Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

WikiLeaks

WikiLeaks

Model mi oluşturduk yoksa biz mi onlardan örnek aldık bilmiyorum ama, artık tüm dünyanın gizli örgütleri için yeni bir tehdit sözkonusu: WikiLeaks.. Leaks İngilizce’de “Sızıntı” demek. Dünya olaylarını eleyip, size “GİZLİ” olanı sunuyor.. Son açıklanan belgeler ABD’nin Afganistan macerası ile ilgili.. Göreceksiniz yakında bunun başka örnekleri de ortaya çıkacak.. Gizli belgeler, gizli ses kayıtları.. Silahlı kuvvetler, polis örgütleri, istihbarat örgütleri ya da kayıt dışı siyaset ve ekonomi odaklı gizli bilgiler bu sistemlerde yayınlanabilir..
En son gelişme ise, ABD’nin Irak ve Türkiye üzerindeki gizli operasyonlarını deşifre eden belgelerin internet ortamında servis edilmesi.. İddia ilginç. İddiaya göre ABD PKK’yı destekliyor, Ankara El Kaide’yi! İddia sahiplerinin iddialarının tam olarak ortaya çıkması ve dayandıkları belgelerin görülmesi gerek önce. Bu konularda her zaman yeterli açıklık ve netlik olmadığı gibi, manipülasyon da mümkün.. Bu haberlerin asıl maksadı, bilgi kirliliği oluşturmak da olabilir..
Time Magazine, WikiLeaks olayı ile ilgili olarak “Gazeteciler için önemli bir referans adres, kaynak olabilir, öte yandan bilgi edinme özgürlüğü için bir enformasyon kaynağı teşkil edebilir” diye yazdı daha önce. Bu beraberinde yeni hukuki sorunları da getirebilir kuşkusuz. Birileri karşı enformasyon siteleri de kurabilir. Ama hiçbir yönetimin bunun yerini alabileceğini, etkisini azaltabileceğini sanmıyorum.. Bağımsız gruplar bu anlamda örgütlü devlet güçlerinden daha hızlı ve daha inandırıcı bir etki gücüne sahip olacaktır.. Bu yeni yapı, karşıt istihbarat örgütlerinin, karşı ülkeyle ilgili elde edilen bilgilerinin sızdırılacağı bir kaynak olacaktır aynı zamanda.. Yani demek o ki, her devlet tek tek bu yapıya karşı çıkarken, bu yapının arkasında aynı zamanda büyük bir siyasi destek de yer alacaktır.. Şu iddia konusunda bu karşı çıkarken, bir başka iddia konusunda çok daha güçlü bir siyasi destek sözkonusu olacaktır.. Bu yapının gücü dürüstlüğü ve bu infoların gerçekliği ile test edilebilir ancak..
Bu sitelerle yasakçı bir anlayışla başedemezsiniz. Dağ ne kadar yüksek olursa olsun üzerinden geçen bir yol mutlaka vardır.. Bu bilgilerin yayılmasında uluslararası ciddi bir dayanışma ve işbirliği mevcuttur. Herhalde SMS’leri yasaklamayı, mail sunucularını kapatmayı düşünmüyorsunuzdur? O zaman yapacağınız fazla bir şey yok. Aksine yasaklar süreci ajite etmekten başka işe yaramaz..
Bir zamanlar porno filmleri çekenler, ilgiyi artırmak için kendileri filmi ihbar eder, sonra da ‘Danıştay kararı ile’ diye afişlerine yazıp, filmleri gösterime çıkartırlardı..
Türkiye’deki siteler bu anlamda hâlâ “ulusal” çerçevede kalıyorlar..
Şimdi bu gerçekler ışığında ben soruyorum: Şu Arınç Suikastı işi ne oldu? Kozmik odada yapılan araştırmanın sonucu ne oldu? O zamanlarda ele geçen el bombası yüklü kamyonlarla ilgili ne işlem yapıldı?
Yeni durum, video paylaşım sitelerinden daha ciddi, sürekli takip ve ilişkilendirilmiş bir veri tabanı ile zaman, mekan, kişi ve olay bağlamında sorgulama yapabileceğiniz bir portala dönüşüyor.. Kuşkusuz buradaki bilgilerin hepsi doğru olmayabilir. Ama bu bilgilerin istihbarat servisleri, devletin gizli arşivlerindeki bilgiler olması bu konuda yeterlidir.. Önemli olan gizli örgütlerin elinde böyle bir bilgi ve belgenin bulunmasıdır..
Bu bilgileri kim, niçin sızdırdı? Bu bilgilerden yayın dışı tutulanlar var mı? Asıl gaye ne? Çoğu zaman, hedefteki kişi ya kurum, görünen kişi ya da kurum değildir.. Belgeleri sızdıranı tanımadığınız için doğruluğundan da emin olmak zordur.. Ama bütün bu iddialar, hem bir kamuoyu oluşturur, hem de siyasi ve hukuki bir süreci başlatmaya yarar..
Bu süreç iktidarları gizli belgelerin açıklanması konusunda daha özgürlükçü davranmaya zorlayabilir.. Ve tabii bilgilerin toplanması, kayıt altına alınması konusunda da daha ciddi ve daha hukuki davranmaya zorlayabilir.. Aslında buna benzer konularda çalışan bir sürü site var. Mesela sitelerden biri, şirketler arasında finans kapitalin ayak izlerini takip ediyor..
İnternet cennete de cehenneme de aynı hızla koşan çılgın bir at gibi. Neyi nasıl kullandığınızla ilgili bir olay bu.. Bana kalırsa mazlumlar bu yolu etkin kullanırlarsa, zalimlerle baş edebilmek adına ciddi bir imkan. Ama mazlumlar da başkalarına zulmetmek için ya da havai işler için kullanacak olurlarsa kapınızın önüne kadar gelen bir tehdit ve tehlike sözkonusu.. Her şey bir “tık” ötede. Cennet de, cehennem de. Melek de, şeytan da..
Bu konuya yarın da devam etmek gerekecek. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi