Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Habur’dan Taksim’e..

Habur’dan Taksim’e..

Habur’dan Taksim’e bir garip hayat hikayesi. Adı Vedat Acar. 1986 Van Gürpınar ilçesine bağlı 132 hane ve bin 800 nüfuslu Uzungedik köyü doğumlu. Ali Eşref ve Şehristan Acar çiftinin oğlu, Behçet hastası. Köyde yaşayan birçok kişi, gönüllü olarak köy korucusu olarak terör örgütü PKK ile sürdürülen mücadelede etkin görev almış. Ama o, 6 yıl önce PKK’ya katılmış. Kandil’de bomba eğitimi almış. 4 ay önce Habur’dan Türkiye’ye girmiş. 10 Ekim’de İstanbul’a gelmiş. Kod adı “Derviş”.
Yaklaşık bir ay önce Güzelsu Jandarma Karakol Komutanlığı’na çağrıldığını anlatan Uzungedik Köyü Muhtarı Hadi Bilek, “Orada bana Vedat Acar ile ismini hatırlayamadığım kız kardeşi ve teyzesinin oğlunun nerede olduğunu sordular. Ben de söz konusu kişileri tanımadığımı, sadece babalarını tanıdığımı ve nerede olduklarından haberimin olmadığını söyledim. Bana, Vedat Acar’ın 2004 yılında, kız kardeşi ve teyzesinin oğlunun da geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda terör örgütü PKK’ya katıldığı söylendi” dedi.
PKK olaydan sonra “Bizimle ilgisi yok” dedi. İsrail saldırıyı kınadı. Bomba tekniğinin Devrimci Karargah Örgütünü akıllara getirdiği, fünye düzeneğinin Avusturya’dan temin edildiği ileri sürüldü.. Sonra DHKP-C dendi. PKK içinde farklı fraksiyonlardan söz edildi. Şu anda kesin bir bilgi yok. Ama en azından saldırganın adını ve ailesini tanıyoruz. BDP Genel Başkanı Demirtaş: “Taksim saldırısı yeri ve zamanı açısından açık bir provokasyondur” dese de bir PKK-KCK bağlantısı var.
Yanında bir başka kişi var mıydı? Rivayet muhtelif.. Ama kaldığı eve gelip giden 2 kişi daha var. Parmak izinden yapılan araştırmada, sabıkasının olmadığına ilişkin haberler yer alsa da basında, teröristin parmak izinin tıraşlandığını yazdı Habertürk.. Bir başka iddiayı daha gündeme getirdi: Canlı bombanın yanında sarı montlu 2. bir kişi vardı. Yurtdışından gelmişti ve bu kişinin kamera görüntülerine de ulaşılmıştı. O da yalnız değildi aslında. Bir başka iddia daha, bu uzun saçlı canlı bomba, polisin müdahalesi nedeniyle butona basamadı. Bomba, başka biri tarafından cep telefonuyla kumanda edilerek patlatıldı. Peki o zaman 2. Bölümde uzaktan kumanda sistemi yok muydu? O neden patlatılmadı. Polis, sarı montlu ikinci kişiyi, bacaklarından vurarak yakaladı ve gizlice Taksim İlkyardım Hastanesi’ne götürerek özel bir bölümde sakladı. Daha sonra da bu kişi helikopterle İstanbul dışına kaçırıldı. Tanık Koruma Programına alınan şahıs, geçen gün İstanbul semalarında uçan 5 jetin eşliğindeki bir helikopterle ‘bilinmeyen’ bir yere götürüldü.
İkinci kez askerler işin içine karıştı.. 1-Askerler saldırı öncesi bu kişiden haberdardı. Bu iddianın tanığı muhtar. 2- Geçen gün İstanbul’daki alçak uçuşun arkasındaki sır!..
Eğer bu kişi helikopterle götürülüyorsa, niye 5 jet buna eşlik ediyor. Bu kişi o kadar önemli mi? İşin içinde bir başka ülke mi var ve bu olay bir savaş sebebi sayılacak kadar önemli mi? Bu kişi bir başka şekilde, istenilen yere nakledilemez mi idi? Neden böylesine ortalık velveleye verildi.. Şimdi, olay anının görüntülerini izleyin. Arkası arkasına silah sesleri geliyor. Polisler niçin, nereye ateş ediyorlar? Bu belli değil. Açıklamalarda bu yok. İkinci bir kişinin varlığını emniyet müdürü açıklamış, bakan yalanlamıştı. Görgü tanıkları da ‘İkinci kişi vardı’ dedi. Saldırıdan hemen sonra olay yerindeki görgü tanıkları da polisin ateş açtığını ve bir kişiyi bacaklarından vurduğunu anlattı.
Erdoğan’ın dışa dönük sert mesajlarını, yalnız bırakılmışlık duygusuna öfkesini de hatırlatalım.. Canlı bomba olayı göründüğünden ibaret bir hadise değil. En az 3 aylık geçmişi olan bir olay ve kökü dışarıda.. Olayda PKK içinden birileri kullanılmış.. Askerler işi biliyor.. Canlı bomba yalnız değil.. Hükümet iz üstünde.. İstihbarat kaynakları, bundan sonraki planları değifre etmeye ve tetikçileri yakalamaya çalışıyor. Olay, arkası gelecek olan bir dizi olayın ilk işaret atışı gibi bir şeydi.. Olayın içeride de uzantıları var.. Yani tek başına dışarıdan kaynaklanan bir şey değil..
Bu işler böyle. “Ol mahiler ki, derya içredir de deryayı bilmezler”. Ölenin niye öldüğü, öldürenin niye öldürdüğünü bilmediği kirli bir savaş bu.. İç içe geçmiş birçok hikaye ve birçok gerçek vardır.. Bu soğuk savaşın yerini alan örtülü bir savaştır ve dünya daha uzun bir süre bu kanlı oyundan yakasını kurtaramayacaktır. Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK eliyle sürdürülen, dini, etnik, politik, ideolojik farklılıklara dayalı çatışmalarla beslenen bir savaş.. Herkesin sabırlı ve dikkatli olması gerek. Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi