Erdal Şafak

Erdal Şafak

Troubleshooter

Troubleshooter

Bu İngilizce sözcüğün, ne yazık ki dilimizde karşılığı yok. Sadece bizim dilimizde değil, Fransızca'da, Almanca'da, Rusça'da, Çince'de, Arapça'da da...
"Troubleshooter"ı ancak birkaç sözcükle çevirmek veya anlatmak mümkün olabilir. Örneğin şöyle: "Karmaşadan çözüm üretmeye çalışan kişi..." Veya "Düzensizlikten düzen yaratmaya uğraşan insan..."
Bu işin ABD Dışişleri'nde sıkı uzmanları var. Örneğin geçenlerde hayata veda eden Richard Holbrooke onlardan biriydi. Marc Grossman'i de örnekler arasında sayabiliriz.
Ama en sıkıları, en ustaları babadan bu işi öğrenen Frank G. Wisner olsa gerek. Baba Frank Wisner Sr. (Senior) CIA'nın kurucularındandı. Sadece CIA'nın değil, Gladio'nun da!
Oğul Frank G. Wisner ise ABD Dışişleri'nde parlak bir kariyer sergiledi. Hem diplomat, hem de istihbaratçı olarak. Büyükelçilik yaptığı yerler arasında Kahire de vardı. 1986-1991 yılları arasında. "Reis" Hüsnü Mübarek'le o dönemde kurduğu sıkı dostluğu bugüne kadar sürdürmeyi başardı.
Başkan Obama, bu kaos günlerinde Mısır'daki ABD Büyükelçisi Margaret Scobey'in girişimlerini yetersiz bulunca, emekliliğin tadını çıkarmakta olan Wisner'i göreve çağırdı ve apar-topar Kahire'ye gönderdi. Karmaşadan bir çözüm üretmesi için. Yani?
Hüsnü Mübarek'in çekilmesini sağlayacak ama Mısır'ı istikrarsızlığa sürüklemeyecek bir formül geliştirmesi için.
Otoriter rejimin yaylarını gevşetecek ama anti-Amerikancı akımların Mısır'ın eksenini değiştirmesine izin vermeyecek kadar güçlü bir yönetimi inşa etmesi için.
Çok partili siyasal sisteme geçilmesine olanak verecek ama Müslüman Kardeşler'i iktidara getirmeyecek bir mucize yaratması için.
Ve en önemlisi; İsrail'in güvenliğini tehlikeye sokmayacak, İsrail'le 1979'da imzalanmış olan barış anlaşmasına bağlı kalacak bir yönetimi garantilemesi için.
"Troubleshooter" Wisner'in işi zor. Ama Mısır halkının işi daha da zor. Hele hele "Arap Sokağı"nın, yani Magrip'ten Maşrık'a kadar uzanan coğrafyadaki devletlerin, rejimlerin ve halkların işi iyice zor.
Çünkü Tunus ve Mısır'da yaşananlar birkaç gün lav püskürttükten sonra yeniden uykuya dalan bir volkanın patlaması değil; yıllarca, belki de onyıllarca sürecek bir depremin öncü sarsıntıları.
Hatırlayın; Demir Perde'de, Sovyet Bloku'nda ilk başkaldırı 1956 Haziran'ında Polonya'da olmuştu. Poznan'da 50 bin işçinin isyanıyla. Ardından 1956 Ekim'inde Budapeşte ayaklanması... Ondan 12 yıl sonra 1968'de Prag isyanı...
O dönem hiç kimse bunların büyük depremin öncü sarsıntıları veya enerji birikimi olduğunu algılayamamıştı, kavrayamamıştı.
İşte o deprem 1989'da meydana geldi. 9 Kasım 1989 gecesi. Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla. Ve koskoca Sovyet İmparatorluğu bir-iki yılda dağılıp gitti. O imparatorluğun yayıldığı diyarlarda şimdi bambaşka düzenler, bambaşka rejimler var.
Dahası o yeni düzenler, yeni rejimler de oluşumlarını henüz tamamlayamadılar. Evrimleri sürüp gidiyor.
Aynı öngörüyü Arap coğrafyası için de yapabilir, aynı modeli Arap coğrafyasına da uygulayabiliriz. Çünkü elimizde başka şablon yok.
Daha çok "Troubleshooter" gerekecek Arap Sokağı'na, çoook..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdal Şafak Arşivi