Taha Akyol

Taha Akyol

Wikileaks üzerine

Wikileaks üzerine

UZUN süredir lafı edilen “siber tehdit”in küçük bir örneğidir Wikileaks olayı... Amerika gibi teknolojide dünyanın en ileri ülkesi bilgi sızdırılmasını önleyemedi. Zaten İngilizcede “leak” sızıntı, sızmak, sızdırmak anlamına gelir.
Wikileaks’in son olarak yayımladığı belgeler elbette dünyada şok etkisi yaptı. Bu yüzden hükümetler arasında büyük siyasi sorunlar patlak vermeyecek ama devlet adamları ve diplomatlar arasında zaten yüzde yüz olmayan “güven”in daha da sarsıldığı muhakkak.
Belgelerde gerek bizim bakanların, gerek uluslararası devlet adamlarının ismini belirterek “şu şunu söyledi” diye rapor edilen rivayetlerin doğru olduğuna inanıyorum. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e atfedilen sözlerin de doğru olduğuna kaniyim. Gerçi Bakü tarafından yalanlandı ama olaylara uyuyor.
Belgelerden ilginç bir bilgi: Ukrayna, Stalin’in katliamları yüzünden Rusya’yı “soykırım”la suçlamak istiyor. Medvedev Aliyev’e telefon açarak diyor ki:
“Eğer Ukrayna’nın soykırım iddiasını kabul ederseniz Nagorno Karabağ’ı geri almayı rüyanızda bile geremezsiniz!”
Karabağ meselesi ne kadar karmaşık, ne kadar dallı budaklı, değil mi?

‘Ilımlı İslam’
Belgeleri Amerikan ‘derin devlet’inin sızdırdığı yolundaki komplo teorileri zırvadır. Çünkü bundan en büyük “güven kaybı”na Amerika uğradı; bunu kendisinin yapmasının bir anlamı yok.
Bu gerçek bir ‘sızdırma’ olayıdır.
Benim üzerinde durmak istediğim “komplo teorisi” başkadır: Başsavcı’nın AKP’yi kapatma iddianamesinde bile yer alan “Ilımlı İslam, Büyük Ortadoğu Projesi, Medeniyetler İttifakı” gibi konular... Bu konuları bir kesim bizde uzun süre “laikliğe karşı Amerikan komplosu” gibi göstermişti...
Halbuki belgelerde bu “komplo” iddiasını doğrulayacak hiçbir şey yok. Dahası, belgelere baktığınızda AKP’nin “İslam dünyasına ve İslami geleneklere daha fazla odaklanmasından” Amerikalı diplomatların rahatsız olduğu görülüyor.
Bu rahatsızlığı Büyükelçi Edelman daha keskin ifadelerle, Büyükelçi James Jefrrey daha ılımlı ifadelerle belirtiyorlar. Ama belgelerde ABD’nin darbe yanlısı olduğunu gösteren en ufak bir unsur yok; AKP’yi uzaklaştırmak için darbeye sempatiyle bakan, İsrail...

İlişkileri bozmamak
Belgeler gösteriyor ki, ABD rahatsız olsa da ilişkilerini bozmak istemiyor.
İlişkileri bozmamak çağdaş diplomasinin belirgin özelliklerinden biridir ve Türkiye için de geçerlidir bu.
Türkiye’nin İslam dünyasına açılması elbette isabetlidir; siyasi bakımdan da ticari bakımdan da... Ancak iki faktör çok önemli:
- İslam dünyasına açılmamız ABD ve Avrupa ile sert çatışmalar yaratmayacak bir tarzda olmalıdır.
- Belgeler gösteriyor ki, Suudiler, Körfez devletleri ve Mısır, İran’dan nefret ediyorlar; hatta ABD’yi İran’a karşı askeri harekâta bile teşvik etmişler! İran’ın radikalizmi tedirgin ediyor elbette... Türkiye’nin İran’la ilişkileri Batı’yla ve İran-karşıtı Araplarla ilişkilerimize zarar vermeyecek bir dengede olmalıdır.
‘Sızdırılan’ 250 bin belgeden sadece yaklaşık 8 bini açıklandı ve bunun sadece 30 civarında bir miktarı Türkiye ile ilişkili...
Bakalım daha neler çıkacak. Benim en çok merak ettiğim ABD’nin PKK’yı gerçekten destekleyip desteklemediği...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi