Taha Akyol

Taha Akyol

Teksas mı oluyoruz?

Teksas mı oluyoruz?

SİLAH Kanunu Tasarısı dolayısıyla bir süredir heyecanlı açıklamalar yapılıyor; “Teksas mı oluyoruz” diye... Silah taşıma ruhsatlarının çok kolaylaştırılacağını, önüne gelenin silahlanacağını söyleyenler var.
Tedirgin oldum.
“At, avrat, pusat” kültürü geçmiş zamanlardaki yeri ne olursa olsun, çağımızda maganda kültürünü besliyor.
Silahla yiğitlik, erkeklik özdeş sayılıyor.
Düğünlerde ve maç kutlamalarında “şerefe” sıkılan kurşunların yol açtığı yaralanma ve ölüm olaylarının altında bu hastalıklı anlayış vardır.
Beline silah takanın yürüyüşü bile değişir!
Böyle bir kültür damarı bulunduğu için mesele önemlidir.

Tasarıyı incelemek
Mevcut uygulamada silah ruhsatı için kişinin “sağlık kurulu raporu” alması gerekiyor; yönetmelik hükmü böyle...
Hükümet tasarısında ise “hekim raporu” yeterli sayılıyordu! (Madde 7/9)
Bizde “hekim raporu” almaktan kolay ne var?!
Haklı eleştiriler oldu ve dün incelediğim metinlerde gördüm ki, İçişleri Komisyonu’nda bu hata fark edilmiş; “hekim raporu” isteyen madde metinden çıkarılmış.
Bu durumda mevcut “yönetmeliğe” göre yine “sağlık kurulu raporu” gerekecek.
Şu konuya dikkat çekmek isterim: “Yönetmelik” kolay değişen bir düzenlemedir. Onun için silah ruhsatında “sağlık kurulu raporu” şartı kanuna konulmalıdır.
Demokrasinin erdemi budur; kamuoyundan gelen eleştiriler hataların görülmesini ve düzeltilmesini sağlar. Demokrasi “her şeyin doğrusunu bilen” dâhilerin değil, yanılabilen ve eleştirilerle ya da sınayarak düzelten normal insanların rejimidir.

Teksas abartısı
Bu konudaki “Teksas” alarmının çok abartılı olduğunu düşünüyorum.
Tasarı evvela çeşitli yasalarla düzenlenmiş silah konusunu, AB ülkelerinde de olan bir “kod”a yani temel kanuna bağlıyor.
Ruhsatlı da olsa silahla girilmesi yasaklanan yerlerin kapsamını genişletiyor. 13 madde halinde sayılan yerlere ruhsatlı da olsa silahla girilemeyecek: Barlar, gazinolar, pavyonlar, düğünler, hastaneler, sendika ve dernek toplantıları, eğitim kurumları ve yurtlar gibi...
Tasarı, ruhsatlı silah sayısını da kısıtlıyor...
Şarjör satışlarının silahla bağlantılı olarak ruhsat ve kayda bağlanması gibi başka olumlu düzenlemeler de var.
Ruhsat almak için yine 21 yaşını doldurmak gerekiyor.
Av silahları için 18 yaşını bitirme şartı aranıyor.
AB standartlarına uygun ama bence bu yaşlar biraz daha yükseltilmelidir; delikanlılık çağında “silah ruhsatı” özentisini frenlemek için.

Tümüyle yasaklamak?
Silahı tümüyle yasaklamak, zaruri ihtiyacı olanları ve silah tutkunlarını kaçakçılık piyasasına yöneltir; içki yasağının kontrolsüz içki üretimini teşvik etmesi gibi...
Kaldı ki, silahlı suçların çok büyük kısmı kaçak silahlarla işlenmektedir.
Çünkü ruhsatlı silahla işlenen suçları balistik muayene ile ortaya çıkarmak kolaydır; “ruhsat” böyle bir caydırıcılık ve hukuki kontrol imkânı sağlamaktadır.
Tümüyle yasaklamak, hatta aşırı derecede kısıtlamak ters sonuçlar doğurabilir.
Onun için kaçakçılığı teşvik etmeyecek derecede “silah ruhsat” imkânını bulundurmak, ama maganda kültürünü özendirmeyecek ölçüde de ruhsat işlemini ‘sağlam’ şartlara bağlamak lazımdır.
Tasarıya bu gözle bakılmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi