Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Petrol şirketlerini boykot mu dediniz?

Petrol şirketlerini boykot mu dediniz?

“Petrol şirketleri fiyatları arttırmaya hazırlanıyor, hiç benzin almayarak araçlarımızı garaja park etmek mümkün değil. O halde sadece aşağıdaki üç şirketten benzin almayarak en azından bu şirketleri, fiyatları yükseltmemesi ve hatta indirmesi konusunda zorlayabiliriz” Özetle bunu ifade eden bir mail daha önce sanırım size de ulaşmıştır. Son günlerde aynı mail biraz daha farklı ifadelerle tekrar dolaşmaya başladı. Petrol fiyatlarını arttıran ve 1 litre benzin için dünyada en çok parayı bizim veriyor olmamızın sorumlusu ambargo uygulamamız istenen bu petrol şirketleri mi acaba?

Konuyu biraz genelden ele almaya başlamakta fayda var. Dünyada petrol fiyatlarını oluşturan en önemli etken (arz-talep klasiğinden sonra) petrol çıkarılan ülkelerdeki stabilitedir, yani bu ülkelerdeki savaş ve kargaşa durumu, ekonomik ve politik istikrarın vaziyetidir. Dünya çapında petrol fiyatlarının ilk sıçradığı dönemler 1970’lerin ortalarındaki Arap-İsrail savaşı, 1980’lerin hemen öncesi ve sonrasındaki İran Devrimi ile İran-Irak savaşıdır. Bu gelişmeler sonucu, 1973’te varili (1 varil 159 litre) yaklaşık 5 Dolar olan ham petrolün fiyatı 1983 yılına gelindiğinde yaklaşık 30 Doları gördü. 2000’li yıllarda ise petrol çıkarılan ülkelerdeki savaş ve kargaşalara Suudi Arabistan’ın petrol rezervlerinin tahmin edilenden erken biteceği gibi bir takım spekülasyonlar da eklenince 2001’de 23 Dolar olan ham petrolün varili Temmuz 2008’de İran-ABD restleşmesinin doruğa ulaşmasıyla tarihi rekorunu kırarak 147 Doları görüp nihayet bugünkü seviyesi olan 80 Dolara “geriledi”.

Petrol en çok ve en yaygın kullanılan enerji kaynaklarından biridir. Petrol fiyatlarındaki artış tüm dünyada malların ve hizmetlerin fiyatlarını da arttırır. Petrol fiyatları arttıkça, petrolle çalışan ekipmanlarca çıkarılan altının fiyatı da artar, mazotla çalışan pompalarla sulanan tarlalarda bahçelerde yetişen ürünlerin fiyatları da zamlanır, üretilen diğer ürünlerin ülke içinde yahut ülke dışındaki pazarlara nakliye masrafları da artar ve o ürünlerin fiyatları zamlanır. Kısaca, petrol fiyatlarındaki artış herkesi çok yakından ilgilendiren önemli sonuçlar doğurur.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 2010 ilk yarı sonu verilerine göre ülkemizde petrol piyasasının %81’i beş şirketin elinde. En çok pay sahibi olandan az pay sahibi olana göre sırasıyla bu şirketler Avusturya’lı Petrol Ofisi %32.8, İngiliz Shell %18, Koç Holding’in Aygaz’ının en büyük ortağı olduğu Opet %15, İngiliz BP %10 ve Fransız Total %5.1

Dünyadaki petrolün %80’i sadece 12 ülkenin rezervlerinde. (OPEC ülkeleri, Petrol İhraç Eden Ülkeler: Kuveyt, İran, Irak, S.Arabistan, Venezüella, Katar, Libya, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Nijerya, Ekvator ve Angola) Biz de diğer bir çok ülke gibi petrolü Dolar karşılığında dışarıdan satın alıyoruz. Ülkemizde akaryakıtta otomatik fiyatlamaya geçildikten sonra herkes benzin fiyatlarının dolar yükselirse ve ham petrolün varil fiyatı artarsa artacağını, bunlar düşerse de bizdeki benzin fiyatlarının da düşeceğini zannetti ama gerçekleşen durum hiç de öyle olmadı. Olmadığının en bariz göstergesi Temmuz 2008’de varili 180 TL olan ham petrol bugün 115 TL, Peki 2008’de litresi 3,45 TL olan benzin bizde neden bugün 3,75 TL? Bunun asıl sorumlusu petrol satan şirketler değil petrole konan vergidir. Bugün satın aldığımız benzinin rafineri çıkış fiyatı yani vergisiz fiyatı sadece 95 kuruştur. %268 vergi ile 3,45 TL olan 1 litre benzin yaklaşık 30 kuruşluk nakliye ve istasyon kârı ile bize 3,75 TL’ye ulaşmakta.

Dünyada ham petrol fiyatları artar artmaz yahut Dolar yükselişe geçer geçmez “otomatik fiyatlama gereği” hemen zamlanan benzin fiyatları, durum terse dönüp de Dolar ve dünyada ham petrol fiyatları düşünce pompa fiyatlarına yansımıyor. Bunun en büyük nedeni Maliye’nin düşüşlerde vergi oranlarını yükselterek pompa fiyatlarını sabitlemesi ve vergi gelirini arttırması. Kaçak benzin-mazot ticaretini arttıran bu uygulama kayıt dışı çalışanlardan alınamayan vergilerin telafisi için kayıt altındaki kişilere daha da yüklenerek alınmaya devam ediliyor. Tarım ve hayvancılıktaki hüsrandan sonra Maliye’nin de kayıt dışı ile mücadelede yıllardır pasif davranıp kayıt dışı çalışarak para kazananlardan vergi alamaması, bunu telafi etmek için kayıt altına girmiş dürüst insanlara, ücretlilere, esnafa ve kurumlara her yönden yüklendikçe yüklenmesi üzücü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi