Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Bir terbiyesiz adam

Bir terbiyesiz adam

Kendisini muhatap almayacağım. Sahibiyle hasbıhal edeceğim...

Muhterem Aydın Doğan...

Kıymetli beyefendi...

Değerli basın patronu...

Bu size, “doğrudan” yazdığım ilk açık mektup.

Bugüne kadar adamlarınızla dalaşmalarımda ne konumunuzu, ne etkinizi, ne de tasarruf hakkınızı gözettim. Yani, bazı adamlarınızın utanmadan “Onu at, beni al” diye sündürdüğü “doğrudan şikâyet” yoluna başvurmadım. Bodoslamadan girdim, Allah ne verdiyse yüklendim.

Mertçe mukabele görmediysem de, tutumumu değiştirmedim.

Bu istisnayı bir adamınız için bozuyorum.

Konumunuza, etkinize, tasarruf hakkınıza ilişkin bir talep değildir bu. Yol arkadaşlığı yaptığınız, güvenerek sütun emanet ettiğiniz eşhası tanıyın diye yapıyorum bunu.

Hem, kendisi muhatap alınacak değerde biri değil.

Hatta, hiç değerli biri değil...

Öfkeli, hazımsız, ağzı bozuk ve terbiyesiz bir adam...

Bu adamla, kısa süren bir dostluğumuz da olmuştu... Yazdığı bir roman çerçevesinde bazı görüşmeler yapmıştık; sanattan, edebiyattan, siyasetten konuşmuştuk. Sığdı ama samimiydi. Sanat kavrayışındaki “sığlık” engel değildi tabii dostluğumuza.

Kendisini yıllarca “liberal” diye pazarlayan ama hiçbir liberal çevrenin ciddiye almadığı bu adamı, muhtemeldir ki rahmetli Yavuz Gökmen’den doğan boşluğu doldursun kattınız kadronuza.

Fakat “liberal” diye aldığınız adam, başka bir şey çıktı...

Sizin de böyle bir talihiniz var.

Liberal diye alıyorsunuz, Tufan Türenç çıkıyor.

İslamcı diye alıyorsunuz, Tufan Türenç çıkıyor.

Sosyalist diye alıyorsunuz, Tufan Türenç çıkıyor.

Entelektüel diye alıyorsunuz, yine Tufan Türenç çıkıyor.

Buradan, Tufan Türenç’i küçümsüyorum gibi bir anlam çıkmasın... Tufan Bey düzeyiyle, kavrayışıyla, dünya görüşüyle, “kimliği” bellediği yaşam biçimiyle nevi şahsına münhasır bir gazetecidir. Dahası, son derece yararlı bir yazı işleri elemanıdır.

Meselem Tufan Bey’le değil... “Medyanın amiral gemisi” olan gazetenizde irili ufaklı bir sürü Tufan Türenç istihdam ediyorsunuz, onu demeye çalışıyorum.

Şunu da ilave edeyim: Asıl Tufan Türenç’in, “sonradan olma” Tufan Türenç’lerden farkı şu: Daha nezih bir adam. Dünya görüşünde daha samimi... Muhalefetinde daha tutarlı... Az bilgili ama daha saygıdeğer...

Bu yazının konusu olan liberal Tufan Türenç’iniz, bir zamanlar “piyasacı, küreselci, AB’ci, ABD’ci, antimilitarist” takılıyordu... Öyle azgın bir küreselciydi ki, “Türkiye, Türkiye’ye bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir” gibilerden laflar ediyor; hızını alamıyor, ABD’nin Irak işgalini desteklemeyen İslamcılardan, 28 Şubat sürecinde verdiği desteğin “diyetini” istiyordu.

Bir de terbiyesiz...

Handiyse, küfürsüz yazısı yok.

Bu satırların yazarına çok küfretmişliği vardır.

Neyse, konumuz nezaheti kendinden menkul “adamınızın” ettiği küfürler değil. Eskilerin ifadesiyle, “üslubu beyan, ayniyle insandır...” Onu, kendi suretiyle ve “kendinden menkul nezahetiyle” baş başa bırakalım ve bir de Doğan Medya Grubu’nun “etik ilkeleri”ne havale edelim.

Bir istirhamım var sizden.

Boş bir vaktinizde, huzurunuza çağırıp, “Niçin muhalefete geçtin sen? Niçin eski yandaşlarınla dalaşıyorsun?” diye sorar mısınız?

Doğru cevabı vereceğinden kuşkuluyum.

Siz de kuşkulanın ve alacağınız cevabı, iyi zamanlarımızda Ahmet Hakan Coşkun’a emanet ettiğim “bilgi”yle çek edin.

Sık sık delikanlılıktan, mertlikten bahseden Ahmet Hakan Coşkun işin doğrusunu söyleyecektir herhalde.

Ki, ben de, ikide bir “yandaşlar” diye saydıran adamınızın, hangi mecburiyetlerle “iktidar karşıtı” kesildiğini anlatayım.

Kamuoyu da öğrensin ortadaki tıyneti...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi