Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Bayramlar bayram ola

Bayramlar bayram ola

Bayram yaklaştıkça benim hep yüreğim burkulur.

Alır başımı, geçmiş günlere giderim...


Rengarenk geçmiş günler... Tadlısından acısı daha çok geçmişin...


Şiirlerle ifadeye çalışmışım yaşadığımız bayramları:


İbiş’in sayei himmetlerinde


Çamura okurduk bir bayram arttı.


Kinler halay çekti bayram yerinde


Beş bayram yitirdik bir bayram arttı...


O günleri hatırladıkça aklıma sosyal demokratlar, demokratik solcu etiketli bizden fersah fersah ötedekiler gelir...


Mübarek bayram gününde şarap şişesini köküne kadar yudumlayan, geğiren ve dayı dayı ahkam kesenler...


AKGÜNLER düzeni zindan görünür


Vatanın örtüsü kandan görünür


Başkentte saklanan siyasi pislik


Muğla’dan, Sinop’tan, Van’dan görünür...


Maalesef o kanlı, kinli günlere özlem duyanlar el’an etrafımızda yaşamakta, ukalalıklarıyla taşları çamura kestirmektedirler...


Kimi isteyerek-severek, kimi ne olduğunu bilmeden, kimi kendini göstermek için yıldönümü kutlarlar, dizboyu pisliklerin karanlıklarında dolaşır dururlar...


Düştü can evime dördüncü cemre


Dünyayı üçüncü gözümle gördüm.


Dörtyüz seksenbeş gün çekti her sene


On altıncı aya takvimsiz girdim.


27 Mayıs darbesinin ismini Hürriyet Bayramı koyan korkak, pısırık, kendinden ve geçmişinden habersiz sapısiliklere az mı öfkelendim ki?


Amma hiçbir faydası olmadı...


Senede bir gelen Ramazan Bayramımızı “Şeker Bayramı” diye değiştiren haydutları baş tacı ettiğimiz günleri hatırlarım... Şu anda bile daha seviyeli bir toplum inşa edemedikse, suç muarızlarımızın değil, bizimdir, bizim zannettiğimiz tenekelerindir...


Acemi tavlar ekeler/bedeni yuttu lekeler/başımızda tenekeler/Taç değil mi gardaş? TAÇ...


Namaz kılmak yasak amma/Paşa girer eyler dua/Kim laiklik derse buna/P... değil mi gardaş?/P..ç.


Ben ömrüm boyunca risk almış bir insanım... Hukuk var diyoruz ya, çok öncelerde bugünküne bakarak vardı o mübarek...


Bazı çok tanınmış, eh... biraz da mason ise, uçan kuşu, düşünen başı mahkemeye veriyor... Ne yazık ki kazanıyor da...


Kim nasıl bayram yapsın? Söyler misiniz?


Aydo’nun ücretli uşakları adalete karşı duruyor, hakkaniyete karşı çıkıyor, muhtemelen iki bayramımız var onları da yok sayacaklar yeterse güçleri...


Yürüyün BODRUM’a gidelim...


Bodrum, gerçek Müslümanların itibar etmedikleri bir mekândır... Lakin civcivi tüylenen her kesimden zibidi fırsat bulursa gidip gayrimüslim usullere göre tatilini yapar, bayram der nasıl bayramsa...


Her halükârda bu bayram bizim bayramımızdır...


Kurban kesseniz de, kesmeseniz de eğer Müslümansanız bu bayram sizin bayramınızdır...


Allah (c.c.) bayramınızı hayırlı-uğurlu eylesin...


Daha doğrusu bayramlar bayram olsun...


Siyonist parmağı değmemiş, mason gölgesi düşmemiş, modernlikten uzak, aslına sadık bayramlarınızı tebrik ediyorum..


Rabbım dünyevi sahiplerinize insaf ihsan eylesin... Tabii sizlere de akıl/izan-feraset...


Ölürsen de hak yedirme, hak yeme


Ak’a kara, karaya da ak deme


Adaletten ayrılırsa mahkeme


Bir hakime, bir de kanuna tükür...


Elimden bir şey gelmediği için dilimden gelen bir şiir dörtlüğünü herkese hediye ediyorum...


Selamünaleyküm...


==================


Kimi tatile gider, kelle çeker, bayram der


Kimi sırtta kızakla dağa çıkar, bayram der


Kimi kurban keser ve kiminin yetmez gücü


Kimi Arafat’ta gözyaşı döker, bayram der.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi