Şimdi yaptıklarından utanacak mısın?

Şimdi yaptıklarından utanacak mısın?

Onu biz hep “dünyanın kalbine saplanmış, en büyük fitne” olarak tanıdık.

Yarım asırlık tarihi boyunca, İslam dünyasının tam ortasında Filistinli Müslümanlara kan kusturan ülke: İSRAİL

Onlarca yıl süren katliam ve vahşetlerin gölgesinde varlığını sürdüren, dünyanın tepkilerine hiç aldırmayan, her gün yeni yerleşim birimlerine izin vererek, topraklarına toprak katan, milyonlarca Filistinli Müslüman’a dünyayı zindan eden İSRAİL…

Mavi Marmara vahşeti ile kirli yüzünü dünyaya bir kez daha gösteren bu “katil” ülke, uluslar arası sularda savaş gemileri ve profesyonel askerleri ile saldırdığı Gazze’ye yardım gemisindeki 9 yardım gönüllüsünü şehit etti.

Türkiye’nin büyük gayretleri sonucunda dünya kamuoyu ayağa kalksa da, eli kanlı katil İSRAİL, özür dilemeye ve tazminat ödemeye yanaşmadığı gibi, amaçları sadece mazlum Filistinlilere yardım götürmek olan gönüllüleri ve Türkiye’yi suçladı.

Türkiye’nin tüm diplomatik çabalarına rağmen geri adım atmayan İSRAİL, bugünlerde KORKUNÇ bir felaketle boğuşuyor.

Hayfa'da çıkan ve onlarca kişinin ölümüne neden olan yangınla neye uğradığını şaşıran İsrail, bir türlü önüne geçemediği yangın nedeniyle dünyaya muhtaç duruma düştü.

Her katliamının ardından dünyaya meydan okuyan katil İSRAİL, bu büyük felaketin önüne geçemeyeceğini görünce dünyaya çağrı yaparak yardım talebinde bulundu.

Aslında buraya kadar anlatılanlar, dünyaya “insan” gözüyle bakan herkesçe malum konular.

Ama yangın felaketiyle başı belaya giren İsrail’e Türkiye yardım elini uzatınca ne yapacağını şaşıran İsrailli yetkililer telefona sarılarak Erdoğan’ı aradı ve teşekkür etti.

İsrail’in yaşadığı şaşkınlık, Başbakan Netanyahu’nun teşekkür telefonunda değil, Dışişleri Bakanı Liberman’ın sözlerinde kendini gösterdi.

O şaşkınlık haberlere şöyle yansıdı:

İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, ülkesindeki büyük orman yangını için yurt dışından yapılan yardımları anlatırken, Türkiye'den iki uçak gönderilmesine ilişkin olarak Almanlara teşekkür etti.

Lieberman, Türk uçaklarının, Almanya'nın, TC Başbakanlığı nezdinde yaptığı girişimlerin sonucunda sağlandığını söyledi.

Orman yangın ile ilgili İsrail Radyosu'na konuşan Lieberman, Ynet tarafından da yansıtılan açıklamalarında ülkesine ulaşan dış yardımlarına ilişkin bilgi verirken, Türkiye'den iki yangın söndürme uçağının gönderilmesi konusunnda şunları söyledi:

"Almanlara girişimleri için teşekkür etmeliyiz. Onlarla konuştuk ve yangın söndürme uçaklarının olmadığını ancak Türklerin olduğunu bildiklerini söylediler. Türkiye'ye çağrıda bulunmuş ve başbakanlıkla konuşmuşlar."

Bu sözler gösteriyor ki, her şeye rağmen Türkiye’den gördüğü insanlık karşısında yüzü kızaran, adeta yerin dibine batan İsrail, doğrudan teşekkür bile edemiyor.

Türkiye’nin yardım jesti, “iki ülke arasındaki buzlar, yangınla birlikte eridi” şeklinde yorumlanırken, bunun böyle olmadığı çok geçmeden Başbakan Erdoğan tarafından yapılan açıklama ile gün yüzüne çıktı.

Zira insanlık başka bir şey, ama dış politika başka.

İki uçak göndermekle İsrail vahşeti gölgede kalacak diye düşünenler varsa, böyle bir zihniyet kendi ülkesini ciddiye almayan bir zihniyettir.

İsrail’i sadece Türkiye ile arasındaki krizle değerlendirmemek ve dünya için nasıl bir tehlike olduğunu görerek değerlendirmek gerekiyor. Dolayısıyla izlenecek dış politikanın merkezine de bu anlayışı oturtmak en sağlıklı olandır.

Erdoğan, Türkiye’nin İsrail’den taleplerinin belli olduğunu, bunlar yerine gelmediği sürece de, ilişkilerin eskisi gibi olamayacağının altını kalın çizgilerle çizdi.

Bundan sonrası İsrail’in atacağı adımlara bağlı.

Herkes şimdi bu soruyu merak ediyor:

“Katil” İsrail şimdi yaptıklarından utanıp, Türkiye'den özür dileyecek mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi