Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Nerede yanlış yapıyoruz?

Nerede yanlış yapıyoruz?

Bir kadın. Üzerinde şalvarı, başında yemeni veya çemberi.

Anadolulu kadın. Bir kolunun altında kocası, diğerinde oğlu. Belli ki yürüyemiyor, felçli, sırtlamış oturuyorlar, anayı, bilmem kaç yıllık eşi. Gittikleri yer cezaevi. Beyninde tümör varmış. Gözleri kör ve diyabet hastasıymış. Gittikleri yer hapishane. Hastane değil. Cezaevi.

Ziyaret? Hayır değil. Birini bırakmaya gidiyorlar. Kadını. Samsunlu Saliha Salkılıç’ı. Âmâ, felçli, tümörlü. Habere göre kızı “Samsun’un İlkadım ilçesi Ağabali Caddesi üzerinde giyim mağazası açmış. Daha önceden sigorta kaydı bulunduğu için genç kız işyerini emekli olmasına yardımcı olmak üzere annesinin üzerine yapmış. Şeker hastalığından dolayı 4 yıldır iki gözü kör olan Saliha Salkılıç adına bankadan çek alınmış. İşyeri ortağı olduğu ileri sürülen F.E.’nin çekleri kullanıp ödeme yapmadığı iddia edilmiş. Daha sonra da karşılıksız çek suçundan Saliha Salkılıç hakkında dava açılmış. Çeklerden habersiz olan Saliha Salkılıç, yargılandığı iki ayrı mahkeme tarafından 76 ve 45 gün olmak üzere toplam 121 gün hapis cezasına çarptırılmış.” Kadıncağız nasıl olmuşsa aranır duruma düşmüş, emniyet güçleri de evine gelip gözaltına almış. Sonra da önce adliyeye, oradan da karga tulumba cezaevine! İyi mi! Şimdi Saliha hanımın kocası feryat ediyor. Hem kalbinde hem de beyninde tümör olan, defalarca ameliyat geçirmiş bu yaşlı kadın, şeker hastalığı ile mücadele ederken gözlerini kaybediyor, yürüyemiyor, şimdi hapishanede kendine nasıl bakacak diye.


Bu nasıl bir suç ki böyle paraya çevrilmemiş, hem de çok cüzi bir miktara… Bizim bildiğimiz bu ülkede etkisi ortadan kaldırılamayacak kadar ağır suç işleyenler veya ölüm gibi geri dönüşümü imkansız suçlar işleyenler bile bir noktada bir şekilde paraya dönüştürülen cezalarla paçayı kurtarırlar. Haydi onu da koyun bir yana, bangır bangır bağırarak dizi cinayet işleyenler, biraz “yatar” çıkarlar da elden ayaktan düşmüş hasta ve yaşlı bir Anadolu kadınına evet tekrar edelim “kadın”a hapishanenin yolu tutturulur. Adalet bu mudur…


Bu resimde bir hata var. Bir yerde yanlış yaptığımız kesin de nerede… Benzer bir resim Antalya’dan. Bebek maması çalan yirmi altı yaşındaki anne ve kucağında bebeği on bir ay süresini doldurmak üzere cezaevinde. Eşinden boşanma aşamasında çocuğunu doğurmak adına marketten çalmaya tenezzül eden genç kadından market de şikayetçi olmamış. Buna rağmen cezası hafifletilmemiş. Sebep sonuç ilişkisi göz önüne alınmadan adi suç muamelesi yapılmış. Olayda geçen market yönetimi de şikayetçi olmadıklarını söylemelerine rağmen kadını kurtaramamışlar.


Genç anneye “becerikli” bir hırsız olamayışının bedelini ödetmiş sistem. Açıktan suç işlemesinin sonucu olarak resmi bir şikayet söz konusu olmasa da adli merci devreye girmiş.


Yani o da sistemin bir kurbanı.


Bir sistem adaleti olması gerektiği gibi tesis edemiyorsa, haklıdan alıp haksıza veriyorsa, yetimin hakkını koruyamıyorsa, hırsızlar dışarıda, masum insanları içeride çürütüyorsa, büyük suçlular elini kolunu sallayarak dolaşırken, küçük suçlulara “orantısız” bedel ödetiyorsa, yolsuzluk bir hayat anlayışı haline gelirken kimin yaptığı ile müeyyideler değişkenleşiyorsa, durup düşünmek gerekir. Bir yerde yanlış var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Kavakçı İslam Arşivi