Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Sevgili Türkiye'nin sevimsiz fotoğrafı

Sevgili Türkiye'nin sevimsiz fotoğrafı

Siyasi aktörler arasındaki sen/ben kavgası ne bitiyor, ne de hızını kesiyor...
Curcuna sazını Erdoğan bırakıyor, Baykal alıyor..
Baykal bırakmaya niyetli değil.. Fakat Erdoğan hazır önüne gelmiş tamburayı öttürmez mi?
Ben huzursuzum yıllardan beri..
İnşaallah herkes ayıkır ve rahatsızlıklarını dile getirirler.
Meşhur Pako isimli hayvanın yerine aynı soyadı taşıyan bir yeni yazar ikame edilmişti.. Pako mu daha verimli yazardı, yerine geçen kişi mi bilemem..
Bildiğim, her ikisinin de patrona dibine kadar bağlılıkları.
Tıpkı Türkiye’nin Avrupa’ya, Amerika’ya, İsrail’e kayıtsız/şartsız bağlı oluşları gibi..
Görüyorsunuz “Milli Hakimiyet”i bir güzel tırpanladık ve devşirme fikirlilerin gönlünü yapmak uğruna “Ulusal egemenlik” yapıverdik..
Ulusalcı cemaatin derme/çatma da olsa fikir birliğine meftunum..
Türkiye üzerindeki gürültülü ve yazılı medyayı ellerine dolamışlar, istedikleri şekli verebiliyorlar..
Laf cambazlığı yaptıklarına bakmayın, bizdeki ulusalcılar Avrupa denilince kükrerler, amma Avrupa sempatizanıdır hepsi de..
Gelin giderken gönülsüzlük emaresi gösteren mahcup kızlara benzerler.. Amma “hem ağlarlar-hem giderler”...
Ya muhafazakâr olduklarını söyleyenler?
Bizim ellerinde her türlü yetki bulunan muhafazakârlarımız isterler ki, AB’ye girelim, ipleri eline verelim, bizim korkup yapamadıklarımızı bizim adımıza onlar yapsınlar..
Yaparlar ya (!)..
Kökünüze kibrit suyu dökmek için bilcümle güçlerini harcayan ve düşmanlığını belli etmemeye çalışan AB mensupları sizin neyinize aşık ki?
Kendi aranızda birleşmekten, ülke menfaatini savunmaktan kaçacaksınız, yabanın gavurundan medet umacaksınız...
Herkes avcunu yalar.
Hele bir Avrupa ile söz kesilsin, düğün yapılsın ondan sonra görünüz felaketin boyutunu..
Adamlar Türkiye’deki kargaşa anlarını bekliyorlar..
Şu günlerde sevinçten gülücük abidesi oldular sanki..
Ne diyorlar?
Hele reformları eksiksiz gerçekleştirin..
Hele Ermenistan ile aranızdaki pürüzü taviz vererek halleyleyin..
Hele Kıbrıs'tan askerinizi çekin..
Hele Patrik’e ekümenik statüsü tanıyın..
Hele Heybeliada’da Ruhban okulunu açın bakalım..
Hele hele açıkça simge olan ve simgeleri “kamusal alanda” yasakladığınız gibi şu bayrağınızdaki simgeyi de kaldırın oradan..
Herkese vize uygulamasını kaldırın..
Alacağımız kararlara kayıtsız-şartsız uyacağınıza dair kararlar alın..
Ve diyecekleri var geriye sarkıtılmış:
Yahu siz Müslüman, biz hıristiyan.. Olur mu böyle ikilik. Tez elden şu dininizi bir değiştirseniz..
Tabii Türkiye’de bu tekliflere balıklama dalacak beyinsizin hesabı yoktur..
Türkiye acayipleşti bence..
Ergenekon rezilliğine mi baksınlar, kartel medyanın fütursuzluğuna mı?
Hako’su, Pako’su, Sebosu ve daha niceleri yalakalıklar sergileyerek kendilerini garantiye almaya çalışıyorlarsa, mesele vahim..
Avrupa akbabaları elbette bu enteresan havadan yararlanmak ister..
Tam sırası..
Köprüdeki “iki keçi” hikayesine nazire yapıyor siyasi büyükler..
Şimdi köprü daha dar, keçi daha fazla, daha inatçı..
Yani gidişat umut verici değil.. Yoz mu, yoz..
Tıpkı Basın Konseyi gibi..

Yine öfke modunda mantıcı Baykal Dede
Kökten muhalefetle ebedi hemhal dede
Yirmi üç Nisan geçti, başbakan olamadı
Hadi bir masal anlat, sevgili masal dede.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi