Yasin Doğan

Yasin Doğan

İslamcı değil, muhafazakar…

İslamcı değil, muhafazakar…

Başbakan Erdoğan, partisini kurduğu günden bu yana “din eksenli bir hareket olmadıklarını, İslamcı bir çizginin devamı olmadıklarını söyleyip duruyor.

İslamcılığın ne olduğunu bilmeyenlerin bu çizgiyi İslamcı olarak tanımlaması doğrusu hiçbir bilimsel, akademik ve sosyolojik gerçeklikle bağdaşmıyor.

İslamcılık, İslam'ı ideoloji formatına dönüştürerek, yöntem olarak devlet marifetiyle toplumu dönüştürmeyi esas alır. Dünya üzerinde yöntem, amaç ve söylem olarak çok farklı İslamcı hareketler vardır. Türkiye'de de İslamcılığın binbir çeşidi bulunmaktadır. Ancak AK Parti İslamcı tanımlamalarından hiçbirine uymamaktadır.

İsmail Kara'ya göre İslamcılık, 19. yüzyılın son kısmında hem Osmanlı'da, hem de diğer İslam ülkelerinde ortaya çıkan; amacı İslam'ı yeniden topluma ve siyasete hakim kılmak, Batı'da ortaya çıkan evrensel fikirlerin ve kurumların karşılıklarını İslam'dan devşirmek ve Batılı anlamıyla İslamiyet'i bir ideoloji olarak sistemleştirmek olan bir akımdır.

Ali Bulaç ise Siyasal İslamcılığı çözümü devlette gören, değişimi siyasal iktidarın gücünde ve etkili araçlarında arayan, yukarıdan aşağıya Müslümanlaşmayı öngören, resmi bir din görüşüne dayanan total eğilimleri baskın bir anlayış olarak tanımlar. Daha çok batılılarca geliştirilen Siyasal İslam kavramının içine silahlı örgütler, şiddet olayları, baskıcı akımlar ve ideolojik boyutu yüksek siyasi partiler girer.

Milli Görüş çizgisinin İslam'ı devlet ve siyaset düzleminde projelendirmeye yönelik bir yaklaşımı olduğu veya böyle bir çağrışım verdiği genel olarak vurgulanır. Ancak AK Parti, özellikle bu anlayıştan kendisini farklılaştırarak ortaya çıkmıştır.

Erdoğan'ın birçok beyanatı bunu ortaya koyar. Akademik çalışma yapanlar için bunlardan bazılarını sıralamak yararlı olabilir:

11.11.2002 Washington Post: “Bizim partimiz İslamcı değil. Dine dayalı değil. Siyasi bir parti İslamcı olamaz. İslam bir dindir ve parti sadece siyasi bir kurumdur”.

22.06.2003 AK Parti 1. Kongresi: “AK Parti'nin kimliği muhafazakar demokrat bir kimliktir. Biz kuruluşumuzda bir şey söyledik; din eksenli bir parti değiliz. Türkiye'de hangi taraftan olursa olsun dinin istismar edilmesine asla taraftar değiliz”.

31.01.2004 “İslamcı bir siyasetçi değilim. Din eksenli siyaset yapmıyoruz ve din üzerinden siyaset yapmayı kabul etmiyoruz. Bu, dinin istismarı anlamına gelir'.

10 Ocak 2004 Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumu: “AK Parti dini bir toplumsal değer olarak önemsemekle birlikte din üzerinden siyaset yapmayı, devleti ideolojik bir dönüşüme uğratmayı, dini sembollerle örgütlenmeyi doğru bulmamaktadır. Din üzerinden siyaset yapmak, dini araç haline getirmek, din adına dışlayıcı bir siyaset yürütmek hem toplumsal barışa, hem siyasi çoğulculuğa, hem de dine zarar vermektedir.

24.01.2004 Davos Toplantısı: “Din mukaddes ve ortak bir değerdir. Bunu kimse siyasi taraf, birlik konusu yaparak bölünme ve ayrışmalara sebebiyet vermemelidir.”

06.07.2005 Sun Valley: “Din üzerinden siyaset yapmak, dini ideolojik bir araç haline getirmek, dini düşünceyi dogmalaştırmak ve din adına dışlayıcı siyaset yürütmek hem toplumsal barışa hem de siyasi çoğulculuğa zarar vermektir. Belki de en kötüsü, dini yozlaştırmak ve amacından saptırmak anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu tutum, bana göre dine, demokrasiye ve insanlığa karşı 'suikast' düzenlemekten farksızdır. Dini, bir ideoloji haline getirerek, devlet aygıtı marifetiyle toplumu zorla dönüştürmeye çalışmak, hem topluma hem dine yapılabilecek en büyük kötülüktür.”

11.11.2006 AK Parti II. Kongresi: “AK Parti muhafazakarlığı her türlü köktenciliği, aşırılığı, radikalizmi, toplum mühendisliğini reddeden; din eksenli değil, insan eksenli; orta yol, uzlaşma ve itidali esas alan bir partidir.”

19.09.2007 AB elçileriyle toplantı: “Kimse bizi din eksenli bir parti olarak tanımlamaya kalkmasın. Bunu başından itibaren söyledik ve bunu kendimize hakaret telakki ederiz.”

17.02.2008 TV programı: “Bizler, bir din devleti peşinde değiliz, böyle bir gayretimiz yok”.AA

Başbakan'ın konuşmaları ciddi bir analize tutulursa, söylem ve eylem düzeyinde böyle bir sınıflamanın anlamsız olduğu daha iyi anlaşılır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yasin Doğan Arşivi