiye’yi es geçti.
Durup dururken Abdullah Gül’ün adının BM Genel Sekreterliği için geçmesi tesadüflerle açıklanamayacak bir olay.. Abdullah Gül değilse Ekmeleddin İhsanoğlu, o da olmayacaksa bir başka Müslüman.. Yani eşi başörtülü biri. CHP’lilen zamanın ruhuna yabancı oldukları için bu büyük değişimi anlayamıyorlar. Yani CHP İslâm’a ve Müslümanlara Fransızlardan daha Fransız!
Batı, Türkiye’yi, daha doğrusu İslâm dünyasını karşısına alarak bir yere gidemez.. Türkiye’yi kendisi için riskli bir ülke olarak görebilir. Ama batının Türkiye’yi karşısına alması Batı için çok daha vahim sonuçları olabilecek bir olay olur..
Düşünebiliyor musunuz, Rusya ile yakınlaşan, ya da Çin’le ittifak kuran bir Türkiye dünya dengesini nasıl değiştirir.. Türkiye’nin yeni rolünü anlamak istemeyen ülkelerin başında İsrail geliyor. Bir de Ergenekoncular, CHP ve BDP.. Ve bizim bir kısım dindarlar! Sürekli şikâyet eden ve sürekli isteyen ama çözüm üretmeyen, başkalarına verme konusunda cimri davrananlarla bu konuda mesafe almak mümkün değil.
“Düne dair ne varsa dünde kaldı, şimdi yeni şeyler söyleme zamanıdır” ve de “eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal..” Dahası da var, “Gelecek dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni hayaller kurma zamanıdır.” Bilim ve teknoloji, geleceğin dünyası ile ilgili 30 yıla varan perspektiflerle hareket ediyor artık.. Siz kışa girerken tekstil fabrikaları yazlıkların dikimine başladılar bile.. Gelecek dünde kaldı yani.. Önümüzdeki yaz giyecekleriniz, geçen yazdan hemen sonra tasarlanmıştı zaten..
Mesela Ahmet Davutoğlu, artık Türkiye’nin geleceğinde değil sadece, İslâm dünyasının, dünyanın geleceğinde adından en çok söz edilen isimlerden biri olacak.. Dışişleri Bakanlığı’ndan sonra bakarsınız İslâm Konferansı’nın başına geçmiş ya da BM Genel Sekreterliği için adaylığı konuşulan bir isim olmuş. Eğer Türkiye’nin AB ile üyeliği gündemde kalacaksa, AB’nin geleceğinde adından en çok söz edilen isimlerden biri olacaktır Davutoğlu..
Bu işler sadece bireysel kariyer meselesi değil. Bu biraz da konjonktürle ilgili. Kuşkusuz o beceriye sahip olmadan bu işler olmaz ama bu beceriye sahip olmak da tek başına yeterli değil.. Biraz da konjonktür bu işlerde belirleyici bir etki gücüne sahip.
Sonuç olarak yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye bu dünyada yerini almaya hazırlanıyor.. Eksen kayması, tek başına Türkiye’nin iradesinin eseri değil, global dengelerdeki değişimi doğru okuma ve çağın taleplerine doğru cevaplar vermenin getirdiği bir sonuçtur.. Batı değişen dengelere uyum konusunda zorlanıyor ve zamanı doğru okuyamadığı gibi geleceğe dair verecek fazla cevabı da bulunmuyor..
Öngördükleri tarihin sonu, aslında kendi sonları idi. Medeniyetlerarası çatışma tezi ise, güç ve servete ulaşmak, mevcudu muhafaza adına öngördükleri çatışma kültürünü zihnen meşrulaştırma çabasının ürünü idi. Gelecek tasarılarını korkuya davalı savunma refleksi ile temellendirenler kaybettiler. Adalet, Barış ve Hürriyetten yana Medeniyetlerarası diyalogdan yana olanlar kazandılar. Erdoğan’ın başarısının sırrı burada gizli. CHP’nin, MHP’nin de asıl anlamakta zorlandığı şey bu.. Asıl eksen kayması burada oldu ve biz doğru olanı yaptık ve kazandık.
Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi