Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Hadi ordan!..

Hadi ordan!..

Allahım sen aklımı koru!.. Okumuş yazmış koskoca adamlar çıkıp da, 'başörtüsü Anayasaya aykırıdır' demiyorlar mı, aklım başımdan gidecek gibi oluyor.

Üstelik bunların çoğu hukuk tahsili yapmış ve belki bazıları da hâlâ hukuk fakültelerinde ders veren kişiler...

Uyanıklık yapıp, yasağın mesnedi olarak hiç olmayan ve zaten olamayacak kanunlardan ve aslında olmaması gerektiği halde her nasılsa olabilen bir yönetmelikten bahsedenler; hatta Anayasanın açık hükmüne rağmen, Anayasa Mahkemesi'ni kanun koyucu olarak kabul edip, sadece kararlarını değil, o kararların gerekçelerini bile kanun gibi yutturmaya kalkışanlara bile katlanmak belki mümkün.

Ancak çıkıp da, doğrudan doğruya başörtüsünün anayasaya aykırı olduğunu iddia etmek, doğrusu ölçüsüz bir saçmalıktan başka bir değil.

Çünkü anayasada böyle bir şey yok...

Başlangıcında "Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milleti'ne ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasa'da gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı" vurgulanmış bir Anayasa'dan, nasıl olup da başörtüsü yasağı çıkarabildikleri, tam bir muamma...

Anayasa'da bulunan bazı hükümlerin, dolaylı yorumlarla başörtüsü yasağının gerekçesi olarak kullanılmaya kalkışılması da tam bir fecaat...

Yasak meraklısı zevatın, çoğulculuk üzerine attıkları nutukları; güya azınlığa uygulanabileceğinden korktukları tahakkümü önlemek adına, çoğunluğun en temel haklarından bile feragat etmesi gerektiği noktasına getirmeleri de, çirkin bir demagojiden başka bir şey değil.

Herkes biliyor ki, başörtüsünü hakikaten yasaklamak, teorik olarak, bu konuda bir kanun çıkarmakla mümkündür; ancak yine herkesin bildiği gibi böyle bir kanunun çıkarılabilmesi mevcut anayasa muvacehesinde kesinlikle mümkün değildir.

Yasağa bahane olarak kullanılmaya çalışılan 'kılık kıyafet yönetmeliği'nin, anayasa ve kanunlarda olmayan bir yasağa sebep olarak gösterilmeye çalışılması, başlıbaşına bir facia...

Yönetmeliklerin anayasa ve kanunlara üstün olamayacağını; yani temel metinlerde olmayan hususlarla ilgili yönetmelik hazırlanamayacağını, artık ortaokul talebeleri bile biliyor.

Kaldı ki o meşhur yönetmelik, başörtüsü takarak okula gelenlere yönelik disiplin hükümleri uygulanması ile sınırlı, okula almamak diye bir müeyyidesi yok yani!..

Laiklik, cumhuriyet, demokrasi, çoğulculuk, insan hakları, kadın hakları, anayasa, kanunlar, AYM kararları, AİHM kararları... Bir kesim ağzını açıp her ne söylerse söylesin, işi getirip başörtüsünün mutlaka yasak olması gerektiği noktasına bağlamaya çok meraklı..

Aslında cesaret edebilseler, söylemek istedikleri açık seçik olarak şöyle: Anayasa ve kanunlara göre serbest olsa da ve bütün Millet öyle istese de; biz bir avuç insan, başörtüsünün serbest olması gerektiği fikrine katılmıyoruz, o halde bizim dediğimiz olmalıdır...

Bunu doğrudan böyle söylemeyi göze alamadıkları için de, bin bir türlü manevrayla lafı döndürüp dolaştırma ihtiyacı hissediyor ve böyle yaptıkça, daha fazla batıyorlar...

Meseleye bir tür var oluş ya da yok oluş açısından baktıkları için de, uzlaşmaya yanaşmak akıllarının ucundan bile geçmiyor.

Dile getirdikleri hiçbir argümanın, konuyla alakası olmadığını bile bile, sahip oldukları titr ya da bulundukları konumun sağladığını düşündükleri avantajları hoyratça kullanıyor ve toplum gözünde itibarlarını tamamen kaybetmeye başladıklarının bile farkına varamıyorlar...

Neymiş; başörtüsü Anayasa'ya göre yasakmış!..

Hadi ordan!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi