Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Namus ve şeref sözü

Namus ve şeref sözü

Rivayet muhtelif... Bir politikacı, “Kürtler eninde sonunda kucağımıza oturacak” buyurmuş.

İki gündür, söylenip söylenmediği vuzuha kavuşmamış bu söz konuşuluyor siyasi kulislerde...

Hüsnü Mübarek son atağını yaptı, “adamlarını” isyancıların üzerine sürdü, bir yandan orduyu mobilize etmeye çalışıyor, el altından “Kolay kolay gitmem” mesajı veriyor ama cennet vatanda da böyle şeyler oluyor: “Kürtler eninde sonunda kucağımıza oturacak.”

Haberi, Yeni Şafak’ta okudum.

Üzüldüm.

Siyasetin vardığı yer adına üzüldüm.

Bu sözü sarfettiği ileri sürülen “beyefendi politikacı” adına üzüldüm.

Kürtlere biçilen rol adına üzüldüm.

Kendi adıma da üzüldüm... Bir haftalık arada ne yaptığımı, ne okuduğumu, Elias Canetti’nin “Murdoch” hakkında söylediklerini ve dolayısıyla “İngiltere idealini” yazacaktım, tutmuş ekranlara çıktığında “eğitim şart” kıvamında mesajlar veren Hurşit Güneş’le uğraşıyorum.

Bu arada, beyefendi politikacının ismini de öğrenmiş oldunuz:

Hurşit Güneş...

Kendisi, CHP Genel Başkan Yardımcısı’dır.

Rahmetli Kandıralı Turan Güneş’in de mahdumudur.

İyi bir adamdır.

Bu yazıya otururken Hurşit Güneş’ten açıklama geldi... “Asla böyle bir söz sarfetmediğini; bu sözün değil söylenmesi, düşünülmesinin bile insanlık değerlerine, edebe, ahlaka ve CHP’lilik kültürüne aykırı olduğunu” söylüyordu.

İnanırım...

Çünkü, tanıdığım ve ekranlardan temaşa ettiğim Hurşit Güneş, hangi şeraitte olursa olsun asla müddei bir görüntü vermiyor, asla “galiz” sayılabilecek bir üslup takınmıyor ve hiçbir zaman muhataplarına karşı saygıyı elden bırakmıyor.

Peki, ne olmuştu da, böyle bir söz atfedilmişti kendisine?

Düşmanı mı çoktu?

Parti içindeki yükselişini mi engellemeye çalışıyorlardı?

Belki de, “CHP’nin iktidar yürüyüşünü” durdurmak isteyen birtakım karanlık güçlerin tertibiyle karşı karşıyaydık.

Kendisine sorarsanız, “CHP’nin yükselişinden rahatsız ve tedirgin olanların bir tertibiydi” bu...

Bilmiyorum... Olabilir de, olmayabilir de...

Nitekim, konuyu yargıya taşıyacağını, kendisine bu iftirayı atanlardan hesap soracağını ve dolayısıyla mahut tertibi ortaya çıkaracağını söylüyor. Hakkıdır... İşin doğrusunu yargı çıkarsın ortaya

Fakat ben, “CHP’nin yükselişi” ifadesine takıldım.

Partisi ne zaman yükselişe geçti ve Prof. Hurşit Güneş bu yükselişi hangi parametrelerle açıklıyor?

Bunu bilmek istiyorum.

Bir tarihte, CHP’nin iktidar şansını “eğitilmiş kitlelerin” varlığına bağlamıştı... Hurşit Hoca kitleleri eğitecek, eğitilmiş kitleler dolayısıyla kalkınmayı, dolayısıyla refahı, dolayısıyla çağdaşlığı talep edecekleri için, sandığa gidip otomatikman CHP’ye oy vereceklerdi.

Hurşit Hoca “iktidara yürüyoruz” diyor ama benim bildiğim CHP düşüşte.

Bütün kamuoyu anketleri bunu söylüyor,

Ne oldu da, henüz Hurşit Hoca tarafından eğitilmemiş kitleler birden CHP’ye meylettiler?

Kürt sorunu konusunda yeni bir açılım yaptılar da, bizim mi haberimiz olmadı? Kaynak mı buldular? İstihdam sorununu halledecek büyülü bir formül mü geliştirdiler? “Sokak sokak taşlı sopalı direniş” yolunu göstermek dışında, toplumun önüne yeni bir hedef mi koydular?

Bilmek istiyorum.

İkna olursam, şu eğitilmemiş halimle ben bile CHP’ye meyledeceğim... Namus ve şeref sözü...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi