Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Baykal’ın ya da CHP’nin sonu!

Baykal’ın ya da CHP’nin sonu!

Ve Baykal tekrar CHP genel başkanı.
Ateşli/öfkeli konuşmasında yine suçladı, meydan okudu, laiklik mesajları verdi.
CHP için bu kurultay bir dönüm noktası olacak gibi.
Eğer Baykal kendisi çekilse idi, siyasi kariyeri açısından kazançlı çıkabilirdi. Ama şansını tepti.
İlk seçimlerde CHP ciddi bir oy kaybı ile, bu günlerini arar hale gelecek..
CHP’nin oy kaybı, sadece AK Parti’nin yükselişi ile ilgili değil. Ya da solun dünya çapında kaybetmesi ile de ilgili değil..
CHP tarihi sebebler, ideolojisi, Baykal ve arkadaşlarının hırçın politikalarından dolayı kaybedecek..
Ciddiyet yok. Hiç inandırıcı değil. Kendi içinde tutarsız..
Baykal’ın parti içindeki “tek adam” politikası, usulsüz işlemler partilileri de yormuş gözüküyor..
Böyle giderse Baykal sandıktan tek adam olarak çıksa da, yerel seçimlere varmadan partide ciddi sıkıntılar yaşanabilir..
CHP yerel seçimlerden sonra olağanüstü bir genel kurul baskısı ile karşı karşıya kalabilir.
Parti bir yandan usulsüz işlemleri dolayısı ile yargı denetimine alınırken, öte yandan kongre sonuçları, tüzük ve parti içi ilişkiler sebebi ile mahkemelik olabilir..
Baykal ve CHP için gelecek günler, geçen günleri aratacak..
Baykal % 4’ten % 19’a yükselişi kendi başarısı gibi gösterse de, bunun konjonktürel bir durum olduğunun herkes farkında..
CHP sol tabanını, demokrat tabanını kaybetti. Baykal’ın kişisel tatmin aracı haline geldi.
CHP’nin dünya görüşü, ideolojisi, politik tercihi var mı, varsa o nedir, bilen var mı?
Seçimlerde başörtülü kadınları afişe çıkartan Baykal’ın, kongre afişlerinde “din de bizim, devlet de, millet de!” şeklindeki afişi ve kongre konusunda İslâm’a ve Müslümanlara sahip çıkar gibi gözüken mesajı da, ucuz bir istismarcılıktan öte bir şey ifade etmiyor..
Baykal laikliğe takmış kafayı..
İktidara gelmek için bir yol haritası yok.
Dünyayı da, dünyadaki gelişmeleri de doğru okuyamıyor..
AK Parti ile başlayıp, AK Parti ile bitiriyor..
Rakamlarla oynuyor, gerçekleri çarpıtıyor, aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyor bu arada..
Baykal’da bir darbe ya da ara rejime kapı aralayacak olağanüstü şartlar oluşmadan, CHP’nin iktidara gelme şansı yok.
Ya birileri silah zoru ile onu alıp oraya oturtacak, ya da Milli Koalisyon gibi bir ara rejim hükümeti kurmak gerekirse Baykal’a iktidar yolu açılacak..
Kongre sonrası parti yönetiminde radikal bir değişiklik olmayacak. Ama parti grubunda sıkıntılı bir dönem başlayacak.
Teşkilatlarda da öyle.
Bir yandan yeni bir sol oluşum, ya da solda birlik arayışları yeniden başlayacak..
Zaten bu arada birileri sağda birlik arayışlarına da hız vermişken, solda birlik yeniden gündeme gelecek..
Baykal bu kongrede kendi iradesi ile genel başkanlıktan çekilse idi, partinin bundan sonraki yenilgi, başarısızlık ve dağınıklığından başkalarını sorumlu tutabilirdi.
Ama şimdi bundan sonraki tüm olumsuz gelişmelerin tek ve asıl sorumlusu olarak kendi adı öne çıkacak..
Baykal’ın hiçbir başarı şansı yok..
Baykal için kötü bir final olacak.
Baykal’la birlikte, öyle anlaşılıyor ki CHP’nin de sonu olacak bu süreç..
Yani Türkiye bu vesile ile hem CHP’den ve hem de Baykal’dan kurtulacak..
CHP ideolojik, siyasi ve toplumsal tabanını kaybetti.. Bugün üzerinde yükseldiği taban, AK Parti’ye karşı tepkili bir gayrimemnunlar topluluğudur ve onlar da yorgunluk alametleri göstermektedir. Zaten yaşlı olan bu kesim giderek yalnızlaşmakta, iddialarını kaybetmektedirler..
özellikle de derin ilişkileri, çete bağlantıları, yolsuzluk iddiaları ile bu insanların da zihinleri oldukça bulanmış gözükmektedir..
CHP dayandığı ilkelerle dünyanın genel gidişinden ve istikametinden kopuk fuzuli bir direniş içindedir..
Sloganlarının içi boşalmış, anlamını kaybetmiştir..
CHP’nin “tek parti” mirası, gelecek için bir hız kaynağı değil, bir kambur, yük halini almıştır..
CHP Genel Başkanlığı için ortaya çıkanlar, aslında kaybetmekle, kazanmış oldular.
En azından muhtemel sonuçların sorumlusu olmayacaklar.
CHP’nin bugün, bu akıbetten kurtulması için hiçbir umut ışığı yok.. Baykal gitse de değişen bir şey olmayacak.
Zaten CHP bugün bu haliyle varolmayı haketmeyen tek siyasi partidir. Hiçbir demokratik ülkede, hiçbir hukuk devletinde “Cumhuriyet Merkez Bankası” ya da “Cumhuriyet Savcılığı” gibi bir “Cumhuriyet (...) Partisi” diye bir parti olmaz..
Baykal ya da bir başkası gitsin, “Cumhuriyetçi Halk Partisi”ni kursun. İsterlerse gidip “Radikal Kemalist, Laikçi Halk Partisi”ni, “Ulusalcı Laikçi Halk Partisi”ni kursunlar..
Böyle bir partinin varolma hakkı CHP ile kıyaslanamaz... kursun. Hilafet fonunu yöneten, ayrıcalıklı, laikçi bir parti olarak CHP Anayasa, uluslararası sözleşmeler, hukukun temel ilkeleri açısından varolamaz.
Ve bir gün tarih arşivinde hakettiği yeri alacaktır..
CHP Kongresi’nin şunu ya da bunu seçmesi değil, kendi kendini feshetmesi gerekir..
Bu; sol, Kemalist, laikçiler için, Türkiye için en iyi sonuç olacaktır..
CHP her gün daha çok zayıflayacak. Her kongrede daha fazla zayıflayacak.
Bir ara rejim olsa iktidara gelse, daha da çok zayıflar..
CHP’nin akıbeti belli.
Ya kendileri partilerinin kapısına kilit vuracaklar, ya da bir gün bunu yargı yapacak..
Selam ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi