Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

29 Ekim ve 19 Mayıs Dekolte Kadınlar Gösterisidir

29 Ekim ve 19 Mayıs Dekolte Kadınlar Gösterisidir

Türkiye’de dekolte kadının ve kıyafetin resmî devlet eliyle törene ve “toplumsallaşmaya” dönüşme tarihçesine bakıldığında karşımıza 29 Ekim Cumhuriyet ve 19 Mayıs Gençlik Törenleri çıkar. İlk yıllardan sonra bu iki resmî törene 23 Nisan Töreni de eklenir.

Batı’dan ithal edilen bu uydurma resmî törenler dekolte kadın toplumu oluşturmak için Kemalist cumhuriyetin İslâm’a mugayir bir “modernleşme” projesiydi.

Öyle ki bu şenî törenlere “bayram” demekten hep hicap duydum. Kemalist seküler cumhuriyetçiler cehaletlerinden dolayı bu törenlere “millî bayram” diyorlar.

Oysa millî kavramı milletten, millet kavramı İslâm’dan neşet eder. Millet, “din, inanç, ilâhî hükümlerin tamamı, şeriat” demektir. Bu ölçülere uyan ve bağlı olan topluluğa da İslâm milleti denir. Dolayısıyla İslâm milletinin anâne, usul ve değerlerini taşıyan özel günler de bayram adını alır.

Çünkü, bayram İslâmî bir kelime. “Dinî, yani millî bakımdan hususi değeri olan ve milletçe kutlanan günlerdir.”

Âyetlerde emredildiği şekilde Ramazan ve Kurban Bayramları’na bayram denir ve Müslüman milletçe ancak kutlanabilir.

Bayramlarda bayram namazı kılınır, bayramın mânasınca büyükler, eş-dost ve mezarlıklar ziyaret edilir, insanların gönülleri alınır, yoksullara yardım ve pay dağıtılır.



“Bayram” sıfatına sahip olmayan, bir yönüyle Stalinist ve Hitlervâri totaliter rejimlerin törenlerinden kopya edilen, bir yanıyla Avrupaî kadın modelini telkin eden 29 Ekim Cumhuriyet ve 19 Mayıs Törenleri dekolteli kızlar ve “bayanlar” toplumu vücuda getirmenin resmî provasıdır.



Özellikle 19 Mayıs Töreni’nda dizden yukarı etekleri, teni gösteren kumaştan yapılma kol ve omuzları açık kıyafetleriyle kız öğrencilerin “resmî geçitlerinin” Avrupa’nın çağdaş kapitalist-seküler toplum manzarasına dönüştüğü âşikardır.

23 Nisan Töreni’ni çoğu insan, İstiklâl Savaşı’nda din-i mübin ve vatan-ı İslâmiye için cihada, yani mücahedeye çıkan “Hakk’a tapan millet”in “Millî Hâkimiyet Bayramı” zanneder.



Oysa bu durum bir yıl sürmüştü. Sonra, dekolte “bayanlar” gibi dekolteli kız öğrenciler oluşturulması için yeniden tanzim edilmişti.



Daha sonra, Atatürkçülüğü “iyi bir şey” zanneden bâzı öğretmen ve öğrencilerin “23 Nisan sevinç doğuyor içime” diye şiircikler yazdığı bu tören dekolteli kız öğrenciler gösterisine dönüştürülmedi mi?



Lâ-dinî Kemalist cumhuriyetin gayesi bu şenî törenler vasıtasıyla dekolte kıyafetli kız öğrencileri modern Türkiye’nin “çağdaş” nüvesi olarak hazırlamaktır.



Bu yolda mesafe alındığı “kamusal alanda”, bâzı çok özel lise ve üniversitelerde dekolteliğin fışkırmasından anlaşılıyor.



Türkiye’de dekolte kadın tipinin meşrulaştırılması cumhuriyetin Batılılaşma programına dayanır.



Cumhuriyetin başında ve öncesinde dekolte kadın barlarda, pavyonlarda ve azınlıkların mukim olduğu Beyoğlu’nda arz-ı endam ederken, Atatürkçü cumhuriyet eliyle “yurt sathına” taşınır.



Bu noktada dekolteliğin yaygınlaşmasında ve benimsetilmesinde en büyük fonksiyonu cumhuriyet balolarının yanında 29 Ekim Cumhuriyet ve 19 Mayıs Törenleri üstlenmektedir.



Özellikle, 19 Mayıs Törenleri Müslüman kadın ve kızların varlığına bir reddiye, bir karşı kadın tipinin öne çıkarılması gösterileridir. Müslüman anâne ve vecibelerine aykırı bir pornografiye dönüşen bu resmî törenle dekolteliği meşrulaştırmanın yanında bu kıyafetin zahiriyle birlikte ruh ve fikrinin de verilmesi düşünülmüştür.



Bu şenaat ve müstehcenlik alâmetleri taşıyan törenlerde kız öğrencilerin dekolte kıyafetler içerisinde “çağdaş” Avrupa’dan kopya edilen çeşitli dans ve jimnastik hareketleriyle utanma ve iffet duygularının kırılması da sağlanmaktadır.



Ayrıca 19 Mayıs gösterilerinde şarkıların, dans ve figüratif hareketlerin eşliğinde dekolte kız öğrenciler Yunan ve Roma kültüründeki kadının “cinsel çekicilik” gösterisini de öğrenmiş ve buna alışmış oluyorlar.



Böylelikle sözde “çağdaşlaşmış yeni Türk kadınının” ruhunda İslâm’a ait zerre iffet ve hayâ duygusunun kalmaması sağlanıyor.



Müslüman millete mugayir bu Kemalist laik törenler yoluyla zuhur ettirilen “yeni Türk kadını” tipinin büyük oranda sivil hayatta da çoğaldığı bir gerçektir.



Asrın en büyük çürüme alâmetlerinden olan dekolte kıyafet yalnızca Müslümanların değil, bütün insanlığın iffetli insan olma hakkına, seciye ve birliğine aykırıdır.



Not-1: Salıya yine şenîlik arz eden dekolte kadının adını “asrî kadın” olarak resmîleştiren “muasır cumhuriyetin” zorbalıklarını âcizane anlatmaya devam edeceğiz.



Not-2: Prof. Dr. Orhan Çeker Hocayı, Kemalist rejime “lâ” demenin bir halkası olan dekolte kıyafetin zararından bahsetmesinden ve saldırılara rağmen mert ve asûde duruşuyla fikrinden taviz vermemesinden dolayı selâmlıyor, onu suçlayan iki yüzlü seküler ilahiyatçı akademisyenleri (bunlar âlimliği haiz değildir) ve “sağcı-milliyetçi” (ne demekse) geçinen idareci, yazar ve siyasetçi taifesini telin ediyorum. Onların mürai vasıflarını elbet bir gün yazıp âşikar etmek bu fakirin nâçiz kalemine düşebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İlbey Arşivi