Engin Ardıç

Engin Ardıç

Kedi kedidir, Osman da Osmanlı

Kedi kedidir, Osman da Osmanlı

Birisi Osman Hamdi Bey'in Rum olduğu iddiasını ortaya atmış.
Babası İbrahim Edhem Paşa Rum asıllı mıymış neymiş... Sakız adasında doğmuş... Bu durumda Osman Hamdi Bey de Rum sayılırmış...
Bunu mesele yapmışlar, kimileri "tarihi gerçeği meydana çıkardık" havasındalar, kimileri de "hayır olamaz" diye savunmada...
Öyle olabilir de, olmayabilir de.
Bundan ne Osman Hamdi Bey'in müzeciliği zarar görür ne de ressamlığı. (Bozkır çocuklarına duyuru:
Türkiye'de ilk arkeoloji müzesi cumhuriyetten tam otuz iki yıl önce açılmıştır, Abdülhamid devrinde.)
"Kökeni" ne olursa olsun, Osman Hamdi Bey, Osmanlı'dır.
Amerikalılar "melting pot" derler, eritme potası. Herkes bir "üst kimlikte", bir üst kültürde, Osmanlılık'ta buluşmuştu bu ülkede, İttihatçılar ayırımcılığa başlamadan önce. "Bütün halkları eşitleyeceğiz" sloganıyla 1908 devrimini yapanlar hemen iki sene sonra diğer halkları ezmeye karar vermeden önce...
Osman Hamdi Bey'i "Rumlukla" suçlamakla, Nazım Hikmet'i "Polonya kökenli" olmakla suçlamak arasında hiçbir fark yoktur, ikisi de ayıp ve çirkindir.
Bunu ancak faşistler yaparlar ki, onlar da adam değildirler.
Ki o faşistlerin de etnik kökenleri kurcalanırsa, kimin zararlı çıkacağı hiç belli olmaz.
Mimar Sinan'ın "Ermeni asıllı" olmasından fena halde rahatsız olan bu kafa (yerlere göklere sığdırılamayan "büyük Atatürkolog"Afet İnan Hanımefendi otuzlu yıllarda Sinan'ın mezarını açtırıp kafatasını ölçmüş ve bunun "brakisefal" olduğunu yani Sinan'ın Ermeni olamayacağını açıklamıştı!) şimdi onun bunun kökenini gene araştırmaya kalkarsa...
Günün birinde cumhurbaşkanına hakarete kadar da vardırır işi. Bunu da gördük.
Korkunç olan, bir insanın şu asıllı ya da bu asıllı olmasının "kötü sayılabilmesi" keyfiyetidir.
Hiçkimseye doğmadan önce "nereli olmak istersin" diye sorulmuyor, ya da soruluyor da bizim din bilgimiz yetersiz bu konuda.
Osman Hamdi Bey, "ismiyle müsemma" bir Osmanlı aydını ve sanatçısıdır.
Nikoğos Ağa'yı, Tatyos Efendi'yi, Yorgo Bacanos'u ya da Deniz Kızı Eftalya'yı dinlerken kökenini soruyor musunuz? Kriton İlyadis ile Manasi Filmeridis'in çektiği filmleri nostaljik ahlarla vahlarla izleyenler yok mu?
"Ah o eski İstanbul" ha?... O eski İstanbul'da kimse kimsenin kökenini tartışma konusu yapmazdı. Bu rezillik, 1955 yılında derin devletin o aşağılık "6/7 Eylül operasyonuyla" başladı.
Oysa, anlı şanlı Sokollu nereliydi acaba? Bütün saray devşirmeleri, bütün kapıkulları nereliydiler?
Beyler, geçti artık o adalet bakanınız Mahmut Esat'ın "bu ülkede azınlıkların ancak köle olma hakkı, hizmetçi olma hakkı vardır" diye esip gürlediği devir...
İkinci Selim'in anası da Ukraynalı'ydı, Hürrem Sultan olarak tanıdığınız Ruslana Aleksandra Lizowska, silecek misiniz tarihten?
Osman Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Terbiyecisi" tablosu beş milyon lira ediyor, isterseniz gönderelim Atina'ya... Onlar da bayram etsinler "avanaklar bize çalışıyor" diye.
Ki bu fakire sorarsanız pek öyle de ahım şahım bir tablo değildir.
Hah! Osman Hamdi Bey'in kökenini değil, gelin bunu tartışalım.
Bir Allah'ın sanat tarihçisi çıksın da "Osman Hamdi'de ressam Gerome etkisini" anlatsın bize bakalım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi