Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Batum'un çıkışı ve AK Parti'ye çalışmak!..

Batum'un çıkışı ve AK Parti'ye çalışmak!..

Halk arasında CHP ve MHP muhalefetinin AK Parti'ye yaradığı konusunda genel bir kanaat var. Şöyle bir Anadolu'ya çıkıp halk ile içli dışlı olursanız bu gerçeği hemen görürsünüz. Özellikle de AK Parti yanlıları böyle bir söylemi hemen tasdik ediyorlar. Derdim böyle bir kanaatin gerçekten AK Parti'nin işine yarayıp yaramadığı değil. Siyasette bazı gelişmeler bazı partilerin işine yarar, işlerini kolaylaştırırken bazılarının da düzenini bozabilir. Siyaset böyle yürür.

Bu köşenin takipçileri CHP ve MHP'nin proje üretip halka ülke sorunları ile ilgili çözümlerini sunmak yerine karşılıklı laf yarışından medet umduklarına sıkça temas ettiğimi bilirler. CHP ve MHP proje üretmeyerek sadece laf yarışında daha sert kim çıkış yapacak derdine düşüyor da bundan AK Parti kazançlı çıkıyorsa bunun için iktidar partisini suçlayacak da değilim. Ancak, muhalefetin sadece CHP ve MHP'den ibaret olmadığını da görmek gerekiyor. Medyanın başkalarını göstermediğini biliyoruz ama millet olarak tüm seslere kulak vermek ve bunlar arasında gerçeği bulmak gibi bir sorumluluğun olduğunu unutmamak gerekir ki ortalık karşılıklı laf yarışı ile siyaset yapanlara kalmasın.

Aslında üzerinde durmak istediğim husus CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un TSK'ya karşı çıkışı ve bu çıkışında AK Parti'nin işine yaramasıydı. Daha doğrusu bu yöndeki kanaatimi sizinle paylaşmak istemiştim. Ne var ki sabah gazeteleri okumaya başlayınca Bugün Gazetesi'nde Adem Yavuz Aslan'ın yazısına, "Herkes AK Parti'ye çalışıyor",Yeni Akit'de sevgili kardeşim Hasan Karakaya'nın da "Bırakın orduyu, asıl CHP'nin altı oyuluyor" başlığını attıklarını gördüm. Her iki yazıda da CHP sözcülerinin birbiri ardı sıra ettikleri sözler sıralanarak en sonunda Batum'un sözlerine yer veriliyordu. Bu arada Sevgili Karakaya sanki uzaktan uzağa kalbimden geçenleri okumuş gibi Batum ile Encümen-i Daniş arasındaki bağı hatırlatarak, "Süheyl Batum gibiler, aslında CHP'nin sözcülüğünü değil, Ergenekon'la organik bağları da bulunan Encümen-i Daniş'in sözcülüğünü yapıyorlar" diyordu.

Aslında bazı CHP'lilerin Encümen-i Daniş'in sözcülüğünü yapıp yapmadıkları pek de önemli değil. Zaten Encümen-i Daniş Başkanı Necmettin Karaduman'ın, "Demokrat Parti'nin genel başkanlığı için Süheyl Batum üzerinde uzlaşmıştık. Ama Cindoruk bu değişimi başaramadı" sözleri her şeyi ortaya koyuyor. Sanıyorum bu noktada artık Batum'un kimin sözcülüğünü yaptığını tartışmanın da fazla bir anlamı yok. Ancak, bir yandan Demokrat Parti'nin genel başkanlığına layık görülen öbür yandan da bir çırpıda CHP'nin genel başkan yardımcısı olmanın arkasında herhalde ya bazı güçler vardır ya da Batum süper kabiliyettir. Ancak merkez sağdan CHP'ye uzanan çizgide rahatlıkla yer alabilen merkez sağ bir partinin genel başkanlığı ile CHP'nin genel başkan yardımcılığı arasında bir keyfiyet farkı görmeyen siyaset erbabının sadece Batum olmadığı da kesin.

Bu bakımdan düne kadar kapalı kapılar arkasında kotarılan birtakım oyunların günümüzde alenen ortalığa dökülmüş olması sanıyorum toplumun olayların perde arkasını görmesini sağlaması da iyi bir gelişmedir.

Anamuhalefet ile MHP'nin birtakım söylem ve taktiklerinin AK Parti'nin işine yaraması da siyasetin bir cilvesidir. Bunun için AK Parti'yi eleştirmenin de anlamı yoktur. Aslında Ergenekon çerçevesinde gündeme gelen birtakım dosyalar vesilesiyle artık bazı merkezlerin siyasetin sağı ve solu ile kolkola oldukları ortaya çıkmış durumda. Hatta, birtakım belgeler ortalığa saçılıverdi. Bu arada CHP içindeki bazı isimlerin yaptıkları açıklamalar ile CHP'nin altını ne ölçüde oydukları bir yana sanıyordum. CHP sözcülerinin şimdiye kadar takiye sebebiyle dile getirmedikleri ya da getiremedikleri bazı hususların söylenmeye başlanılması son zamanlarda perdenin kalkmasına vesile olmuştur. Yani demokratikleşme olacaksa bazı siyasi partiler ile grupların takiye perdesinin arkasından ortaya çıkmaları şarttır. Çünkü, takiye ile demokrasi kesinlikle bir arada olamaz. Takiyecilerin attıkları demokrasi nutukları ya yalandır ya da hedefe ulaşabilmek için gerçek çehrelerini gizlemek için demokrasi siperinin arkasına saklanmalarından ibarettir. Bu bakımdan şahsen Batum'un CHP takiyeciliğini gözler önüne sererek topluma hizmet etmiş olabileceğini düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi